TEMA Vakfı Ankara İl Temsilcisi Nevzat Özer yetkililere seslendi:

“Seyfe Göl mü, Çöl mü?”

TEMA Vakfı Ankara İl Temsilcisi Nevzat Özer, on binlerce yıldır sayısız canlı türüne hayat veren Seyfe Gölü'nün çöle döndüğünü açıklayarak yetkilileri göreve davet etti.
Seyfe Gölü'nde inceleme yapan, TEMA Vakfı Ankara Temsilcisi Özer, gölün yeniden kazandırılması için alınması gereken önlemleri açıkladı.
Seyfe’de, Horla, Balya pınarları gibi gölü besleyen su kaynaklarından su çekilmesinin önlenmesi gerektiğini ifade eden, Özer, DSİ tarafından gölü kurutmak üzere açılan kurutma kanallarının kapatılmasının şart olduğunu dikkat çekti. 
Seyfe’nin göl mü, çöl mü olduğunu soran TEMA Vakfı Ankara Temsilcisi Nevzat Özer, gazetemize gönderdiği yazılı açıklamada şunları ifade etti:
“Yaşam, suyla başladı, su olmadığında ise sona erecektir. Uygarlıklar hep su havzalarında gelişti. Bütün canlılar için yaşam kaynağı olan su binlerce yıl sayısız uygarlığı besledi. Uygarlıkları besleyen su yanlış kullanıldığında ekolojik intiharların, toplumların çöküşün de nedeni oldu. Ne zaman ki insanoğlu kendini doğanın suyun efendisi olarak görmeye başladı, sorunlarda çığ gibi büyümeye başladı. Kısa bir süre içinde, Marmara Denizi’nden daha büyük bir göl alanı kurutuldu. Yüzlerce nehir ve derenin doğal işleyişi bozuldu, yer altı suları onlarca metre aşağıya indi. Bu nedenlerle, sayısız canlı türünün nesli tükenmiş, tarım alanları çoraklaşmış, coğrafi belleğimiz parçalanmış ve atalarımızdan miras aldığımız çok sayıda doğal ve tarihi alan zarar görmüştür.
“Doğal göllerin kurutulması, yanlış sulama uygulamaları, bu yok oluşun ana nedenleri arasındadır. Seyfe Gölü, kurutulmadan önce ülkemizin en önemli kuş alanlarından birisidir. Avrasya ile Afrika arasında en önemli kuş göç yollarının üzerinde bulunması, yine önemli kuş alanları Sultan Sazlığı ve Tuz Gölü’ne yakınlığı ile 250’ye yakın kuş türü gözlemlenmekteydi. Nadir, koruma altında türlerden, Toy, Ala doğan, Şah kartal buradaydı. 250 bin flamingonun sayıldığı yıllar vardır. Yine sulak alan içinde 52 ‘si endemik (sadece orada) olmak üzere yüzlerce bitki türü yaşamaktaydı. Kırşehir Geveni, Onşerefe gibi IUCN kriterlerinde hassas bitkilerde bulunmaktadır.
“Seyfe Gölü;
“- 1989 yılında “1. Derecede SİT Alanı”
“- 1990 yılında “Tabiat Koruma Alanı”
“-1994 yılında ise Ramsar Sözleşmesi ile korunması uluslararası düzeyde taahhüt edilmiştir.
“Bu yüksek koruma statülerine rağmen yüzbinlerce yıl geçmişi olan göl kurutulmuştur.
“Seyfe Gölü’nü ne kuruttu?
“1-Havza içerisinde drenaj ve kurutma kanalları
“2- İçme suyu projeleri
“3-Yeraltı suyunun aşırı kullanımı
“4- Yanlış tarım teknikleri ve tercihleri
“Seyfe Gölü ulusal ve uluslararası mevzuatla koruma altına alınmış alanlardan biri olmasına rağmen, bilerek, isteyerek planlı bir şekilde kurutulmuştur.
“Neticede ülkemizin en önemli sulak alanlarından biri yok edilmiş ve bölgenin su rejimi tüm canlı yaşamı tehdit edecek şekilde bozulmuştur.
“Kurutulan alandaki topraklar hiçbir işe yaramadığı gibi binlerce yıldır göl alanında biriken tuz tabakası rüzgarlarla tarım alanlarına taşınarak yöre tarımını tehdit eder boyutlara ulaşmıştır.
“Bu durum acilen önlenmez ise, bu coğrafyadaki yaşam, tarihte hiç görülmediği kadar tehlike altına girecektir. Son kalan canlı türleri de ya yok olacak ya da insanlar gibi ait olduğu toprakları terk edecektir.
Seyfe Gölü’nün kurtarılması için yapılması gerek çalışmaları da dile getiren TEMA Vakfı Ankara Temsilcisi Nevzat Özer, önerilerini şöyle sıraladı: 
“Seyfe Gölü’nün eski durumuna getirilmesi için son 20 yılda yapılmış, revize edilerek zenginleştirilmiş, ilgili bakanlıklarca onaylanmış Yönetim Planları mevcuttur. Bu planlarda hangi kurumun hangi işleri yapacağı açıkça ortaya konulmaktadır. Göl ve binlerce canlı türü son nefesini verirken artık harekete geçme zamanıdır.
“1-Seyfe, Horla, Balya pınarları gibi gölü besleyen su kaynaklarından su çekilmesi önlenmelidir.
“2-DSİ tarafından gölü kurutmak üzere açılan kurutma kanalları kapatılmalıdır.
“3-Sayısı 500’ü bulan yeraltı su kuyuları kontrol altına alınmalı, yeraltı su rejiminin izin verdiği ölçüde kullanımı sağlanmalıdır.
“4-Havzanın tarım deseni değiştirilmelidir. Şekerpancarı, mısır, yonca gibi su ihtiyacı yüksek ürünlerin yetiştiriciliğinden vazgeçilmelidir. Üretici gelirini koruyacak, kuru tarımı teşvik edecek destekleme politikaları geliştirilmelidir.
“5-Göl alanında tarım arazisi kazanmanın, bu alanlarda tarım yapılmasının önüne geçilmelidir.
“6-İyi tarım uygulamalarıyla aşırı gübre ve kimyasal ilaç kullanımı azaltılmalı, su kalitesi ve kuşlar üzerinde yarattığı sorunlar önlenmelidir.
“7-Yerel yönetimler su ihtiyacını göl kapalı havzasının dışındaki alanlardan sağlamanın yollarını aramalıdır.
8-Havza yönetim planları hızla yürürlüğe girmeli, ilgili kurumlar belirlenmiş sorumluluklarını yerine getirmelidir.” (HABER: BEYHAN BALLI)