Bu yazımda son zamanlarda dilimize yerleşmiş olan Batı ve Doğu kökenli sözcüklerden söz etmek istiyorum. Küçük bir sözlük oluşturdum. Bu sözcüklerin hemen hemen hepsinin Türkçe karşılıkları var. Buna karşın Batı kökenli sözcükler özellikle aydınlarımızca sık sık kullanılır oldu. Bunların bir bölüğünün yeni bulunmuş karşılıkları, bir bölümünün de dilimize, geçmiş yüzyıllarda yerleşmiş ve bir bakıma Türkçeleşmiş diyebileceğimiz karşılıkları olan Arapça ve Farsça sözcükler vardır. Buna karşın yabancılaşma durumu giderek yaygınlaşmakta olup bir süre sonra Türk Dili için önemli bir olumsuzluk oluşturacaktır. Amacım konu ile ilgili bir duyarlılık geliştirmektir.
Batı Kökenliler:
Absürt - Türkçesi: saçma, saçma sapan
Antioksidan - Türkçesi: oksitlenme karşıtı, bozulmayı önleyici
Arena - Türkçesi: yarış, oyun yeri, boğa güreşi alanı
Avantaj - Türkçesi: üstünlük, yarar, kazanç
Argüman: Türkçesi: kanıt, tanıt, sav
Detay - Türkçesi: ayrıntı
Dizayn - Türkçesi, çizim, tasarım
Dezavantaj - Türkçesi: yararsız, zarar, yitik
Global - Türkçesi: evrensel, küresel, toptan
Hijyenik - Türkçesi: sağlıklı
Kolojen - kolajen - kolejen: Bu sözcük TDK Türkçe Sözlük Ankara 2005 baskısında yok
Lansman -Türkçesi: tanıtım (TDK’de yok)
Moderatör - Türkçesi: yönetici (TDK’de yok)
Risk - Türkçesi: TDK bu sözcüğü riziko ile karşılıyor. Eski dilde, tehlike
Performans - Türkçesi: başarım, verim, başarı
Subluminal - Türkçesi: bilinçaltı, (TDK’de yok)
Stres - Türkçesi: bunalım, sıkıntı, bunaltı
Şans - Türkçesi: kut, rastlantı
Süper - Türkçesi: üstün, en üstün, en iyi, çok iyi
Varyant -Türkçesi: tür, çeşit, değişken
Bu sözcükleri kullandığımızda karşılıkları olan Türkçe sözcükler unutuluyor ve böylece dilimiz yoksullaşıyor. Ne yazık ki bunu da en çok aydınlarımız yapıyor. Geçenlerde bir tv tartışmasında prof. unvanlı biri konuşmasında on cümle söyledi içinde 8 tane “absürt” sözcüğü kullandı, sözcüğün Türkçesi olan “saçma”yı bir kez dahi kullanmadı. Bu durum çok üzücü. Geçmişte de Türkçeyi, Farsça ve Arapça’ya boğduranlar da aydınlardı: Şairler, yazarlar ve Saray çevresi vd.
Ne yazık ki TDK’de bu sözcüklere Türkçe karşılık verilmekten çok açıklamalarına ve anlam özelliklerine yer verilmiş.
Eski Sözcükler ve yanlış kullanımlar:
İdame ettirmek - Türkçesi: sürdürmek
Alaka - Türkçesi: ilgi
Akabinde - Türkçesi: sonunda
Kontrol - Türkçesi: denetim
Kademe - Türkçesi: aşama, basamak
Normal - Türkçesi: uygun, olağan, düzgülü
... Camii - Doğrusu: ... Camisi
Eninde sonunda - Doğrusu: önünde sonunda
... Parti Kongresi - Türkçesi: .... Parti Kurultayı
İkame - İkâme - Türkçesi: karşılama, yerine koyma
Hitama erdirmek - Türkçesi: sonuçlandırmak, bitirmek
Sebebiyet - Türkçesi: yol açma, neden olma
Rûberû - Türkçesi: yüz yüze, karşı karşıya
Lebalep - Türkçesi: Ağzına kadar, hınca hınç, tıka basa
... Camiisi - Doğrusu: ... Cami, Ulu Cami
Ölümcül - Doğrusu: öldürücü, öldürücü hastalık
Bu örnekleri çoğaltmak olanaklı, Türkçe ile az çok ilgisi olanlar bunu görebilir. Ancak düzeltme konusuna gelince kimsenin umurunda olduğunu sanmıyorum. Birkaç duyarlı edebiyatçı ve dilcimizi ayrı tutuyorum. Burada TDK’yi eleştirmek istiyorum, orada çalışan dönem arkadaşlarım da vardı şimdi de vardır belki. Kuruluşundan itibaren 1960’lı yıllara kadar önemli işler başaran TDK 1980’li yıllardan başlayarak özerk ve özgür yapısını yitirdi. Neredeyse kırk yıldır bir şey üretmeyen, Türkçeye, bir sözlük ve bir yazım kılavuzu yayımlamaktan öte bir katkı sunmayan TDK ile karşı karşıyayız.
TDK ne yapmalı derseniz, kurumun kuruluş dönemindeki işlevine dönmeli ve gelişen teknolojiden de yararlanarak yeni sözcükler ve terimler türeterek bunları kullanım sürecine sokmalıdır. Aşırı çoklukta yabancı sözcük kullanan gazeteleri, televizyonları, bilim kişilerini, üniversiteleri, kurum ve kuruluşları yeri geldiğinde uyarmalıdır.
Sağlıkla...
Okuma önerim: İstanbul - Hatıralar ve Şehir, Orhan Pamuk
epostam:mussutcu@gmail.com
Telefonum: 0533 661 71 04