Son yerel seçimlerden sonra el değiştiren Belediyelerin, daha önce nasıl bir mantıkla idare edildiğini, yeni gelen kadroların ve başkanların sızlayışından anlaşılıyor.
Eş dost ve ahbap ilişkilerinin, belediyeleri adeta borç batağına sürükledikleri, yeni yönetimlerin açıklamalarından öğreniyoruz.
Kırşehir de bu belediyeler arasında olduğu söyleniyor. Başkan Selahattin Ekicioğlu’nun daha koltuğuna oturmadan önüne koyulan borç listesinden hayli rahatsız olduğu açıklamalarında anlaşılıyor.
500 milyon liraya yakın bir borç altında bulunan Belediye Başkanı Selahattin Ekicioğlu’nun işinin zor olduğu ortada. Tasarruftan başka bir şansı yok.
Sayın Başkan Ekicioğlu’nun açıklamalarına göre, belediyenin gelir ve gider dengelerini sağlandığı, 4 aylık bir görev süresi içinde 20 milyon lira tasarruf ettiğini, ayrıca İller Bankası’ndaki gelirinin geçmiş döneme ait borçlar yüzünden kesildiği, aylık 8-10 milyon lira arasında gelen payının 1.2 milyona kadar düştüğünü öğreniyoruz.
Dedim ya Başkan Ekicioğlu’nun işi zor. Ama ben başkan Ekicioğlu’nun savurganlık yerine akıllı işler yapacağına ve Belediyeyi her türlü olumsuzluğa rağmen düzlüğe çıkaracağına inanıyorum. Tabi bu süre içinde halkımızın da biraz sabırlı ve anlayışlı olması gerekir.
Kırşehir Belediyesi’ndeki bu durum tüm Türkiye’deki belediyelerde de mevcut. Keza İstanbul Belediyesi de aynı durumda. Eski yöneticilerin ısrarla görevde kalma çabaları ve hala istifa etmemeleri, ikinci bir el ense çekmeleri acaba yarım kalan ihale ve vurgunların hasıraltı edilmesi mi yatıyor, yoksa gelecek avantalarımı bekliyor dersiniz ki öyle olduğu anlaşılıyor.
Adana Belediyesindeki skandal denecek boyuttaki olayların henüz tam olarak bir açıklayıcısı yok, neden oda bilinmeyenlerden. Belki büyük şehirlerin belediyelerinin harcama ve gelirleri, Kırşehir gibi taşra belediyelerinin katbekat üzerindedir, fakat nüfusu az olan kentlerin gelirleri son derece az ve kısıtlı. Yeni seçilen başkan ve başkan yardımcılarının ilk iş olarak maaşlarını yükseltmeleri ve yavrularının geleceğini garanti altına alma çabaları, zaten torbası delik olan belediye bütçelerinin de daha fazla delik açılmasına sebep oluyor.
Belediyeye hiç uğramadan aylık alanların varlığı, ahlaksızlığın başka bir boyutu. Vatan- Millet-Sakarya edebiyatıyla gelenlerin, maskesi düşünce gerçek yüzünü görebiliyoruz.
Başka bir sıkıntıda eş, dost, yandaş hala oğlu, baldız, bacanak gibi yakın dost ve akrabaların şişkin kadrolara eklenmesi. Muhalefete düşen ve geçmiş devrelerde kendilerinin yaptıklarını mubah gören iktidar, yüksek desibelde yaygaraya başladı.
El değiştiren ve büyük çoğunluğu CHP’ye geçen illerin şehreminleri, kendilerinden önceki kadrolarının da yasalarda istifa ettikleri uygulamaları, yeni gelenlerinde istifa etme teşebbüsleri, halkı ve bağlı olduğu partileri ayağa kaldırdı. CHP başkanı bir mani fosta yayınlamak zorunda kaldı ama, sıkışınca hemen parti değiştirme yollarını aramaya başlayanlar olursa hiç şaşmamak lazım.
Esasında yerel yönetimlerin seçiminde bir yanlışlık olduğu yıllardır bilinir ve söylenir. Fakat rüşvet ve iltimas üzerine kurulmuş olan düzeni kimse değiştirmek istemez ve de istemiyor, istemiyor çünkü es kaza olurda tekrar seçilinirse ellerinin altında mummuh memesi hazır olsun. Esas değiştirilmesi gereken, seçimlerin beş yılda değil de üç yılda yapılması daha uygun olur. Adam beş yılı garantileyince, eh geleceğini de garanti altına almak isteyecek ve elini ne kadar çabuk tutarsa daha iyi olur düşüncesine hakim her gelen.
Kırşehir Belediyesi’nin de içinde bulunduğu durumda hiçte farklı değil duyumlarımıza göre. Hayati boyunca idarecilik yapmayan, Türkiye’de iki kere ikinin 4,5 olduğunu bilmeyenlerin koltuk altına alındığı haberleri dolaşıyor. Bunda Sayın Ekicioğlu’nu suçlamak istemiyorum, ne şartlar altında seçildiğini düşününce, onun da yapacağı bir şey yok. O da bu düzen ve sistemin içinde eriyip gidebilir. İşinin zorluğunun kendisi de farkında. Allah yardımcısı olsun, dönen girdabın içerisinde kendine uygun bir yol bulacaktır.