Kırşehir’in de yüzlerce vatan evladını şehit verdiği Çanakkale Savaşları dünyanın en kuvvetli ve donanımlı ordularına karşı, batılıların hasta adam olarak muamele edilen bir imparatorluğun ölmediğini dünyaya gösteren ve hatta askeri okullarda ders olarak okutulması gereken bir savunma ve onur savaşıdır. Başındaki komutan, yaşadığı yüzyılın bir numaralı askeri, bir numaralı siyasetçisi olarak kabul ederler, fakat gurur ve kibirliliklerinden aynı zamanda kıskançlıklarından dolayı açık açık telaffuz edemezler.

Kırşehir’in de yüzlerce vatan evladını şehit verdiği Çanakkale Savaşları dünyanın en kuvvetli ve donanımlı ordularına karşı, batılıların hasta adam olarak muamele edilen bir imparatorluğun ölmediğini dünyaya gösteren ve hatta askeri okullarda ders olarak okutulması gereken bir savunma ve onur savaşıdır.
Başındaki komutan, yaşadığı yüzyılın bir numaralı askeri, bir numaralı siyasetçisi olarak kabul ederler, fakat gurur ve kibirliliklerinden aynı zamanda kıskançlıklarından dolayı açık açık telaffuz edemezler.
Eh bizimde pek beklentimiz yok, herkes yediği köteğin methiyesini haykıracak değil ya. Bu utanmaz adamların kaybettiği her hangi bir savaşı sahiplenecek yapıya sahip değiller. Çünkü kendi vatandaşlarının kazandığı veya kaybettiği bir savaş yok ki.
Derleme ve esir aldıkları ayrı ayrı dillerde anlaşamayan bir kalabalıktı savaş alanlarına sürdükleri insanlar. Bunların Güney Amerika’da ve Kuzey Amerika’da pitbulların ve öldürücü silahların yardımıyla bir tarihi yok ettiler ve ne var ne yoksa İngiltere ve İspanya’ya taşıdılar. Kıyıda köşede kalan yerlileri de belli bir yöreye hapsetmişler gelene gidene gösteriyorlar (Bak buranın eski sahipleri diye aynı Avustralya’daki gibi.)
Afrika’da fakir bıraktıkları ülkelerden işledikleri cinayetler ve vahşet görüntüleri dünyada herkes tarafında göz ardı edilse de, bilinmeyen bir olay değildir. Zaten dünyayı aralarında paylaşmışlar neyin ne olacağını ve nereye nasıl bir devlet kurulacağını onlar karar veriyorlar. Tabi bazen başarılı oluyorlarsa da kurdukları düzen ve sistem uzun süreli olamıyor.
Bir futbol müsabakası için geldikleri İspanya’da dilencilere veya silahların önünde kaçarak vatanlarına sığınan insanlara bozuk para atıp toplatan zihniyet 6. yüzyıllık zihniyetle aynıdır. Bu insanlarda samimiyet ve anlaşmalara sadakat duygusu bodurlaşmış kibirli ve gaddar topluluklar gurubudur.
Çanakkale’de katlettikleri insanların mezarlarını bile ziyaret etmemeleri ve edememeleri, o muhteşem savaşın verdiği yenilgiyi küçümsemelerindendir yedikleri köteğin acısını unutamamalarındandır. Ama maalesef Çanakkale Savaşını küçümseyen ve savaşın o muhterem, cesur komutanına küfür edenlerde var aramızda. Hatta onun kurduğu sistem içerisinde milletvekili seçilip fırsat buldukça yedi sülalesine küfrü sürdüren insanları da gördük Türkiye meclis çatısı altında.
Arka arkaya Türkiye’nin büyük şehirlerinde terör estiren gurupların, canlı bomba aracılığı ile katliam yapan terör ağaları zaten kendileri. Bunu açık açık söylüyorlar desteklemekten çekinmiyorlar buda Türkiye’nin de parçalanması gereken ülkeler arasında olduğunu gösteriyor. Tarih boyunca Türklere karşı beli başlı bir savaş kazanamayan kalleş ve korkak sözde dostlarımız, hiç bir zaman emellerine ulaşamayacaklar. Fakat bazı etnik guruplara havuç uzatarak iç huzuru bozmaktan vazgeçme niyetleri de yok ve de olmayacak. Ortadoğu’da yeni bir oluşum ve yeni haritalar çizmeye çalışırken, Türkiye’nin etkinliğinin bulunduğu coğrafyada ekarte etmek istemeleri, arka arkaya patlatılan bombaların hedefinin ne olduğu belli olmuyor mu?
Savaş hiçbir zaman iyi olmaz ve olamaz fakat mecbur kalınırsa kanımızın son damlasına kadar savaşmadan geri kalmaz bu asil millet. Allah bize ikinci bir Çanakkale Savaşı yaşatmasın, dualarımız bunun için olsun Allah dualarımızı kabul etsin.