Kırşehir İç Anadolu’nun mükemmel bir ili fakat menfaatler uğruna ilçe yapılmış, kolu kanadı budanmış bir kent ne yazık ki…
Nedense şahsi çıkarlar ön plana çıkmış, şehrimizin beklentileri her zaman geriye bırakılmış, bu yaşananlar yaşanmışlar her platformda canımızı sıkan bir gerçek.
Bu şehir adına istenen onlarca proje siyasi ihtiraslara, çekememezliklere heba olmuş vaziyette. Oysa Kırşehirliler bunu hiçbir zaman hak etmemiştir.
İnsanlar demokratik tercihlerini kendi istek ve arzusu neticesinde kullanır, buna saygı duymak varken elinde imkan olan, bu şehri temsil eden insanımız kendi isteği doğrultusunda olmayan, yapılamayan her işe ipotek koymaları, şehir adına yapılmak istenen insanlarımızın ali menfaatine olacak işlerimiz maalesef yerinde saymaktadır.
Allah aşkına söyleyin kalkınmış ülkelerde kalkınma planları siyasete göre mi yapılır, yoksa ülke menfaatlerine göre mi? Bunun yorumunu size bırakıyorum.
İnsansın canın sıkılıyor konuşuyorsun, yazıyorsun birilerinin kulağına kar suyu kaçınca bağırmaya, tepki koyup seni susturmaya çalışıyorlar, sana tepkili davranıyor.
Ben şahsıma, kendi menfaatime bir proje mi istedim, yoksa benim çocuğumu işe alın veyahut devlet kurumlarına yatay geçiş yapması için özel kalem, müşavirlik makamını göstermelik verin diye size bir istekte mi bulundum?
Kısa yoldan köşe dönmek, onun bunun arkasında gezip, iş ve ihale mi istedim?
Yok, yok, yok!
Peki ben ne istiyorum?
Doğup büyüdüğüm memleketimin daha iyi olmasını, insanların iş ve aş sorununun bulunmamasını, modern ve yaşanılır bir kente huzur ve mutluluk içinde yaşamak istiyorum herkes gibi.
Bunda yadırganacak, alınacak ne var ki?
Gördüğüm bir yanlışı ve aksaklığı yazmak, yetkililere ulaştırmak neden birilerinin zoruna gidiyor, bunu da anlamakta güçlük çekiyorum çoğu zaman.
Yani Kırşehir’de gördüğüm yanlışları ve sorunları görmezden, duymazdan gelip, ona buna yalakalık mı yapayım?
Yapan yapar, bu bir karakter meselesidir. Benim yapımda böyle bir şey söz konusu değil.
Kim Kırşehir’e bir çivi çakıyorsa, kim bir kişiye iş ve aş veriyorsa, kim bir yatırım yapıyor, ya da yaptırıyorsa siyasi görüş ve düşüncesine bakmadan onun elinden öperim.
Ama yaşadığım canım memleketim Kırşehir son yıllarda hak ettiği yatırımları alamıyor, sorunları artarak devam ediyorsa sorumluları ve yetkilileri de eleştirmek bir vatandaşlık görevimdir. Bu da böyle biline.
Eğitimde marka kent olan, ancak son yıllarda giderek başarısı düşen Kırşehir’de binlerce gencimiz üniversite bitirmiş, KPSS sınavına girmiş, çok ta yüksek puan almış, fakat mülakat denen zortlamayı geçemediği için kapıda kalmış. Ne yapalım bunu yazmayalım mı? Bu adaletsizliği dile getirmeyelim mi?
Bu güzel ülkemde bileğinin hakkıyla, alnının teriyle üniversiteyi bitiren, hatta KPSS sınavından yüksek puan alıp ta devletin bir kademesine atanamayan, bu nedenle geleceğinden umut kesip intihar eden insanların vebali kimdedir? Bunları kim yapıyorsa, kim bu insanların hakkını yiyor, adaletsizlik yapıyorsa hayattan kopan gençlerin vebali boyunlarındadır. Bu vebal onlara yeter de artar bile, tabi ahiret inançları varsa.
Eğitim dedim de, Kırşehir’de eğitimde yaşanan sorunlar ve sıkıntılar her geçen gün artıyor. Bugün Kırşehir’de bir Fen Lisemiz var, oraya da sadece Kırşehirli 70-80 öğrenci girebiliyor. Peki diğer başarılı öğrencilerimiz ne olacak? Diğer başarılı liseleri normal liselere ya da dini eğitim veren liselere çevirdik. Peki biz bilimde, teknolojide ihtiyaç duyacağımız başarılı gençleri nereden yetiştireceğiz?
Ülkemizi yönetenler 2019 yılında Türkiye’de bütün okulların tekli eğitime geçeceğini seçim meydanlarında, tören ve toplantılarda bangır bangır dile getiriyorlardı. Ne oldu? Yaptılar mı? Başka illeri bilmem ama Kırşehir’de hala ikili eğitim veren okullarımız var ve bu okullarımızda öğrencilerimiz tıka basa sınıflarda ikili eğitim veriyor!
Yine eğitimden söz etmişken, yapımına başlanan, Öğretmenevi ve Uygulama Oteli inşaatı yaşanan ekonomik sıkıntılar nedeniyle yarım kalmış, adeta çürümeye terk edilmiş durumda. Peki bu yatırımların akıbeti ne olacak, kim kafa yorup, bu yatırımları tamamlayacak?
Evet, bizler yaş otuz beşi geçeli çok oldu, gelecek neslimizin daha iyi şartlarda yaşaması, işsizlik sorunu olmayan, her türlü kalkınmasını tamamlamış bir şehirde yaşamayı tabi ki de hak ediyorlar.
O zaman bu ili yönetenler Kırşehir’de sözde değil, özde sevip, Kırşehir’e hizmet etmek zorundadırlar. Bu onların zaten görev ve sorumluluğudur.
Partizanlıktan öte, Kırşehir’e sahip çıkmak, gecelerini gündüzlerini katarak çalışmalıdırlar. Yoksa bugün hizmet makamında olup ta Kırşehir’in hiçbir sorununu çözmeyenler, ya da çözemeyenler yarın Kırşehir’in cadde ve sokaklarında hemşehrilerinin yüzüne bakamayacak duruma gelirler, bunu da hiçbir zaman akıllarından çıkarmasınlar.
Bu il 16-22 Eylül tarihinde bir etkinlik kutladı tabi ilimizle beraber. Başka illerden gelen misafirlerimiz de bu etkinliğe iştirak etti. Yaptığımız bu etkinliğin temel sahibi esnaf sanatkâr. Fakat devletin katkısı olmadan bu etkinliğin yapılabilmesi bu kadar faal kutlanması mümkün değildi. Çok şükür israf etmeden bence mükemmel bir Ahilik Haftası kutladık. Eksik yok mu, tabi ki var. Biz düğün evinde hata aramamalıyız. Bu şehir bizim. Bu şehre kim ne hizmet yapmışsa başımın tacıdır. Bunu hepimiz bu şekilde kabullenmeliyiz.