Geçen Pazar gecesi Kırşehir’de elim bir trafik kazası gerçekleşti ve üç kişi vefat etti ne yazık ki… Mahallemizin fırınının, aynı zamanda komşumuzun oğluymuş aracı süren… Ablalarını tanıdığım, çocukluğunu hatırladığım, tanıdığım, bildiğim… Arkadaşı ile arkadaşının annesini hastaneye götürmek üzere çıkmış evden, annesine “Beş dakikaya geliyorum” diyerek. Kendisi değil ama ölüm haberi gelmiş beş dakika sonra.

Geçen Pazar gecesi Kırşehir’de elim bir trafik kazası gerçekleşti ve üç kişi vefat etti ne yazık ki…
Mahallemizin fırınının, aynı zamanda komşumuzun oğluymuş aracı süren…
Ablalarını tanıdığım, çocukluğunu hatırladığım, tanıdığım, bildiğim…
Arkadaşı ile arkadaşının annesini hastaneye götürmek üzere çıkmış evden, annesine “Beş dakikaya geliyorum” diyerek.
Kendisi değil ama ölüm haberi gelmiş beş dakika sonra...
Evinin en küçüğü, tek oğlu Emre bir daha dönmemek üzere ayrılmış yuvasından.
Ölümü yakıştıramadığımız yaşlardayken üstelik, daha 19’unda…
Arkasında “Oy kuzum” diye ağlayan anasını, bacısını gözü yaşlı bırakarak…
Allah rahmet eylesin, kalanlara sabır versin…
Bir yere giderken denir ya, ”Gidip de gelmemek var, gelip de görmemek var” diye. Nasıl da doğru görüyor musunuz?
Daha önceleri de yazmıştım, ölüm diye bir gerçeğin olduğunu.
Sık sık unutsa da unutan insan, ölümün bir nefes kadar yakın, her an her yerde olduğunu.
Kimsenin kalmadığı gibi biz de kalmayacağız, göçeceğiz bu dünyadan er ya da geç.
Hem de yıllardır hasta yatan ya da yaşı yüze yaklaşmış olan değil, vakti gelen gidecek.
Geride gözü yaşlı ana baba, eş dost akraba, şanslıysa hoş bir seda bırakıp…
Hoş bir seda…
Bu dünyadan göç ederken geriye bırakılacak en güzel ikinci şey belki de. Birincisi iyi bir evlat bırakmaktır bana göre.
Dedim ya arkandan “İyi insandı, Allah rahmet eylesin” dedirtebilmek mesele.
İyi bir insan olabilmek, ona uygun yaşamak.
Kırmamak, üzmemek, gönül almak, kıymet bilmek.
Beşerdir şaşar, şaşırsak da yolumuzu bulmak.
Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşamayı bırakıp, hem bu dünyamızı, hem de öbür dünyamızı güzelleştirecek işler yapmak.
Çünkü dünya yalan, ölüm gerçek…
Çünkü ölüm, er ya da geç gelecek…