SAĞDUYUM

BİNBİR EFSANE. BİR KAPLICA!

Elif Şengül ÖZ
Karakurt efsanesini sanırım herkes biliyordur. Karakurt esasında bir şifanın adıdır. Gelin görün ki; 21 yy’da bu şifahane için öyle bir efsane betimlendi ki şaşarsınız. Siyasiler ve bürokratlar el birliği ile “gömün!” dediler. Karakurt Kaplıcası’nı gömdüler. Sadece kaplıcayı gömmediler. Karakurt efsanesini de gömdüler. Yıllarca bu kaplıcayı kasaba hamamı gibi işletip, devlete beş kuruş ödemeden çekip giden siyasetçinin yakınını akladılar.
Kapısına kilit vurdukları kaplıca binalarının tahribini izlediler. Harabeyle ne kadar gurur duysalar azdır. Burada kimsenin suçu yok. Siyasetçi emir verdi. Bürokrat uyguladı. Siyasetçi “ödeme” dedi. O ödemedi. “Sana bir şey yapamaz!” dediler. Bürokrat bir şey yapamadı. Ama milletin malı talanın altında kaldı.
Bir kez daha gördük ki biz Kırşehirliler kerizmişiz!
Hani hep diyoruz ya! “Devlet malı deniz…” diye.
Ben bize ait olanı aldım. Aslında bizleri keriz yerine koyanlara lanet olsun diyeceğim, diyeceğim de! Dilime yakışmayacak.
Kaplıca kaç yıldır bu halde? Kaç yıldır terk edilmiş. Viran olmuş. Ören olmuş. Baykuş tüneği olmuş. Kent kaybetmiş. Ülke kaybetmiş…
Kimin umurunda. Hani bu şehri “Kaplıcalar şehri” yapacaktınız?
“Atma Recep din kardeşiyiz…” derler, adama. Hep oyaladılar. Yalanlarının ardı arkası kesilmedi. Bizler sustuk. Niçin? Bu ülkeyi kaosa sürükleyen anlayışın farklı bir yönü de böyle olması mı? Bana ne? Benden sonrası tufan.
Geçenlerde yazmıştım. Kırşehir Valileri çalışmadılar, sadece sorun bıraktılar ve gittiler diye. Yalan mı?
Kentin şehremini. Esasta Türkiye Kaplıcalar Birliğinin de Başkanı Sayın Yaşar Bahçeci’ye sorayım Karakurt Kaplıcası’nın son halini gördünüz mü? Siz Türkiye’de Kurulu kaplıca kentlerinin tamamının durumunu biliyorsunuz. Bu şehre. Bunca güzel emeklere. Ortaya çıkardığınız projelere bakıyorum ve düşünüyorum. Gerçekten mum dibine ışık vermiyor mu? Siz sevilen bir siyasetçisiniz. İyi bir belediye başkanısınız. Projeleriniz ve güler yüzünüzün bu şehre çok şeyler kattığını bir ben değil, herkes biliyor. Bu şehrin çok yakınında oluşan kirliliğe mutlak bir çözüm üreteceğinize inanıyorum. Sakın benim mücavir alanım dışında demeyin. Bu şehir sizin. Siz bu şehrin evladısınız. Bu şehrin her yönü ilgiye, alakaya ihtiyacı var.
Sizlerle bir anekdot paylaşmak istiyorum. Hacı beyin kızı, rahmetli Neriman Hanım üyesi olduğum derneğe gelmiş, bizlerle gençlik ve çocukluk anılarını paylaşmıştı. “Bizler 15 günde bir Karakurt kaplıcasına banyo yapmaya giderdik. Şehre uzak olduğu için annem biraz serzenişte bulunurdu. Babam Özel İdare Müdürü olduğu için bu kaplıcanın suyunun çok özel ve şifalı olduğunu söyler, annem fazla konuşmazdı. 15 günde bir geceden halalarım bize yatılı gelir, sabahlara kadar börekler sarmalar hazırlanır. Sabah kapıya gelen faytona binilir, 2 saat içinde Karakurt Kaplıcası’nın olduğu hamama gelirdik. Suyu çok sıcaktı. Biz çocuklar çok sevmezdik. Ama faytonla yolculuk yapmak farklı bir eğlenceydi. Hele ki evde yapılan yiyecekleri paylaşmak daha hoştu…”
Sizlerle paylaştığım yaşanmış olan bu küçük hikâyecik neresinden bakarsanız bakın 90 yıl öncesine dayalı. Anlayınız ki; kaplıca kültürü sadece bu yüz yıla ait değil. Geçmişte de kaplıcaların farklı bir ayrıcalığı vardı. Bu hikâyecik bize bu mesajı veriyor. Bu kaplıcanın varlığı bir anı olarak bize kadar ulaşmışsa. Diyecek çokta fazla söz kalmıyor. Bize kalmıyor ama sizlere iş düşüyor. Bu şehrin kaplıcasını geri istiyoruz. Hem de hemen!
Bu görev sadece belediye başkanlığına, ya da valiliğe verilecek bir görevin dışında bu şehrin üniversitesi bu konuya neden eğilmez?
Sadece adı olan bir tıp fakülteniz var! Coğrafya bölümünüz var! O yolun uzantısında bir de dinlenme tesisiniz var. Bu konuyla ne kadar ilgilisiniz bilemiyorum. Belki de bu şehir sizleri hiç ilgilendirmiyordur! Olabilir değil mi?
Kent milliyetçiliği çok farklı bir anlayış. Her şeyi olan. Ancak hiçbir şeyi olmayan bir şehrin içinde olmak kimleri üzmez ki?
Ahi Evran-ı Veli Külliyesi’nin Ankara Caddesi yönündeki eski çay bahçesinde oturuyorum. Yan tarafımda 10 kişilik üniversiteli bir grup var. Kırşehir’den sıkıldıklarını anlatıyorlardı. “Bu şehre her şeyi var diyorlar. Ankara Caddesi’nden başka hiçbir yeri de yok. Bu şehrin hiç mi gidip görülecek yerleri olmaz…’”
Bu sözler beni üzmüştü. Kent Park o günlerde yoktu. Şimdi var. En azından dışarıdan gelen insanların görebileceği. Zaman geçirebileceği bir yer oldu.
Bu gençler Karakurt efsanesini bilirler mi? Bu gençler bu kaplıcanın bulunduğu bölgede Roma dönemine ait bir hamamdan haberdarlar mı?
Üniversitenin Arkeoloji bölümü bu öğrencilere bu arkeolojik kalıtlardan hiç söz etmiş olabilir mi? Ödev vermiş olabilir mi?
Sanmam.
Bu şehirde herkes kendi havasında!
Karakurt Kaplıcası sadece anılarda kalan bir hamam değil. Efsanesiyle yüz yıllardır yaşaya gelmiş bir şifahane. Buranın ününün yurt dışında söylendiğini biliyor muydunuz? Buraya yurt dışından sadece Kırşehirli gelmiyordu. Başka şehirlerin yurt dışında yaşayan insanları ve yabancılarda geliyordu. Kış aylarında yaz için yapılan rezervasyonlarla yer kalmadığını bilmiyorsunuz sanırım. Bilmiş olsanız bu ünlü kaplıcayı birilerine yem etmezdiniz. Eski binalarıyla kırık ve bozuk kurnalarıyla paslanmış demir karyolaları ile sünger yataklarıyla bu suya tedavi için gelen hasta sayısı hiçte azımsanacak sayıda değildi.
Şehir merkezinde kaplıca var. Müşteri potansiyeli belli bir kesim. Karakurt halkın kaplıcasıydı. Ne yazık ki Terme Grand gibi, Terme Kür Merkezi gibi olan kaplıcaları halkın elinden nasıl aldıysanız! Karakurt Kaplıcası’nı Japon’a vereceğiz yaygarasını kopartıp ören olmasını seyrettiniz. A
caba hiç mi vicdanınız sızlamadı?
Kırşehir’de kaplıca ve içmece sayısını biliyor musunuz?
Avcılar Köyü içmecesinden ne kadar haberdarsınız? Haberiniz bile yoktur.
Bulamaçlı ne oldu? Bir özel şirkete domates tarlası yapıldı!
Merkezde halkın elinden alınmış kaplıcaların ötesinde Karakurt Kaplıcası kalmıştı. Terme Kaplıcası dediğinizde, dışarıdaki insanlar Balıkesir zannediyorlar. Ancak Karakurt derseniz Kırşehir’deki varlığını biliyorlar. Kendi reklamını sessizce yapan. Ünü Türkiye sınırlarını aşmış olan bu Allah vergisi Karakurt Kaplıcası’nı sizler gömdünüz. Vebalini mutlaka çekeceksiniz.