Hep birlikte 2018 yılını geride bırakarak 2019 yılına girdik. Şimdi kendi kendimize soruyoruz 2019 yılının bizlere ve Kırşehir'e neler kazandıracağını.
Şahıslar olarak neler kazanırız onu bilmiyorum. Birileri uyanık geçinir, bir şeyler kazanır, birilerinin şansı iyi gider bir şeyler kazanır. kimisine babasından servet kalır, kimisi “karnım acıkır, yemek yerim para harcarım” diyerek tuvalete dahi gitmeyip, para biriktirmenin yolunu arar. bazıları da birilerinin sırtından geçinmeye çalışır.
İnsanoğlu bu çiğ süt emmiştir içerisinden kirli de çıkar, nurlu da çıkar.
Bakalım 2019 yılı Kırşehir için neler getirecek onu da Allah gösterirse 2019 yılının sonunda hep birlikte göreceğiz. Ancak Kırşehir'in geçmiş tarihini ve başına gelenleri iyi bilen birisi olarak 2019 içinde Kırşehir için fazla umutlu değilim.
Demokrat Parti’ye oy vermediği için Adnan Menderes tarafından 1954 yılında ilçe yapılarak elindeki ilçelerin başka illere verildiğini,
Aynı Adnan Menderes'in 1957 yılında Kırşehir'i tekrar il yaparken elinden aldığı ilçeleri vermediğini,
Kırşehir'in ilçe yapıldıktan sonra elinden alınan ilçelerin il yapıldıktan sonra tekrar vermemesinin Kırşehir'in göç nüfus azalmasına neden olduğunu; nüfus azalınca siyasi olarak güç kaybettiğini ve milletvekili sayısının düştüğünü gördüğüm için 2019'da Kırşehir için bir şeyler beklemiyorum.
Kırşehir'e Valilik, Belediye, binaları, Nüfus Müdürlüğü, Adliye, Defterdarlık gibi hizmet veren kamu binaları ile eskilerin yıkılarak yenisinin yapıldığı okullar dışında üretime yönelik bir fabrika, bir tesis yapılmamıştır 1977 yılında Petlas Lastik Fabrikasının temeli atılana kadar…
1977 yılında Petlas'ın temeli atılıyor, devlet işlerindeki bürokrasinin ağır aksak işlemesinden ve özel sektörde devletin lastik fabrikasına sahip olmasını istemeyen iş adamlarının engellemeleri ve bunlara hizmet eden devletteki maşalar nedeniyle 1989 yılında üretime geçmiş, piyasaya açılmış, Türk çiftçisine traktör lastikleri, Türk Hava Kuvvetlerine uçak lastiği üretmeye başlamış, çalışanlarına devlet kadrosu 1992 yılında verilmiş, resmi açılışı dahi yapılmadan 5 Nisan 1994 yılında siyasi iktidar tarafından kapatılma kararı alınmış, Petlas işçisinin dünyayı ayağa kaldıran eylemleri sonucunda kapatılmaktan vazgeçilerek özelleştirilmesine karar verilmiş ve 1997 yılında lastik sektörüyle uzaktan yakından alakası olmayan, makarna, bisküvi, gibi fabrikalarla üretim yapmaya çalışan İslami sermaye olarak bilinen Avrupa'da yaşayan Türk ve Müslümanların manevi duygularıyla oynayarak toplanan paralarla kurulan Kombassan adlı şirkete satılmış, bu şirket Petlas’ı çalıştırma konusunda başarı sağlayamamış ve şu an Petlas’ı çalıştıran, büyüten, kar ettiren, üç bin beş yüz çalışanıyla Kırşehir ekonomisine büyük katlı sağlayan Abdülkadir Özcan firmasına devrederek Kırşehir adına hayırlı iş yapmıştır.
Petlas’ın kapaltma kararı esnasında o dönem ki üç milletvekilinden ikisinin Kırşehir'i düşünmeleri yerine liderlerine şirin görünmek amacıyla Petlas'ın kapatılmasını savunmaları ve Petlas'ın kapatılma kararının alınmasıyla birlikte Petlas işçisiyle omuz omuza, kol kola yürüyen "Şu karşıda bulunan caminin minaresi şahit olsun ki bir gün Allah bana milletvekilliği nasip eder ve mensup olduğum parti iktidar olursa bırakın Petlas’ı kapattırmayı özelleştirmeyeceğiz, devlette tutacağız ve çalışan insan sayısını arttıracağız" diyen kişinin milletvekili, partisi de iktidar olduktan sonra “kapattırmayacağım, sattırmayacağım” diye haykırdığı Petlas'ı hem de lastik sektörüyle alakası olmayan Kombassan gibi firmaya sattırması ve tüm söylediklerini unutarak "Elhamdülillah diğer iktidarların sekiz senede satamadıkları Petlası evvel Allah sekiz dakikada sattım” diyerek övünmesi.
1990 yılında temeli atılan 2001 yılında üretime başlayan Kırşehir Şeker Fabrikası’nın özelleştirilirken iktidara mensup milletvekillerinin ve siyasilerinin tepki göstermemeleri gibi örnekler, "Geçmiş geleceğin aynasıdır" sözünde olduğu gibi 2019 yılı ve daha sonraki yıllara karamsar bakmama neden olmaktadır.
Yani iktidarların üvey evlat olarak baktıkları, çivi dahi çakmadıkları Kırşehir'e devlet tarafından yıllar sonra iki fabrika yapılmış bu iki fabrika da Kırşehir'e çok görülerek, apar topar özelleştirilmiştir.
Tabi ki iktidarların Kırşehir'e bakış açıları ve istediklerini yapmaları Kırşehir'den seçilen Milletvekillerinin Kırşehir'i değil kendilerini düşünmelerinden, Genel Başkanlarına şirin görünmelerinden, o makamları hak etmediklerinden ve güçlü olmadıklarından kaynaklanmaktadır.
Bakın işsizliğin çok az olduğu, sanayi ve üniversite kenti Eskişehir'e yıllar önce kurulun Şeker Fabrikası ile bir çok devlet yatırımları özelleştirilmiyor. Çünkü muhalefetiyle, iktidarıyla milletvekilleri bir bütünlük sağlıyorlar, güç birliği yapıyorlar ve şehirlerindeki fabrikaları özelleştirmiyorlar.
Aynı örnekleri Kayseri. Gaziantep gibi iller içinde verebiliriz, Çünkü bu illerin milletvekilleri hem güçlüler, hem de kendilerinden çok şehirlerini düşünüyorlar.
Kırşehir'e de iktidarıyla, muhalefetiyle bulunduğu makamın hakkını veren güçlü ve kendini değil Kırşehir'i düşünecek milletvekilleri, siyasiler il ve ilçe örgütleri lazım.
Bazen Kırşehir'de faaliyet gösteren yerel basında bir iki milletvekilinin adı ön plana çıkarılarak Kırşehir'e çok büyük hizmetler yaptı, yatırımlar onun sayesinde yapıldı, onun gibisi gelmedi gibi haberler yazılıyor. Bu haberleri okuyunca geriye doğru giderek ne yapıldı Kırşehir'e diyorum gördüğüm ve aklıma gelen eğer yatırım denilirse sürekli olarak eski kamu binalarının, okulların, hastanelerin yıkılarak yenisinin yapıldığını görüyorum. Kırşehir'de işsizliği azaltacak, göç aldıracak, esnafı rahatlatacak yatırımları göremiyorum.
Kırşehir' de bizim çocukluğumuzda da okullar vardı, şimdi de var, o zaman da hizmet binaları vardı, şimdi de var, o zaman da hastaneler vardı şimdi de var. Kırşehir'de bizim çocukluk yıllarımızda da fabrikalar yoktu şimdi de yok, Kırşehir o zaman da göç veriyordu, şimdi de veriyor. Kırşehir Merkezi eğitimden, üniversiteden dolayı göç alıyor ama ilçeleriyle, köyleri diğer illere göç veriyor.
Kırşehir'de Allah rahmet eylesin merhum Belediye Başkanımız Hakkı Göçen'in, Metin Çobanoğlu'nun şu an ki Belediye Başkanı Yaşar Bahçeci'nin yaptığı belediyecilik hizmetleri dışında yatırım yapılmamıştır, yapılmamaktadır.
Yıllar önce hata yaparak hiç olmayacak alana Organize Sanayi Bölgesi kurduk. Ama gelin bakın Organize Sanayimiz ne halde? Yatırımcı gelmiyor, gelenleri de bizler kaçırıyoruz. Bununla da kalmıyor, Kırşehir Organize Sanayi Bölgesi’nin sorunlarını halletmeden, yatırımcıları getirmeden Kaman'a ve diğer ilçelere Organize Sanayi Bölgeleri kuruyoruz.
Bir türlü Petlas’ın önünü açarak, kolaylıklar göstererek, ek yatırımlar yapılmasını sağlayamadık. Sadece “Petlas Kırşehir Belediyespor'a katkı yapsın” diyoruz. Siz Petlas için elinizi taşın altına koyun ek yatırımlar getirmesine kolaylıklar gösterin bugün üç bin beş yüz kişi çalışıyorsa, yarın altı bin kişi veya daha fazlası çalışsın Petlas'ta Kırşehir Belediyespor'a katkı sağlasın.
Allah göstermesin Petlas’a bir şey olursa Kırşehir köy olur.
Petlas'ta üçbin beş yüz kişi çalışıyor, Organize Sanayi Bölgesinin tamamında bin beş yüz kişi çalışıyor.
Kırşehir Ahi Evran Üniversitesi’nin yeri yine birilerinin kendilerini düşünmeleri, tarlasının, arsasının değer kazanması için olmayacak yere yapılması da hata olup, her şeye rağmen şu an görev başında bulunan Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Vatan Karakaya'nın ve ekibinin özverili çalışmalarıyla gelişme yolunda bayağı mesafe alarak öğrenci sayısı yirmi bini geçti. Ama Kırşehir olarak bir türlü Üniversitemizle bütünlük sağlayamadık.
Ahi Evran Üniversitesi’nin eksiklerinin gidermeden Kaman, Çiçekdağı, Mucur, Boztepe gibi ilçelere fakülteler, yüksek okullar kurduk. Allah aşıka İstanbul'dan, İzmir'den Ankara'dan, Antalya'dan gelen öğrenci gelip köy görünümündeki bu ilçeler de okur mu?
Bazı öğrenciler Kırşehir'i ve Ahi Evran Üniversitesini yetersiz bulduğu için geldiği gibi tekrar gidiyor. Ama bizler olmayacak biçimde ilçelere fakülteler, yüksek okullar açıyoruz.
Bizler öncelikle Ahi Evran Üniversitesi’nin Kırşehir'deki eksikliklerini gidermeliyiz, şu an cezaevi olarak kullanan alanı üniversiteye tahsis etmeliyiz, gerekli kamulaştırmalar yapılarak, üniversiteyi terminal istikametine doğru geliştirerek şehir merkezine yaklaştırmalı ve öğrencinin tercih edeceği üniversite haline getirmeliyiz.
İşte geçmişte siyasilerin hatalarından, bencilliklerinden ve güçsüzlüklerinden dolayı Kırşehir çok şeyler kaybetti. Bundan dolayı “geçmiş geleceğin aynasıdır” diyerek 2019 yılında da Kırşehir adına olumlu bir şeyler beklemiyorum. İnşallah yanılan ben olurum diyerek yazımı Voltaire'nin sevdiğim bir sözü ile bitirmek istiyorum:
"Tarih, milletlerin tarlasıdır. Her toplum, geçmişte bu tarlaya ne ekmişse, gelecekte onu biçer."