Dr. Emrah Akyüz, Kırşehir ve çevre illerde kuraklık sorununu gündeme taşıdı:
“Kırşehir ve çevre iller iklim değişikliğinden dolayı çölleşebilir.”

İklim değişikliği günümüz dünyasının en önemli çevre sorunu. Tüm dünya ülkeleri iklim değişikliği ile mücadele ediyor. Türkiye, iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkelerden bir tanesi. 
Türkiye’nin özellikle İç Anadolu Bölgesi iklim değişikliğinin neden olduğu kuraklık riskiyle karşı karşıya. Kuraklık sorunundan en fazla etkilenecek illerden bir tanesi ise Kırşehir. “Dünyayı Kurtar: Temiz Çevrenin Bilimsel Sırları” ve “Çevre Sorunlarında Bilinmeyen 100 Bilimsel Gerçek” kitaplarının yazarı olan Dr. Emrah Akyüz, Kırşehir ve çevre illerde kuraklık sorununu gündeme taşıdı.
“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TÜM DÜNYADA ETKİLERİNİ ARTTIRACAK”
Dr. Emrah Akyüz, yaptığı değerlendirmede şunları ifade etti:
“İklim değişikliği son 200 yıl içerisinde ortaya çıkmış bir çevre sorunudur. Aşırı fosil yakıt tüketimi, tarımsal ve hayvancılık faaliyetlerindeki artış ve ormansızlaşma gibi nedenlerden dolayı sera gazlarının salınımının artması, iklim değişikliği sorununu doğurmaktadır. Özellikle son 50 yıl içerisinde dünya nüfusunun kontrolsüz bir şekilde artması, iklim değişikliğinin daha tehlikeli boyutlara ulaşmasını tetiklemektedir. İnsan eylemleri nedeniyle sera gazlarının salınımının artmaya devam etmesi, iklim değişikliğinin etkilerini daha fazla arttıracağını göstermektedir.
“İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDEN EN ÇOK ETKİLENECEK ÜLKELERDEN BİR TANESİ TÜRKİYE.”
“İklim değişikliği tüm dünyayı etkileyen küresel bir sorun olarak kabul edilmektedir. Fakat tüm ülkeler iklim değişikliğinden dolayı aynı oranda etkilenmemektedir. Türkiye, iklim değişikliğinden en fazla etkilenecek ülkelerden bir tanesidir. Çünkü Türkiye’nin içerisinde yer aldığı Akdeniz Havzası, iklim değişikliğine karşı yerkürenin en hassas bölgelerinden bir tanesini oluşturmaktadır. Fakat şunu belirtmek gerekir ki, Türkiye’de iklim değişikliğinin etkileri bölgeden bölgeye farklılık göstermektedir. İklim değişikliği Akdeniz ve Ege bölgelerinde orman yangınlarının, Karadeniz Bölgesi’nde su taşkınlarının, İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde ise kuraklık sorununun daha fazla yaygınlaşmasını tetikleyecektir.
“KIRŞEHİR VE ÇEVRE İLLER İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNDEN DOLAYI ÇÖLLEŞEBİLİR.”
“İklim değişikliği Kırşehir ve çevre illerde kuraklık sorununa neden olmaktadır. Kırşehir’in birçok bölgesi yarı kurak iklim özelliğine sahiptir. Karasal ikliminin egemen olduğu Kırşehir’de yaz ayları sıcak ve kurak geçer. İklim değişikliği nedeniyle Kırşehir’de ve çevre illerde son dönemlerde yağış miktarının kademeli olarak azaldığı görülmektedir. Ayrıca bu bölgelerde yıllık don olaylı gün sayısı da paralel bir şekilde azalma eğilimi içerisindedir. Kırşehir ve çevre illerin yağış miktarında iklim değişikliğinin neden olduğu azalmanın daha da devam edeceği tahmin edilmektedir. Kırşehir’de iklim değişikliğinden dolayı yağış miktarının azalmaya devam etmesi durumunda, kuraklık en önemli sorunlardan bir tanesi olarak ortaya çıkabilir.
“KURAK RİSKİNE KARŞI SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇEVRE POLİTİKALARINA İHTİYAÇ VAR.”
“İklim değişikliği küresel bir sorundur. İklim değişikliği ancak küresel ölçekte sürdürülebilir çevre politikalarının hayatta geçirilmesi ile önlenebilir. Fakat Türkiye’nin iklim değişikliği ile mücadelede bölgesel politikaları hayata geçirmesi gerekmektedir. Türkiye’nin iklim değişikliğinin neden olduğu kuraklık sorunu ile mücadele atması gereken adımları üç başlık altında özetlemek mümkündür. Birincisi, mevcut tatlı su kaynaklarının korunması ve bunların rasyonel bir şekilde kullanılmasıdır. Temel ihtiyaçlar dışında tatlı su rezervlerinin kullanımının kısıtlanması gerekmektedir. İkincisi, iklim değişikliği hakkında toplumun daha fazla bilinçlendirilmesi gerekmektedir. Toplumun iklim değişikliğinin neden olduğu riskler ve bu risklere karşı yapılması gerekenler hakkında bilinçlendirilmesi, iklim değişikliğine neden olan sera gazlarının salınımın azaltılmasına katkı sağlayabilir. Üçüncüsü, tarımsal faaliyetlerde
daha az suya ihtiyaç duyan tarım ürünlerinin tercih edilmesi gerekmektedir. Tatlı su kaynaklarının önemli bir kısmı tarımsal faaliyetlerde kullanılmaktadır.” (HABER MERKEZİ)