Koronavirüs nedeniyle insanların evlerine kapandığı, sokağa bile izinli çıktığı günlerden bugüne geldik. Artık ülkemizde serbestleştik. Bakalım bu hastalık serbestleşmeyle kontrol dışına çıkacak mı?
Kimilerine göre pandemi, kimilerine göre diğer etkenler üretimi olumsuz yönde etkiledi. Üretim maliyetleri artınca a’dan z’ye bütün ürünlerin fiyatları arttı, artmaya da devam ediyor.
Krizleri, sıkıntıları fırsata çevirenler ne yazık ki halkın alım gücünü de iyiden iyiye olumsuz yönde etkilediler.  Ne yazık ki bunların üzerine gereği gibi gidilemiyor.
Hani parlamenter sistemin iyi işlemediğinden kararların hızlı alınamadığından yakınılmış ve başkanlık sistemi ile kararlar daha doğru ve hızlı alınacağı, yaşamın daha da kolaylaşacağı söylenilmişti ya öyle olmadı. Başkanlık sistemi özgürlükler, insan hakları ve demokrasi yerine zamları getirdi, fakirleşme getirdi, yokluk ve yoksulluk getirdi.
Son aylarda ciddi oranda her şeye zam furyası başladı, halen de devam ediyor.  Dün elektriğe yüzde 15, doğalgaza yüzde 12 zam geldi. Yine akaryakıta, ekmeğe, una, zeytine, yağa, süte, peynire, alkollü içeceklere kadar bu yıl içinde büyük çapta oranda zamlar geldi.  Faturalar şişti, gelir düştü. İnsanların alım güçlerinin düşmesiyle birlikte sıkıntılar da artmaya başladı.
Ülkemizin dört bir köşesinde olduğu gibi, Kırşehir’de de yaşamını zor şartlarda sürdüren dar gelirli ve gelir düzeyi çok yüksek olmayan insanlar tüm ürünlerde olduğu gibi, gıda maddeleri fiyatlarının da yüksekliğinden yakınmaktadırlar.
Öyle ya insan yaşamının olmazsa olmazı olan gıda maddeleri gelir seviyesi ile elbette ki dengeli olması gerekmektedir. Zira gelirin düşük, tüketim ürünleri fiyatlarının yüksek olması alım gücünü düşürmekte ve bu da sağlıklı insan yaşamını doğrudan olumsuz yönde etkilemektedir.
Ülkemizde gıda fiyatları yıllardır yüksek, temel tüketim ihtiyaçlarının fiyatları yüksek, petrol ürünleri fiyatları yüksek, ulaşım fiyatları yüksek yani ülkede yaşam pahalı, tüm bunlara rağmen ülkemizin yönetiminde yetki sahibi olanlar tüm bu saydığımız ürünlerinin fiyatlarını aşağıya çekeceklerini hep söyler dururlar ama fiyat artışının hızı nedense kesilmez. 
Tabi ki buda doğal olarak enflasyonu olumsuz yönde etkilemektedir. Her ne kadar enflasyon düşüyor gösteriliyorsa da halkın cebine yansıyan bir şey yok. Zaten açıklanan düşük enflasyon rakamı da insanlara pek inandırıcı gelmiyor. 
Ülkemizin ekonomisi iyi yönetilemediği için de yılbaşından geçerli olmak üzere memur, işçi ve emekli maaşlarına beklenilen orandan artış yapılmazken, gıda başta olmak üzere her şeyin fiyatının büyük oranda artması halkın alım gücünün düşmesine ve dolayısıyla fakirleşmesine neden olacağı ortadadır.
Periyodik olarak açıklanan enflasyon oranları gerçekleri çok fazla yansıtmamaktadır. Zira enflasyon hesaplanmasında gıda fiyatları nedense pek hesaba katılmaz. Oysa halkın büyük çoğunluğu gelirlerinin yarısından fazlasını gıda harcamalarına yaptıkları bir gerçektir.
Ülkemizde üreticinin yetiştirdiği ürün fiyatlarının maliyeti yüksek, sağladığı gelir hep düşük kalır. Yani alım gücü düşük olan üretici her geçen gün biraz daha fakirleştiğini bilir. Tüm bu olumsuzluklar hükümet politikasının yetersizliğinden kaynaklanmakta ve ekonomik istikrarı da temelden bozmaktadır.
Hep söylüyoruz, yazıp çiziyoruz. Basında ve medya da sıkça dile getiriliyor ya, devlet, insan yaşamını doğrudan etkileyen her alanda doğru uygulanabilir politikalarla verimliliğin artırılmasını sağlamalıdır. Yoksa zam yaparak, ceza keserek istikrar sağlanmaz, kalkınma olmaz. Olsa olsa fakirlik olur, yokluk ve yoksulluk olur.
Ülkemizde ve Kırşehirimizde insanlar hayat pahalılığı altında yaşam mücadelesi verirken, yaşanan kuraklıkta çiftçilerimize, yani üreticilerimize büyük darbe vurdu. Büyük emek vererek tarlasını ekip diken ve buradan elde edeceği gelirle yaşamını idame ettirmeye hedefleyen Kırşehir çiftçisinin bütün emekleri kuraklıkla birlikte yok olup gitti. Şimdi Kırşehir’deki çiftçiler kara kara düşünüyor. 
Peki bunlara kim yardım elini uzatacak, kim bunların zararını karşılayıp; yeniden tarlasını ekip diker hale getirecek?
Gözünü hükümetin vereceği desteğe diken Kırşehir çiftçisi umarım beklediği desteği alır ve yeni ekim sezonunda tarlasını ekip diker de ülkemizin gıda ihtiyacının karşılanmasına katkı sunar. Yoksa bu gidiş hiç te iyiye alamet değil, bu kış ve gelecek yıl gıda fiyatları daha da yüksek olur.