Almanya’nın Dortmund kentinde faaliyet gösteren ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği) Kadın Kolları Başkanı Tülay Çetin ve arkadaşları dün gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”i ziyaret etti.
ADD Dortmund Kadın Kolları İkinci Başkanı Zeynep Göktekin ve eşi Şevki Göktekin, ADD Kadın kolları Başkanı Tülay Çetin ve yönetim kurulu üyesi Tunay İnci ile gazetemiz köye yazarlarından ve Kırşehir Kent konseyi eski genel sekreteri Osman İlhan, gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”i ziyaret ederek genel yayın koordinatörü Salih Güner’le bir süre sohbet ederek, Almanya’da yaptıkları çalışmalar hakkında bilgiler verdiler.
Almanya’nın Dortmund Şehri’nde Atatürk’ü en iyi şekilde tanıtıp, gelecek kuşaklara aktarmak için bir çok toplantı ve çalışmalar yaptıklarını anlatan ADD Dortmund Kadın Kolları İkinci Başkanı Zeynep Göktekin ve Kadın Kolları Başkanı Tülay Çetin, “Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önderimizi gelecek kuşaklarımıza iyi şekilde tanıtmak için üzerimize düşen bütün görevleri yapıyoruz. Zaman zaman sosyal ve kültürel etkinlikler düzenliyoruz. Türk Milleti ne Atatürk’ten vazgeçebilir ne de O’nun devrim arkadaşlarıyla birlikte kurduğu Cumhuriyet’ten. Tam bağımsız, insan haklarına dayalı, demokratik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti Atatürk’ün önderliğinde, emperyalizme karşı kazanılan Bağımsızlık Savaşı ve sonrasında hızla başarılan Aydınlanma Devrimi ile kurulmuştur. Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk Milleti’ne gösterdiği hedef; akıl, bilim ve teknolojinin en son ilkelerine dayanan çağdaş, her alanda kalkınmış, uygar bir Türkiye yaratmaktır. Atatürk bize Türkiye Cumhuriyeti’nin yanı sıra büyük bir manevi miras bırakmıştır. Atatürk yaşamdan ve aramızdan ayrılırken sadece manevi miras bırakmıştır. Atatürk diyordu ki: ‘Ben manevi miras olarak hiçbir ayet, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım akıl ve bilimdir. Benden sonrakiler, bizim aşmak zorunda olduğumuz çetin köklü zorluklar karşısında belki amaçlara tamamen eremediğimizi, akıl ve bilimi kılavuz edindiğimizi tasdik edeceklerdir.’ Zaman süratle ilerliyor. Milletlerin, toplumların, kişilerin mutluluk ve mutsuzluk anlayışları bile değişiyor. Böyle bir dünyada asla değişmeyecek hükümler getirdiğini iddia etmek, aklın ve bilimin gelişmesini inkâr etmek olur. Benim Türk Milleti için yapmak istediklerim ve başarmaya çalıştıklarım ortadadır. Atatürk, Türk bağımsızlığını ve Türk Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar korumayı ve savunmayı Türk Gençliği’ne bırakmıştır. Türk Gençliği ve Türk Milleti de O’nun kendisine bıraktığı Türkiye Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar yaşatacak bilinçte, güçte, kararlıktadır. Yine Atatürk diyordu ki: ‘Yetişecek çocuklarımız ve gençlerimize, görecekleri tahsilin hududu ne olursa olsun, en evvel ve her şeyden evvel Türkiye’nin bağımsızlığına, kendi benliğine ve milli emellerine düşman olan unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir. Milletler arası dünya durumuna göre böyle bir mücadelenin gerektirdiği manevi unsurlarla donanımlı olmayan kişilere ve bu gibi kişilerden meydana gelen toplumlara hayat ve bağımsızlık yoktur.’ Biz de ülkemizin ilelebet payidar kalması için, O’nun içinden yürürken, gelecek kuşaklarımıza da O’nu en iyi şekilde anlatmanın çabası içindeyiz” diye konuştular. (HABER: BEYHAN BALLI)