Nerden başlasam, nasıl başlasam bilemiyorum, karmaşık duygular içindeyim. Ülkemiz adına, geleceğimiz adına endişe duyuyorum, kaygılanıyorum.

Nerden başlasam, nasıl başlasam bilemiyorum, karmaşık duygular içindeyim.
Ülkemiz adına, geleceğimiz adına endişe duyuyorum, kaygılanıyorum.
25 gündür yaşadığımız kanı bozuk, vatan haini, şerefsiz Fethullah’ın talimatıyla yapılan darbe girişimini kahraman Türk Milleti, şerefli ordusu ve polisiyle püskürttüler de şimdi bu hainlerin temizlenmesi sürüyor.
Hatırlayınız Atatürk’ün kurduğu bu büyük devlet neler gördü, neler yaşadı.
Cumhuriyet’in ilânından iki yıl sonra Doğu ve Güneydoğu’da din makyajlı Şeyh Sait İsyanları, 1937’den sonra Seyit Rıza İsyanları… Daha bilmem ne isyanları…
Atatürk’ün demokrasiye ve milli iradeye bağlı Türkiye’si 35 yıldır PKK denen bebek katilleri canilerin başkaldırdığı bir başka Kürt isyanını yaşarken, şimdi de yine din makyajlı IŞİD ve yine 35 yıldır gelmiş geçmiş bütün iktidarları kullanmış ve Türk ordusuna, Türk yargısına ve kamuya sızmış olan, Allah diyerek kandırmış sahtekâr doğru dürüst okuma-yazması olmayan Fethullah Gülen gibi birisi de 15 Temmuz akşamı Türkiye Cumhuriyeti Devletine başkaldırıp darbe girişiminde bulunmuş, ama emeline layık olamamıştır. Zira bilmiyorlardı Türk Milleti’nin iman ve inancının yüksek olduğunu…
Ancak bu başkaldırı ve isyanlarda nice insanlarımız şehit oldu. Bu terör örgütlerinin arkasına düşenlere de yazıklar olsun.
Dün Fethullahçı olup, köşe dönenler, şimdi yalakalık yapıp meydanlarda demokrasi nöbetine katılıyorlar. Alemi kör, kendilerini akıllı sanıyorlar. Bu besleme, dönek, dönme, liboş, hırsız, sahtekâr ve şerefsizdirler. Yedikleri içtikleri haramdır. Haram olsun.
ABD korumasındaki darbeci FETO’nün şifreleri de tek tek çözüldü. Hain, alçak, satılık, besleme, liboş Fethullah Türkiye Cumhuriyeti’ni devirmek, Atatürk’ün kurduğu bu büyük devlete ve millete ihanet eden FETÖ’nün asker yeşili olarak bilinen haki renkli bir cübbe ile vaaz vererek, kahraman ordumuza sızan onursuz satılmış teröristlerine “darbe yapın” mesajını ulaştırdığı açıklandı.
Darbeci adi FETÖ’nün kirli çamaşırları şimdi bir bir ortaya dökülüyor.
Haymatlos, şerefsiz FETÖ “Mehdiyim” demiş, devleti yemiş. Haram olsun, ölemesin.
Bir zamanlar FETÖ’nün en yakın adamı olan Hüseyin Gülerce “Fethullah’ın Peygamberle görüştüm” diyerek siyasileri, askerleri, sanatçıları, sporcuları, vekilleri, işadamlarını kandırıp nemalandığını açıkladı.
15 Temmuz gecesini Allah bir daha ülkemize yaşatmasın.
Asker elbiselerinin içindeki FETÖ’nün satılmış, beyinleri yıkanmış askerleri darbe girişiminde bulunduklarında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın halka çağrıda bulunarak “Meydanlara çıkın” açıklamasından sonra FETÖ’nün hain, satılmış teröristlerinin hayalleri boşa çıktı. Şimdi bu darbeci askerlerin aileleri ne düşünüyor ki?
Bu millet demokrasiye ve milli iradeye sahip çıktı, hükümetin yanında yer aldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı bağrına bastı.
İşte 15 Temmuz’dan bu yana geçen zaman içerisinde bütün Türkiye’de olduğu gibi Kırşehirliler de Cacabey Meydanı’nda demokrasi nöbeti tuttu. Yani Demokrasiye ve milli iradeye sahip çıktı.
Ancak Fethullahçılar burada da boy gösterdiler. Kendilerini kamufle etmeye çalıştılar. Tekrar belirtmeliyim ki darbe bir ülke için felakettin, ölümdür. Demokrasiye, milli iradeye sahip çıkın. Allah o kötü geceyi bir daha yaşatmasın.
Bu teröristleri Kırşehir’de de az çok tanıyorduk. “Bizlere algı operasyonu yapıyorlar” diyorlardı. Hepsi de efemine yürüyorlardı, efemine konuşuyorlardı. Sinsi sinsi, kalleşçe avlıyorlardı, ağına düşürdükleri nice tüccar, müteahhit, restorantçı, eczacı, sarraf gibi insanları sömürüyorlardı. Hatta tören ve toplantılarda valinin önüne geçiyorlardı.
Araştırın lütfen daha düne kadar FETÖ’nün arkasında dolanan, şimdi bilmem nerelerde boy gösteriyorlar. Kırşehir’de Fethullah’a maddi destek olanlar, kaynak aktaran, arsasına, arazisine okul ve yurt yaptıran, kendilerinin veya yakınlarının adlarını verdirenler, maddi kaynak sağlayanlar da en az terörist başı Fethullah kadar hain değiller midir?
Dün onlarla kırık tutanlar, şimdi Cacabey Meydanı’nda günah çıkartmaya çalışıyorlar.
Kırşehir’deki özel okullarına kimler çocuklarını gönderip okutuyordu, bakın. Hepsi FETÖ’cüydü. Şimdi iz azdırıp kaçak güreşiyorlar. Bu okulları yaptıranlar, yakınlarının adlarını verdirenler de araştırılsın, bunların da kirli çamaşırları ortaya dökülsün. Ne şımarık insanlardı hepsi…
Ben bunları zaman zaman yazıyordum, eleştiriyordum. Ama beni görünce bana ters bakıyorlardı. Hatta gazetemize abone olmak isteyenleri engelliyorlardı, reklâm verenleri uyarıp reklamlarını kestiriyorlardı, “bizim adamımız var, İmam-Hatipli onlara verin!” diyorlardı. Yalakalığın, adiliğini yapıyorlardı.
Peki “İmam-Hatiplilerden terörist çıkmaz” diyenler şimdi ne düşünüyorlar?
Beyinleri yıkanmış bu beslemeleri kirli sakallı İmam-Hatiplilerin hepsi olmasa da pek çoğu Fethullahçı olup çıkmışlardı ve bu hainler bir gün geldi Türkiye Cumhuriyeti Devletine darbe girişiminde bulunup Türk ekonomisini alt üst etmek istediler.
Devirmeye kalkışan FETÖ’nün iktidarını işbaşını getirmeyi, FETÖ denen satılık şarlatan, şerefsiz vatan hainini İran eski Cumhurbaşkanı Ayetullah Hümeyni gibi Türkiye’nin başına getireceklerdi öyle mi?
Ama bu millet Türkiye Cumhuriyeti Devletine de, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da sahip çıktı, bağrına bastı.
Demokrasi ve milli iradeye bağlı, Atatürkçü, özgürlükçü Türk Milleti terörist başının beyinleri yıkanmış, satılık hainlerini yaka paça ettiler.
Yani FETÖ’cülerin Allah belalarını verdi, kazdıkları kuyuya kendileri düştüler.
Türkiye Cumhuriyeti’ni karıştıran, insanların arasına nifak sokup ayrıştıran, ABD’nin uşağı, Fethullah’a milletin kini, öfkesi dinmiyor. Yuh, yuh, yuh olsun ona…
Sureti haktan gözüken, sahtekâr Fethullah için şu sıfatları yakıştırıyorlar, tam da uyuyor doğrusu:
“Sızmacı, dangalak, şarlatan, aldatan, kahpe, hilekâr, Allah ile kandırdı, takiyyeci, sahte mehdi, kaypak, sinsi, yavşak, kalleş, vatan haini, namert, bölücü, şerefsiz, satılık, İslâm dışı, CIA maşası, Haçlı ajanı, terörist, Apo’nun arkadaşı, darbeci…”
“Irkına, vatanına, ordusuna ihanet etti, katli vaciptir” diyenler çoğunlukta…
Daha neler söyleseniz, ilave etseniz bu sümüklü darbeci FETÖ’ye yakışıyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bir açıklamasında “FETÖ’ye giden her kuruş namluya sürülmüş mermidir. Örgüte yardım yapanları asla affetmeyeceğiz” dedi ve işadamlarından, yakınları bulunan bu kişileri adalete teslim etmelerini istedi.
Çok doğru söylüyor, bütün illerde olduğu gibi Kırşehir’de de FETÖ’nün arkasında koşmuş, yardım yapan, tüccarların, esnafların, müteahhitlerin, eczacıların, restorantçıların, sarrafların olduğunu herkes söylüyor. Bunların ki de hainlik değil mi?
Bu sahtekâr, hırsız, rüşvetçi, dolandırıcı dolar zenginiymişti. Herkese yani, yakınlarına adının baş harfi olan dolarlar dağıtmış. ABD’yi de dolara ve rüşvete boğduğu dillendirilen haymatlos FETÖ, nice ABD’li siyasetçiye de dolar dağıtmış.
Şimdi haklı olarak Türkiye Cumhuriyeti Devleti terörist başı, cani Apo’nun kardeşi Fethullah Gülen’i ABD’den iade etmesini istiyor. Ama ABD ipe un seriyor, iade etmiyor.
Anlaşılıyor ki Türkiye ABD ile müttefik değil, Fethullah Gülen müttefik! ABD’nin elinde kullandığı zavallı, cahil FETÖ şimdi kaçacak delik arıyor.
Ne diyelim, terörist başı, darbeci FETÖ’nün ve arkasına düşenlerin topuna lanet olsun. Yalnız görüştüğüm pek çok insan yaşanan bu olaylardan endişe duyuyorlar. “Fethullah Gülen cemaatinden uzaklaştırılan bu belli kesimler şimdi başka tarikatlara katılabilirler. Dikkat etmek gerekir” diyerek bazı dernek ve vakıflara dikkat çekiyorlar.
Yine bir şeyi daha belirtmeliyim ki yaşanan bu olaylardan sonra Fethullahçı olmayan, iftiraya uğramış pek çok kamu görevlileri, bunlardan arındırılmalı, yani kurunun yanında yaş ta yanmasın. Sapla, saman birbirine karıştırılmasın. Fethullahçılığı sabit olanlar da hak ettiği cezaya çarptırılsın.
İşte Pazar günü bütün Türkiye’de olduğu gibi İstanbul Yenikapı’da yapılan “Demokrasi ve Şehitler Mitingi”nde devlet, iktidar ve muhalefet ve 79 milyon tek yürek oldu ve FETÖ’cülerin, darbecilerin yüzüne büyük bir şamar vurdular. Yüzlerine tükürdüler. İmanımızın ve inancımızın güçlü olduğunu düşünemediler ne yazık ki…
Aynı tablo Kırşehir’de da yaşandı. Kırşehir tarihinde görülmemiş bir kalabalığa sahne oldu. Onbinlerce kişi Askerlik Şubesi’nden Cacabey Meydanı’na kadar olan iki caddeyi doldurdular. Rakamını bilemem ama belki de 50 bin kişi vardı.
Yazımı büyük Atatürk’ün şu sözleriyle noktalayalım:
“Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat medeniyet tarikatıdır.”
Atatürk’ün bu sözlerini anlamayıp ta FETÖ gibi cemaatlerin arkasına düşenlere ne denir?
Laik demokratik Türkiye Cumhuriyeti’ne ve nesillerine arkadan kuyu kazanların yaptıklarına atıf olarak, bizim bağrımızdan çıkan Türkmen abdal geleneğinin en büyük kopuzu, ünlü bozlakçı, Muharrem Ertaş’ın şu sözünü de hatırlatmak isterim:
“Varıp bir kimsenin kuyusunu kazma, içine düşersin yolundan azma.”
Allah ülkemizi böylesi terör örgütlerinden, PKK’dan, FETÖ’den, IŞID’ten, cemaatlerden, tarikatlardan, sureti haktan gözüken şeyhlerden korusun.
Atatürk’ün dediği gibi ben de demokrasi aşığı, özgürlük düşkünü birisiyim.
Yaşasın demokrasi, yaşasın milli irade, yaşasın vatanım Türkiye…