asım

Dünyada pek çok ülke, yerli otomobillerini kendileri üretir. Canım Türkiyemiz henüz yerli otomobil üretimin sözünü yapıyor. Ortada gözle görülür bir gelişme yok. Küçük çaplı girişimciler, kendilerince otomobillerini yapıyorlar. Destek göremedikleri için, çabaları ortada kalıyor. Sermaye sahiplerinin, yerli otomobil üretimi için, bir çabaları yok. Onlar alıp satmayı, ya da montaj yaparak işlerini yürütüyorlar. Tüm taşıt araçlarının sahipleri dışa bağımlı olarak çalışıyorlar. Kazançları yerinde. YERLİ OTOMOBİL onların derdi değil.
Aslında yerli otomobil üretimi isteği hep var. Zaman zaman cumhurbaşkanlarımız bu konuyu dile getiriyorlar. İlkini CUMHURBAŞKANIMIZ CEMAL GÜRSEL, ikinci olarak da CUMHURBAŞKANIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN dile getirdi. Cemal Gürsel, Cumhurbaşkanı olunca birden aşka geldi. “Ben Cumhuriyet Bayramında, halkı selamlamayı, yerli otomobille yapacağım” dedi.
Bayrama 168 gün var. Emir verilmişti bir kere. Sözünden cayma olamazdı.
Ortada ne bir örnek var. Ne bir plan proje var. Ortada ne bir para var. Gerisini Devrim Arabaları Filmine bakarak anlatalım.
Sizler de internetten bu filmi izleyebilirsiniz. İnternete “DEVRİM ARABALARI” diye yazın. Film karşınıza çıkar. Neyse bu işin üstesinden gelebilecek bir mühendis bulunur. Teknikerdi, ustabaşıydı, kalfaydı, çıraktı derken 28 kişi bir kadro oluşturulur. İçlerinde sadece bir kişinin arabası vardır. Hep birlikte arabayı parçalarlar. Bu araba örneğinden faydalanarak, üretim çalışmalarına başlarlar. Önce iki tane yapılması kararı var. Planlama ona göre yapılır. Çalışmalara başlanır. Bürokrasi bu iki arabanın yapılabileceğini görünce, işi zora sokmak için dört tane yapılmasını isterler.
Her türlü güçlüğe ve yokluğa rağmen dört araba 168 günde yapılır. İki tanesi Eskişehir’den Ankara’ya getirilir. cemal paşa, yerli otomobile biner. Tören alanına gitmek üzere yola çıkar. Cumhurbaşkanı benzini olan arabaya değil de, benzini olmayan arabaya biner. Köşkün kapısından çıkmadan arabanın benzini biter.
Şu soruyu soralım. Acaba otomobilin benzinsiz çalışmayacağını mı bilmiyorlardı?
Gürsel Paşa arabadan iner. Benzini dolu olan arabaya biner. Halkı yerli araba ile selamlar. Ne yazık ki Devrim adı verilen yerli otomobile seri üretim kararı verilmez. Verilmez değil. Verdirilmez. Ülke 58 yıl kayıp etmiştir. Henüz bir yerli otomobilimiz yoktur.
İkinci olarak yerli otomobil üretim kararını, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan verir. İktidara geldiğinden beri, yerli otomobil üretimi istemektedir. On beş yıldan beri bu kararını dillendirmektedir. Alkışlandı. Ancak bu sese pek aldırış eden olmadı. İki sene önce işadamlarından ses geldi. Biz yaparız dediler. Beş büyük şirket söz verdiler. protipini hazırladılar. elektrikli otomobil üretecekleri yazılıyor, çiziliyor. Haberleri duyunca içimiz ısınıyor. Halk olarak YERLİ OTOMOBİL ÜRETİMİNİ DÖRT GÖZLE BEKLİYORUZ.
Ancak bu beş büyük şirket, bu işi sonuçlandıracaklar mı?
Yoksa devrim arabalarında olduğu gibi, sonuç fiyasko mu olacak? Bir kere bu şirketler göbeklerinden dışa bağımlılar. Fazla terlemeden kendi kazançları yerindedir. Bir başka neden ülkemizde ortaklıklar uzun ömürlü olmuyor. İşlere iyi niyetle başlanıyor. Arkasında en güçlü olanı, diğerlerine bir tekme vuruyor. Şirketin tek sahibi olarak kalıyor.
Bu beş şirket, bu ortaklığın sürdürülemeyeceğini biliyor olmalılar. Demek istediğim şu ki, bu şirketlerin yaparız dedikleri, cani yürekten istedikleri için değil. Cumhurbaşkanımıza şirin görünmek için verdikleri sözdür. Dolayısıyla işi ne kadar geciktirirlerse, ondan yarar beklerler. Bürokrasi ve işadamları bu işi oyalıyorlar. HABERİN OLSUN CUMHURBAŞKANIM.
Şunu da söyleyeyim. Büyük şehirlerin nüfusu şişti. Akıllı karar, yerli otomobil sanayinin, Orta Anadolu’nun en ortasında bir yerde kurulması doğrudur. Bu konuda en ufak bir ne bir söz, ne de bir karar duyuyoruz. Kızılırmak, Kayseri - Kırşehir-Kırıkkale- Çankırı’yı dolanarak gidiyor. Ben söylemeyim, siz söyleyin. Yerli otomobil üretiminin, bu illerden birinde kurulması doğru olmaz mı?
Bundan tam 48 yıl önce her türlü olanaksızlığa rağmen 168 günde dört araba üretebilen yurtseverlerimizi gördük. Şimdi istemediğin kadar mühendisimiz, teknikerimiz, montaj sanayinde çalışanımız, hatta tüm ihtiyaçlarımızı karşılayacak sermayemiz varken, on beş yıldan beri, işin ancak söz dönemi yaşanıyor.
CUMHURBAŞKANIM BU SİZİN SÖZÜNÜZE BİR TUZAK OLMASIN? SİZİ DE GÜRSEL PAŞAYA DÖNDÜRMEK İSTEDİKLERİ AKLIMA GELİYOR. DOĞRUSUNU SÖYLEYİM. ÖMRÜMÜN SONUNDA BİR YERLİ OTOMOBİLE BİNMEK İSTİYORUM DA…
Haydi hayırlısı…