Üzerinde Eğitim Fakültesi tabelası olsa da, şu an Sağlık Müdürlüğü 112 Acil Ambulans Hizmetleri olarak kullanılan okulumuzu dün gözlerim dolu dolu gezdim. Yüreğim kabardıkça kabardı. 
55 yıldır hizmet veriyor bu bina. Sonunun Kale Ortaokulu gibi olmadığına şükrettim. 
O okuldan yurdumun her köşesine ışık saçan, Atatürk yürekli ne genç ve pırıl pırıl öğretmenler çıkmıştı. Sınıfların ve idarenin bulunduğu o kapıdan kim bilir kaç kere şapka kontrolü yapılarak girip çıkmıştık. 
Şu platformun üzerinde nice bayrak törenlerini akordion davul zil ve mandolin korosu eşliğinde coşkuyla söylemiştik. Pazar akşamları o platformda toplanıp akşam etüdünden önce radyodan ne kadar maç yayını dinlemiştik.
Yemekhane ve yatakhane bölümlerine akşam etütleri sonrası ne kadar koşar adım gitmiş, yatakhanelerde ne muziplikler yapmıştık. 
Spor salonu. Spor salonunu görünce beden eğitimi sınavında tramplenle kasa üzerinden atlayan ve havada uçan arkadaşım Kore’yi görür gibi oldum. Sonra Osman Karagülle’nin kızıp trampleni kaldırması geldi gözümün önüne. 
İdare bölümünde Ruhan’ın açtığı resim sergisi, yemekhane de Ahmet Çetinkaya ve bizlerin oynadığı tiyatrolar geçti gözümün önünden bir bir.
Bayramlar yaklaşınca beden eğitimi öğretmenimize hocam, “bando takımını, boru takımını çalıştıralım” diye yalvarıp derslerden kaytardığımız... 
Daha hangi birini sayayım ki.
           Velhasıl o günleri yaşadım dün yeniden.
           Sonra kendimle ve arkadaşlarımla gurur duydum. Böyle güzel bir okulda Türkiye'nin branşlarında en değerli ve seçkin öğretmenlerinden ders alma bahtiyarlığına erişmek ferahlattı içimi. 
            Yaşayan tüm öğretmenlerimin ellerinden öpüyorum, sevgili arkadaşlarıma selamlarımı iletiyor, kaybettiğimiz tüm öğretmenlerimiz ve arkadaşlarımıza tanrıdan rahmetler diliyorum. Sağlık ve sevgi dileklerimle