Gülnaz CEYLAN

YÜZYILLARDIR “sevginin ifadesi”, “aşkın göstergesi” olarak kutlanan ve günümüzde insanları adeta alışveriş yapmaya odaklı hale getiren 14 Şubat tarihi aslında Türk bir kraliçenin öldürülmesiyle yas günü olmaktan çıkartıldı ve unutturuldu.
İlimiz Kırşehir’de Sevgililer Günü kutlamasıyla alışveriş telaşında olanların özel indirimlerle alışverişe yönlendirildiği, aslında “özgürlük mücadelesinin” günü olan 14 Şubat, sevgiden çok maddiyatın ön plana çıkartılıyor olmasına vesile oluyor.
Bazılarımız, Filistin’in ihanetini dile getirebilir ki bunu dile getirenlerden biri olarak, Filistin Kraliçesi’nin Türk olduğunun altını çiziyorum. Ülkesinin toprağını İsrail’e satan bir halk ya da Müslüman kardeşinin hainliğini (kardeş değil, olmamıştır hiçbir zaman) düşünmeden, sadece Kraliçe Zeynep’in mücadelesine odaklanılması ve günümüzde neyin mücadelesinin verildiğini bir kez daha düşünmemiz gerektiğini ifade ediyorum.
Dünya ile birlikte ülkemizde kutlanan birçok gün anlamından uzaklaşarak kutlanırken bunların arasında yer alan 14 Şubat Sevgililer Günü kutlamasının Aziz Valentine’e atfedilmesinden öte Filistin (Sasani) Kraliçesi, Zenobia/Zeynep’in Roma’da 14 Şubat 270’de öldürülmesi ile ilişkilendirilerek anılması gerektiğini hatırlatıyorum.

Ressam Herbert Şmals tarafından yapılan tabloda, gardiyan Valentine kraliçe Zeynep’e hayran bakarken resmedildi.


BİLİNEN DEĞİL, SAKLANAN TARİH!



Filistin (Sasani) Kraliçesi, Zenobia/Zeynep’in öldürüldüğü günü Sevgililer Günü ilan ettiler.
Roma sokaklarında onu zincire vurulmuş halde dolaştırdılar. Bu durum Anadolu’da duyulunca bütün Anadolu, Filistin, Akdeniz ve Arnavutluk halkı isyan etti. Kraliçe Zeynep, halkı isyana teşvik ettiği bahane edilerek esir odasında öldürüldü.
14 Şubat 270’de Roma’da öldürüldüğü odada, genç gardiyan Valentine’in yazdığı kâğıt parçası bulundu, kâğıtta “Seni seviyorum Zeynep” yazıyordu.
Sasani kraliçesi Zeynep (Zeyna Aba), kocası öldükten sonra 12 yıl Venedikli, Galatalı ve Cenevizli korsan yağmacılara karşı savaştı. Ayrı para bastırdı, Roma’ya vergi vermedi. Yenik düşeceğini anladığı zaman, Pülümür’e ata akrabalarından yardım almaya gitmek istedi, giderken yolda esir düştü. Başkenti Palmira’yı yakmamaları koşuluyla teslim oldu.
Zeynep’in, baba tarafından Anatiokhus (Oğuzanalı) hanedanından Part/Ferhat boylu olduğu üzerine bilgiler vardır. Atatürk’ün arkadaşı Diyap (Duap) Ağa da Pülümürlü ve Ferhat Uşağıdır. Diyap Ağa’nın on beş oğlunun ve torunlarının, Atatürk’ün ölümünden sonra öldürülmüş olması, bölgede isyan çıkartılması, batı emperyalizminin direnişçileri cezalandırma hastalığının devam ettiğinin işaretidir.
Sasani Uygarlığı (224-651) yağmacı İskender’e isyan ederek kurulmuş olan Selevkos (Selezya/Seleukia) Uygarlığının devamıdır. Sa-Sani; San Uşakları (Güneşin oğulları) açılımlıdır. Yakın tarihte Kuzistan- Şiraz-Bağdat çevresinde kurulmuş olan SafeviLuvi Devleti de benzer bir direniş devletiydi ve Yavuz Sultan Selim tarafından, Osmanlı sarayında etkin olan Venedik Yahudi elçisi Balyos ve Fransız Katolik elçisinin isteğine uyularak ortadan kaldırılmıştır.
Kraliçe Zeynep esir alınınca, Roma’ya götürülürken İstanbul boğazında oğlu Lalius’u (Leylaoğlu) öldürüp denize attılar. Oğlunun diğer adı; Sani-toros (Athenodarius), Darius hanedanından Cano idi!)
Roma sokaklarında onu zincire vurulmuş halde dolaştırdılar. Bu durum Anadolu’da duyulunca, bütün Anadolu, Filistin, Akdeniz ve Arnavutluk halkı isyan etti. Kraliçe Zeynep, halkı isyana teşvik ettiği bahane edilerek esir odasında öldürüldü. Roma senatosunda, isyan eden Anadolu şehirlerini yerle bir etme cezası verildi, örneğin Antakya bir çok defa yakılanlardandır. Kral Gladio tüm Roma erkeklerine 2 yıl evlenme yasağı koydu, onları Anadolu’yu yakıp yıkmaya gönderdi.
Yasağa uymayan aşık Valentine önce öldürüldü, sonra aziz ilan edildi. Öldürdüğünü aziz ilan etmek, yağmacı batının töresidir, buna “ölüsünden yağ çıkartmak” denir!
İtalyan ressamın yaptığı tabloya dikkatle bakınız: Arkasındaki duvarda dört atın çektiği Sümer “güneş tanrısı”, Hitit Güneşi Allat/LAT/LAZ var; Kraliçe Zeynep Şamanî’dir.
Dört atın çektiği teknede savaşan; Dor/Tur/Sor soylu Turanî’dir.
Başında Kaşgari baş bağı var; Kaşgari Oğuzludur!
Belinde, silahları alınmış “dorabuluz” kuşağı var; Savaşçı Eradne/ Er-hatunedir.
Kuşağındaki Sekizli Şems motifi; Horasanidir, Şamanidir, Turanidir, Sümerlidir, Hititlidir…
Zeynoba’nın yönettiği topraklar: Suriye, Mısır, Filistin, Lübnan, Ürdün, Mısır, Harran, Soli, Silifke, Tarsus ve Ereğli’yi de içine alan, İran Sasani Devletine bağlı Palmira Eyaleti.
Adını yaşatan kale: Ereğli Zanapa Kalesi.
Kraliçe Zeynep’in esir alındığı Pülümür’de yaşayan Ferhat Uşakları, Paller ve Koçgiri /Kaçgari Uşakları, Tunceli’nin antik halkı olup antik Luvi/ Alan (Alevi) kültüründen gelirler. Bu insanlar, Sasani/Susa Anası (1.Artemis) ile babası Karus (Kuroş) gibi Horasani ve Kaşgari Oğuzi’dirler. Zeynep gibi, onlar da Atina’ya kadar gidip köleleri kurtarıp serbest bırakan(MÖ.550) Susalı 1.Artemis ile oğlu Serhat’ın torunlarıdır.
Sasani Uygarlığı, Selevkos Asya Krallığının devamıdır, ki Selevkos krallarının soy ata adları ANATİOKHUS, Oğuz Analılar, Uzbeki/Ogziana’lı yani Oğuz Beylerdir. Selevkosların bir dönem başkenti Antakya’dır. Antakya en fazla yerle bir edilme cezası alan şehirdir.
Sele-u-Kos devletinin Tigran Agarta, Gerger, Şamsat, Antakya, Kastabala gibi önemli direniş şehirleri Sezar’ın (MÖ.65) Lukullus adlı komutanı tarafından yenilemedi, yüz yıl sonra Neron’un (MS 69) KORBULA adlı komutanı tarafından yerle bir edildi. Sezar’a on yıl boyunca savaşarak direnen bu kale şehirlere Roma senatosunda tarihten silme cezası verildi. Milat dedikleri, Milet Uygarlığını (kaynaşmış millet olmuş Oğuz boylarını /Sümerleri) yok edip tarihi sıfırdan başlatmak bu olaydır. Bu ceza Sümerlerin de tarihten silinişidir.
Benzer bir ceza Zeynep’in 270’de öldürülmesinin ardından onun şehirlerine verildi. Zeynep’in soyata akrabaları olan DERSİM aşiretlerine, özellikle Mustafa Kemal ile birlikte savaşan Koçgiri Ferhat Uşaklarına benzer bir ceza verildiğini, o yıllarda egemen olan İngiliz emperyalist devletini (ki orada egemen olan mali güç Venedik-Galata tacirlerinin torunlarıdır) akla getirmektedir.
1950’den sonra NATO kararıyla, bölgedeki, tarihte Roma’ya direnmiş bütün aşiretlerin köylerine ve şehirlerine baraj bahanesi yaratılarak yeniden tarihe ve sulara gömme cezası verildi.
Kraliçe Zeynep için bestelenmiş üç opera: 1-Anfosi; Zenobia in Palmira, 1789, 2-Rossini; “Aureliano in Palmira, 1813, 3-Mansur Rahbani; Kraliçe Zenobia/ Sani Opa, Zanapa, Zennube! (1990).
Adını yaşatan yerler: 1-GAZZA STRİP; Azize İş-tar Aba, Gazze Şeridi’nin adıdır. 2-Toros Ereğli’de antik Zanapa kalesi.
Kaşgari/Koçgiri boyu, antik İran’da Darius/Toros hanedanının soy ata adıdır. Bu hanedan, 1918’de Amerikalılar tarafından kaldırıldı, yerine Pehlevi ailesi getirildi. Bu zoraki yönetim değişikliği sırasında 50 bin Şirazlı ve KuzistanlıKaşgari Alevi öldürüldü. 1980’de Fransa destekli yönetime getirilen mollalara isyan eden Kaşgariler, sekiz yıl süren İran-Irak savaşı sırasında 2,5 milyon can verdi. 1988’de Talabani askerleri ile Humeyni askerleri birlikte Halepçe’ye saldırdı, halk onları püskürttü, beş gün sonra Halepçe’ye kimyasal bomba atıldı, 5 bin Luvi öldürüldü, sekiz yıllık savaş böyle sona erdi.
Kuzistan, Susa ve Şiraz’dan Halepçe’ye kaçarak orada kadınlı erkekli direniş birlikleri oluşturan Kızılbaş/Başoğuzlu halkın öldürülmeleri tarihe Halepçe Katliamı olarak geçti(1988). Her iki tarafa da silah satan ABD şirketiydi, resmen açıklandı.
Filistin bayrağındaki siyah renk, Zeynep’in yasını tutmaktır.
Filistin’de çalınan tulumun adı NANAY olup, Şiraz’da ve Yusufeli’de de Nanay’dır. Filistin boyun bağı tıpkı Sasanipuşisidir. (Kaynak: Mahiye Morgül/Güncel Meydan)