Cumhuriyetimiz kurulduğu yıllardan, 1980 li yıllara kadar nüfusumuzun yüzde 80’i köylerde yaşıyordu. Mustafa Kemal Atatürk’ümüz de “KÖYLÜ MİLLETİN EFENDİSİDİR” diyordu. Çok partili siyasi hayata geçtikten sonraki yöneticilerimiz, köylüden efendi olmaz mantığıyla, köylünün efendiliğini bir kenara koydu. Köylüleri şehirlileştirdiler. Şimdi köylerde yaşayan nüfusumuz yüzde 5’lere düştü. Köylüler şehirlerde apartmanlara, apartmanlardaki dairelere doluştu.
İnsanlar apartmanlara ve apartmanlarda dairelere doydu. Artık yeniden eskiden olduğu gibi, tek katlı bahçeli ev tipi evler özlemi duymaya başladı. Ortam hazırlandığı zaman ben tek katlı bahçeli ev istemem diyecekler yok gibi. Şunu iyi bilelim. Apartman hayatında komşuluk ilişkileri, alışık olduğumuz komşuluk ilişkilerini aratır oldu. Buna bir de teknolojinin tutsaklığı eklendi. İnsanlar televizyon izleme, bilgisayarla uğraşma, laptopla oynama ve telefonunu elinden düşürmeme hastalığı eklendi. Toplumun dünyası karma karışık hale geldi. Kimsenin kimseden haberi olmaz duruma geldi.
Size şunu söyleyeyim. Türkiye topraklarında gözü olan ülkelerin çözemedikleri, üstesinden gelemedikleri bir sorunları vardı. Türk toplumunun aile yapısını, komşuluk ilişkilerini, yardımlaşma ve dayanışma duygularını, bir türlü aşamıyorlardı. Ama görüyoruz ki teknolojiyi yanlış kullanmamızdan, kontrolsüz ve eğitimsiz kullanmamızdan dolayı, hedeflerine yaklaşmış olduklarını görüyoruz. Biraz kaba olacak ama dudak ve saç boyamamızdan, kâkül ve pantolon giyimlerimizden dolayı uçuruma yuvarlandığımız görülüyor. Bir de buna toprak satışlarımız eklendi. Gelecekte olacakları siz düşünün.
Şimdi anlatmak istediğim asıl konu bahçeli ev özlemi. Tedbir alınmadığı, yol gösterici bir tutum göstermediğimiz durumda, tarım ve hayvancılık ülkemizde tarıma elverişli, hayvancılığa elverişli topraklarımız elimizin altından kaymak üzeredir. Çok geçmeyecek on- yirmi yıl sonra güzelim topraklarımız, canımız- malımız topraklarımız beton yığınlarına teslim olacaktır.
Söyleyin bana bu güne kadar böyle olmadı mı?
Nerede o Bursa’mızı şeftali dikili topraklarımız?
Nerede o pamuk ekili Adana, Mersin ovası topraklarımız?
Nerede o patates ekili Adapazarı, Niğde, Nevşehir topraklarımız?
Nerede o keten kenevir ekili Samsun, Bafra, Çarşamba ovası topraklarımız?
Nerede o incir, zeytin, üzüm ekili Aydın, İzmir ovası topraklarımız?
Nerede o narenciye dolu Antalya, Alanya ovası topraklarımız?
Nerede o pancar, hububat ekili Konya, Eskişehir, Uşak, Muş ovalarımız? Daha sayayım mı?
Saymakla bitmez ki? Nerede o karpuz ekili Diyarbakır, Urfa, Antep ovalarımız toprakları? Tüm Türkiye illerimiz kendine özgü bir çeşit tarım ürünüyle insanlarımıza yaşam kaynağı olurken, beton yığınlarına, apartmanlara teslim olmadı mı?
Şimdi ülkemizi tek katlı bahçeli evler isteği sardı. Çok geçmeyecek ülkemizin her köşesinde insanlar apartman daireleri dışında, birer de bahçeli evim olsun diye güzelim bağ ve bahçe alanlarımızı, hayvanlarımızın otlaklarını beton yığına çevireceklerdir. Bahçeli evler yapılmasın demiyorum. Yapılsın. Çocuğunun oynayacağı toprak alanları olsun. İçinde güvercin, kedi, köpek besleyeceği yerleri olsun. Per gülesi, mangal yapma ocakları olsun. Bahçesinde maydanozunu-teresini, soğanını-marulu yetiştireceği, hafta sonları çoluk çocuğuyla hoş vakit geçireceği kendi toprağı olsun.
Ancak insanlarımızın bu özlemlerini gidereceği yerler olması için, bir el onlara bahçeli ev tipi alanlar hazırlasın. Toplumun hizmetine sunsun. Bakın ÖZBAĞ BELEDİYE BAŞKANLIĞI, toplu konut gözetiminde HELVACILAR MEZARLIĞINDAN, HIDIRLAR BAĞINA DOĞRU bir alanı toplu konut projesi olarak toplumun beğenisine sundu. İki milyar peşinat ile bir ay içinde sadece Kırşehir halkından 940 başvuru aldı. Katılımı durdurdular. Eğer daha zaman verilseydi bu sayının iki-üç ay içinde beş binlere ulaşacağı görülüyordu.
Hatta şunu da diyebiliriz ki Kırşehir halkının tamamı bahçeli bir evim olsun dese, burada herkese yetecek alan vardı. Başvurular içinde iki katlı, üç katlı projeler de vardı. Herkes tek katlı yerlerden istedi Ne yazık ki gizli bir el, bu projeyi uygulamadan kaldırttı.
Göreceksiniz şunun şurasına on yıla kalmayacak ÖZBAĞ’da, tadını bulamayacağınız, lezzetini alamayacağınız, kokusunu duyamayacağınız meyvesini sebzesini, etini sütünü yetiştiren ÖZBAĞ, bağ ve bahçeleri beton yığınlarına teslim olacaktır. ÖZBAĞ TOKİ PROJESİNİ iptal ettiren güçler kimler ise, öte dünyada hiç birinin yatacak yeri olmayacaktır.

ASIM ATABEY EMEKLİ ÖĞRETMEN