Vefatının 9. yıldönümü nedeniyle

Neşet Ertaş’lı bir anı

 “2003 yılıydı Tuncel abi beni aradı; Kısa süre önce Edremit’in Çamlıbel Köyü’ne yerleşmişti. “Hasan, benim çiftliğin arkasındaki yer satılık gel bana komşu ol” dedi.
    Sırf ona komşu olmak için aldım. İyi ki de almışım! Akşamları mangalımızı yapar, sohbetler ederdik Benim bahçemin meyveleri özellikle de karadutu çok meşhurdu.
    Aradan 4 yıl geçti. Yine bir yaz akşamı bahçede otururken bana dedi ki, “Sen artık bu köyün yerlisi sayılırsın, burada bir şenlik yapalım.”
    - Yapalım Abi de ne yapacağız? Dedi ki; ‘‘Köyümüzde şanımıza yakışır bir şenlik yapacağız... Öyle birini getirmeliyiz ki memlekette duymayan kalmamalı.’’
    Bütün gece düşündüm sonunda buldum: Neşet Ertaş. Sabahı eder etmez Neşet Ertaş’ı aradım, davet ettim.“Sen gel dersen gelirim” dedi.
    Ve 2007 yılında ilk Çamlıbel Şenliği’ni yaptık. Bütün çevre köyler oraya akın etti. 
    Tuncel Kurtiz de o şenlikte bir tiyatro oyunu oynamıştı. Şenlikten sonra köydeki karadutun altında Neşet Ertaş, Tuncel Kurtiz ve ben sabaha kadar türkü söylemiştik. Unutulmaz bir geceydi...
    Neşet Ertaş’ı ölmeden bir ay önce hastanede ziyarete gittiğimde, “Hasan o karadutu bir daha yiyebilecek miyim?” diye sormuştu. “Gel şimdi götüreyim seni” demiştim. “Doktor bırakmaz ki...” diye cevap vermişti.
    Ne yazık ki ikinci kez yemek nasip olmadı. Hayatta öyle anlar vardır ki bir ömre bedeldir. Bir kez yaşarsın, tekrarı yoktur. İstesen de yoktur, istemesen de... Tuncel Kurtiz, Neşet Ertaş ve ben... Bir karadutun gölgesinde...”        Hasan Saltık
    Bugün itibariyle artık bu üçlüden hiçbiri o kara duttan yiyemeyecek, üçü de aramızdan ayrıldı.  
Fotoğraf : Hasan Saltık, 
Neşet Ertaş, Tuncel Kurtiz.