Yıllarca yurt içinde ve dışında Osmanlı köşk ve saraylarının restorasyonunda görev alan ahşap ustası Ahmet Ay, memleketi Kırşehir'in Çiçekdağı ilçesindeki evinin bahçesinde kurduğu atölyede Osmanlı sanatı konak, köşk maketleri, sandık ve rahleler yapıyor

Osmanlı sanatını ahşap eserlerde yaşatıyor

Hayatını ahşap sanatına adayan Ahmet Ay: "Sabah kalktığımda elim ahşaba değmezse uyku uyuyamam, kendimi boşlukta hissederim. Bir genç, bir kızı nasıl severse ben de ahşaba o şekilde aşığım ve seviyorum"

Yıllarca yurt içinde ve dışında Osmanlı köşk ve saraylarının restorasyonunda görev alan ahşap ustası 58 yaşındaki Ahmet Ay, emekli olduktan sonra döndüğü memleketi Kırşehir'in Çiçekdağı ilçesindeki evinin bahçesinde kurduğu atölyede, Osmanlı sanatını yansıtan ahşap minyatür eserler yapıyor.
Uzun yıllar İstanbul'da yaşayan ve Kuzey Afrika başta olmak üzere Osmanlı Devleti'nin hüküm sürdüğü coğrafyadaki saraylar, konaklar ve köşklerin restorasyon çalışmalarında görev alan Ay, 7 yıl önce emekli olarak Çiçekdağı ilçesindeki evinin bahçesinde, 9 metrekarelik mütevazı atölyesini kurdu.
Gönül verdiği ahşap sanatını burada sürdüren Ay; gürgen, meşe, dişbudak, kayın, çam, köknar, şimşir, kavak ve söğüt başta olmak üzere her türlü ağaçtan Osmanlı zarafetini yansıtan köşk ve konak maketleri, rahleler, padişahların kullandığı sandıklar, bastonlar, kağnı ve at arabaları, kabak kemane gibi eşyalar üretmeye başladı.
Ünü gittikçe yayılan ahşap ustası Ay, Bozok Üniversitesinde görev yapan öğretim üyeleri ve öğrencilere minyatür el sanatları, rahle yapımı, maket ve ahşap oyma kursları da veriyor.
Ahmet Ay, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Çiçekdağı'nda doğup büyüdüğünü, 1972 yılında İstanbul'a giderek mobilya ve marangoz ustasının yanında çıraklığa başladığını söyledi.
Daha sonra yurt içinde ve dışında Osmanlı eserlerini restore eden bir şirkette çalışmaya başladığını ifade eden Ay, 1990'lı yıllarda 14 ay padişah Abdülmecid'in İstanbul'daki köşkünün restorasyonunda çalıştığını, yine aynı şirketle başta Kuzey Afrika ülkeleri olmak eski Osmanlı coğrafyasında faaliyet gösterdiğini belirtti.
Ay, emekli olduktan sora Çiçekdağı'na döndüğünü, evinin bahçesine kıt imkanlarla 9 metrekarelik bir atölye kurduğunu ve adını da 15 Temmuz Ahşap Sanat Atölyesi koyduğunu aktardı.
"Zor şartlarda kurdum"
Atölyeyi yaparken çok zorlandığını dile getiren Ay, "Burayı zor şartlarda kurdum. Emekli maaşımın bir kısmını üniversitede okuyan çocuğuma gönderiyordum, bir kısmını da burayı yapmaya harcadım. Ayda 50,100 lira artırarak kereste aldım. 4 metre boyunda kereste almaya gücüm yetmedi. 3 metre boyunda keresteyle yaptım, küçük oldu burası. 9 metrekare." dedi.
Ay, birçok Osmanlı eserini ve sanatını inceleme fırsatı bulduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Emekli olunca bu işe daha çok zaman ayırdım. Rahle, Osmanlı sandığı, köşkler, evler ile Orta Anadolu'nun Osmanlı zamanındaki kültürünü yaşatan rahleler, sandıklar, kağnılar yapıyorum. Eski Osmanlı eserlerinin restorasyonunda çalıştığım için Osmanlı konağı, köşkü yapıyorum. Kırşehir'de Osmanlı'nın son dönemindeki Hacıbey Konağı'nı yaptım. Hollanda'da yaşayan bir gurbetçimiz memleketimin özlemi diyerek alıp götürdü, ondan gören bir başkası yenisini istedi. Bir tane daha yaptım o da Hollanda'ya gitti."
Ahşabın hayatının bir parçası olduğunu vurgulayan Ay, "Sabah kalktığımda elim ahşaba değmezse uyku uyuyamam, kendimi boşlukta hissederim. Bir genç, bir kızı nasıl severse ben de ahşaba o şekil aşığım ve seviyorum. Ahşapla uğraşmaktan zevk alıyorum. Para kazanmadım ama bununla uğraşmaktan mutlu oluyorum." diye konuştu.
Türkiye'nin farklı zenginliklerini ahşaba yansıtarak tanıtmayı arzu ettiğini söyleyen Ay, en büyük isteğinin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın portresini dağlama aparatla ahşaba işlemek olduğunu sözlerine ekledi. KIRŞEHİR (AA) - ABDULLAH YILDIZ