Battal ÇELİK

 

Kırşehir caddeleri kar kış yağmur çamur demeden insan seli ile dolup taşıyor. Caddede gezerken istemeyerekte olsa konuşmalara şahit oluyoruz. Duymak istemediğimiz o kadar çok kelimeyi, sözü duyuyoruz ki, bazen kulağımızı kapatmak zorunda kalıyoruz.
Belden aşağı konuşmalar, sokak ağzı konuşmalar, çapsız ve kalitesiz sözler…
İşin kötü ve vahim olan tarafı bu konuşmaları sadece erkeklerin değil, kızların, bayanlarında yapıyor olması. Elbetteki genelleme yapmıyoruz.
Milletimi dinliyoruz? Asla, ama caddelerde sözler o kadar kalınlaşmış, kelimeler o kadar gürültülü hale gelmiş ki duymamak ne mümkün…
Üzülüyorum bu konuşmalara hem de çok.
Bazen çekip gitmek istiyorum buralardan, bu caddelerden bu kentten, başka diyarlara!..
Ama biliyorum ki o diyarlardaki cadde ve sokaklarda buradakilerden farklı şeyler konuşulmuyor.
Tabiî ki gençler caddede, parkta, bahçede, şurada, burada, gezecek, tozacak, elbette zaman geçirecek, sevdikleri ile dostları ile. Üzüldüğümüz üslubun ve konuşmaların çirkin olması.
Öyle bir Kırşehir gençliği özlüyorum ki; Buradaki gençler küçük şehrimizin büyük insanları olmaya hazır olsunlar.
Mütevazi yaşamlarına devam etsinler. Yiyecekleri gibi, giyecekleri sade olsun. Başkalarını taklit etmesinler, uydurma hareketlerle insan tabiatını ve kendi şahsiyetlerini bozmasınlar.
Her şey kendiliğinden gelsin.
Her şey kendiliğinden olsun.
Zorlama olmasın.
Öyle bir Kırşehir gençliği istiyorum ki; bu şehirdeki gençlerimiz kavgadan, çatışmadan, çarpışmadan uzak olsunlar.
Siyasetten, Politikadan, ayırımcılıktan uzak dursunlar. Ayrı ayrı düşüncelere sahip olsunlar ama asla birbirlerini kırmasınlar, üzmesinler, kavgacı olmasınlar. Hep doğrunun etrafında olsunlar, doğrudan yana tavır koysunlar. Renkleri, ırkları, milletleri, mezhepleri, siyasi görüşleri farklı olsun ama saygı, sevgi, muhabbet ve insani noktada aynı olsunlar, ayrışmasınlar. İnsan odaklı olsunlar. Okusunlar araştırsınlar büyük adam olsunlar, en önemlisi güzel insan olsunlar.
Bir Kırşehir gençliği özlüyorum; Birbirlerini gördüklerinde selamlaşsınlar, birbirlerine sarılsınlar, hayatın ve insanlığın faziletlerini kavrasınlar. Vicdanları temiz, yürekleri pak olsun. İçleri tertemiz huzur, dışları hep nur ile dolsun. Yüzlerini kırıştırmasınlar, kafa sallamasınlar burun kıvırmasınlar, sert bakmasınlar. Gece karanlığından başka karanlık, gök gürlemesinden başka gürültü duymasınlar görmesinler, birbirlerine hep saygı ile yaklaşsınlar, sokakta caddede ıslık çalmasınlar, bağrışmaları duyulmasın...
Bir Kırşehir gençliği özlüyorum ki; burada kızlar, kadınlar mütevazı giyinsinler, giydiklerini abartmasınlar, kendilerine yakışanı yapsınlar, yüzlerine bakılınca kızlık ve kadınlık değerlerinin yitirilmemiş olduğunu göstersinler, Kırşehir’imizin kendine has o güzel, edepli, hayalı kadın ve kız görünümüne bürünsünler. Sokakta caddede kendilerine yakışır ve yaraşır şekilde dolaşsınlar. Onurlarını, gururlarını, şereflerini, dik duruşlarını, caddede ve sokakta hep göstersinler.
Özlediğim bu güzel şehir de kadınlarımız, kızlarımız, siyasette, ekonomide, politikada, ticarette, bilimde, sanatta, tıpta, edebiyatta, kısaca her alanda olsunlar ama milletine, devletine, eşine, gelenek ve göreneklerine, toplumun değer ve yargılarına riayet etsinler.
Kadınlar genç kızlar caddede kendine yakışır şekilde dolaşsınlar, gezsinler, yuvasına ışık, evine kocasına çocuklarına aşık olsunlar. Eş olsunlar aş olsunlar. Okusunlar cahil kalmasınlar.
Bu şehrin erkekleri kendi ayakları üzerinde dursunlar, haksız kazanmasınlar, helalinden kazansınlar, evine haram sokmasınlar, karısından başka kadına yan gözle bakmasınlar, kadınlarına eş, çocuklarına baba olsunlar, ahlaksızlığa, namussuzluğa, haksızlığa rıza göstermesinler. Ailesinin reisi olsun, çocuklarının babası olsun, mafya babası, sokak kabadayısı olmasınlar. Cesur olsunlar, yürekli olsunlar, onurlu olsunlar, çalışkan olsunlar. Namussuz, şerefsiz, ahlaksız olmasınlar. Kadınlarımız da eşlerine destek olsunlar köstek olmasınlar, temiz, cefakâr, vefakâr sabırlı, saygılı ve sevimli olsunlar.
Bir Kırşehir gençliği özlüyorum ki; burada gençler, maneviyat ve mukaddesata sahip çıksınlar, Vatanın ve Milletin değerini bilsinler, Allah’tan başka kimseye kul olmasınlar. Ülke menfaatlerini her şeyin üstünde görsünler, kaldırım sevdasını bıraksınlar, çalışsınlar, çabalasınlar, ilimizin ve ülkemizin daha güzel konumda olması için gayret göstersinler.
Buradaki gençlerimiz bir an olsun boşlukta kalmasınlar, kahve köşelerinde zamanı öldürmesinler, kaldırım sevdasından vazgeçsinler. Babalar çoluk çocuğuna harcayamadığı parayı meyhane köşelerinde harcamasınlar.
Öyle bir şehir istiyorum ki bu şehirde ki gençlerimiz; analara kocakarı ,babalara moruk demesinler saygıda kusur etmesinler, cenneti anaların ayaklarının altına seren bir dinin çocukları olsunlar, gençlik birbirini tanısın, anlasın, sevsin ve saysınlar...
Bu şehrin Memurları, amirler, birbirlerine saygısızlık yapmasınlar, iş yerlerinde Ahilik kavramı gelişsin, dükkânlara kilit vurulmayacak, kapılar örtülmeyecek kadar güvenilir olsun. İnsanlarımız aslını asla inkâr etmesinler ne iseler o olsunlar, kimliklerini kişiliklerini saklamasınlar.
Bir metre eğilerek bir santim yükselmeye çalışmasınlar. Makamların mevkilerin hatta hayatın gelip geçici olduğunu asla unutmasınlar. İhtiras ve hırsına yenik düşmesinler, söyledikleri sözün arkasında dursunlar, sözlerini ayağa düşürmesinler. Yalakalığa, riyaya, kişileri putlaştırmaya kalkmasınlar, kimseye değerinden fazla takdirde bulunmasınlar, amirlerimiz, şehrin ileri gelenleri kimseye iltimasta bulunmasınlar, hakkı hakikati uygulasınlar. Ahlaksızlığa namussuzluğa ve çıkara giden bütün yolları kapatsınlar. Şekilcilikten, şaklabanlıktan, şirin görünmeden kaçınsınlar, dürüstlükten asla vazgeçmesinler. Yanlı ve yanlış davranışlardan kaçınsınlar.
Zenginlere, makam mevki sahiplerine yağcılık yapılmasın, fakire fukaraya nasıl davranılıyorsa herkese o şekilde insan olduğu için davranılsın. Hiç kimse mala mülke ebedi imiş gibi sarılmasın. Onun Allahın bir nimeti olduğunu unutmasınlar, fakire fukaraya düşküne zayıfa yetime, ihtiyaç sahiplerine yardım etsinler iyi birer insan adam olsunlar, her şeyin fani olduklarını bilsinler.
Kini, nefreti, garezi, ihtirası bıraksınlar, iyi insan olma yolunda mücadele versinler. Haksızlık karşısında asla susmasınlar, kâr hırsı, makam mevki hırsı, politika hırsıyla hareket etmesinler. Aşağılık duyguları kapılıp komplekse girmesinler, mideleri için değil yürekleri ve beyinleri için yaşasınlar ve en önemlisi bu şehri ve bu şehrin insanlarını sevsinler..


İşte benim özlediğim Kırşehir
İşte benim özlediğim Kırşehir genci,
İşte benim özlediğim Kırşehir insanı…