Türkiye’mizde insanlarımız köylü kökenlidir. 1980’lere kadar nüfusumuzun yüzde sekseni köylerde, yüzde yirmisi de şehirlerde yaşamaktaydı. Yürütülen üretim politikaları, toplumu köylü olmaktan çıkarılmaya, şehirli olmaya özendirdi. Şimdi nüfusumuzun yüzde beşi köylerde kaldı. Yüzde doksan beşi de şehirde yaşamaya başladı. Zaten köylerde kalanlar da yaşlı insanlar. Gençler köylerde kalmadı. Bu durum bir tarım ve hayvancılık ülkesi olan Türkiye’mize yapılan kötülüklerin en büyüğüdür. Bu durum insanlarımızı sağ iken mezara koymuş gibidir.
Hamuru toprakla yoğrulmuş insanlarımız, apartmanlarda yaşamayı bir lüks yaşam saydı. Ardını önünü hesap etmeden apartmanlar doluştu. Şunun şu şurasında otuz yılı bulmadı. Tekrar toprağı özler oldu. Tek katlı bahçeli evlerde yaşama ihtiyacını duymaya başladı. Bu nedenle de devreye hobi bahçeleri toplumumuzun gündemine girdi. İnsanlar toprakla buluşmaya, tavuğuyla, kedisiyle köpeği ile kucaklaşmayı özlemekte. Çok geçmeden dağ taş hobi bahçeleriyle dolacak.
Bak kardeşim. Osmanlı döneminde kural neydi?
Köyler yamaç arazilere kurulacak. Ova ve yayla olan yerler de insanların tarlaları, bahçeleri, hayvan otlakları olarak kullanılacak. Hiç kimse tarım arazileri içine evlerini yapamazdı. Ne zaman cumhuriyetimiz ve demokrasimiz yanlış yorumlandı ve güzelim şeftali bahçeleri, pamuk tarlaları, incir narenciye, zeytin, elma, bahçeleri apartman yapım alanlarına, fabrika alanlarına çevrildi. Miras hukuku da arazileri böldükçe böldü. Küçülttükçe küçülttü. Tarım ve hayvancılık insanlarımız doyurmaz duruma geldi. İnsanlar köyleri terk etti. Şehirlerde soluğu aldı.
Şimdi şehirli olan köylülerimiz apartman dairelerinde mutlu mu? Komşuluk ilişkileri kaldı mı? Ev ziyaretleri yapılıyor mu? Şişmanlık sorun oldu mu? Hastalıkların çeşitleri çoğaldı mı? Kanser, kalp hastalıkları, göz, kulak beyin hastalıkları çoğaldı mı? Sizi milyoner yapacağım politikaları insanları milyarder yaptı. Ama. İnsanlarımızın yüzde yirmisi açlık sınırında, yüzde yirmisi de yokluk sınırında yaşar duruma geldi mi? Her yıl trilyoner sayımızda artıyor mu?
İKİ YÜZ ELLİ BİNLERE ULAŞTI MI?
Kimse unutmasın. Çanakkale’de verilen, Kurtuluş Savaşımızda verilen, Sarıkamış’ta verilen milyonlarca şehidimizin, Sevgili Mustafa Kemal’imizin cumhuriyetimizi kurma ve demokrasimizi getirme çabaları bu rezil durumların olması için değildi. İnsanca ve hakça yaşama isteğinden başka bir şey değildi. İşsiz, aç ve açıkta insanlarımızın kalmaması içindi. Ar ve namusuyla yaşama isteğinden başka bir şey değildi.
Geldiğimiz noktada hobi bahçeleri toplumun gündemine girdi. Ancak işler yanlış yürütülüyor. Güzelim tarım alanları ve hayvancılık alanları hobi evleri ve bahçeleri için rezil edilmekte. Dün apartmanlar rezil etmişti. Bu gün de hobi evleri ve bahçeleri güzelim tarım alanlarımızı ve hayvancılık alanlarımız rezil etmeye başlamıştır. Ben hobi bahçeleri olmasın demiyorum. Hobi bahçeleri artık bir ihtiyaç haline gelmiştir. Ancak uygulamaya başlandığı biçimiyle değil. Evet. İnsanlarımıza tek katlı evler yapalım. Ancak evlerin bahçelerin içinde yapılması doğru değildir. Evleri bahçe, tarla olmayacak yerlere yaptıralım. Yine insanlarımıza ekilebilir dikilebilir yerlerde, kendilerine yerler olsun. İnsanlar apartmanlarından tek katlı evlerine gitsinler. ulaşabilecekleri yerlerde bahçeleri olsun.
Bakın size anlatayım. Özbağ Belediyesi, Özbağı’nda Hamurdağı’nın eteklerinde bir imar uygulaması başlattı. Beşer yüz metrekare arsalar üretti. TOKİ tarafından tek katlı evler yapılacaktı. Seksen metrekarelik, yüz metrekarelik tek katlı evler yapılacaktı. Tam da Osmanlı zihniyetinde. Proje topluma sunuldu. Bir ay içinde tam dokuz yüz otuz dört ön başvuru yapıldı. Süre hemen durduruldu. Bir ay daha sürseydi başvuru üç binlere, beş binlere varacaktı. Gizli bir el, bu projeyi durdurdu. İnsanlardan topladıkları ikişer milyon liralarını, bankalar bir yıl kullandı. Sonra paraları geri ödendi.
YAPMAYIN DEDİM. Özbağ arazileri bu proje sayesinde beton yığını olmaktan kurtulacaktı dedim. Bunun günahını TOKİ yetkilileri ödeyemez dedim. Dinleyen olmadı. Şunu şurasında üç dört seneyi geçmedi. Kırşehir Özbağ bağ ve bahçelerine saldırdılar. Veriyorlar parayı. Her taraf beton yığını haline geldi. Gelmeye de devam edecek. İnanmıyorsanız bana. Gelin Özbağına. Gözünüzle görün. Söylemedi demeyin. Bu konu çıkarılacak bir yasa ile çözülür.

ASIM ATABEY EMEKLİ ÖĞRETMEN