Devletin bekası ve devamı için bazen kendi evlatlarını feda edebilir. Veya vatanını ve milletini düşünen kendisini feda edebilir ve bunun pek çok örneği vardır tarihte. Deniz gezmiş ve arkadaşları da kendilerini feda etmişlerdir. 
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının yakalandığı yeri Gemerek’te bir gün sonra gördüm. O tarihlerde Kırşehir’de Sivas’a un taşıyordum. Gemerek’in Kayseri yönü çıkısında iki yaşlı adam aldım. Kayseri’ye gidiyorlarmış, şimdiki gibi herkesin altında özel arabası yok, bazı ulaşım araçları da kamyonetten bozma ve kasaları kapatılıp insan taşımada kullanılıyordu. 
Her zamanda bu araçlara yetişmek mümkün olmadığı için yük araçları yollarda ördek tabiriyle insanları yettiği kadar şoför mahallerinde taşırlardı. Karı-koca iki yaşlı müşterilerim, bir gün önce yaşanan olaydan hayli etkilenmişlere benziyorlardı. Yakalanan gençlerin yakalandığı günün gecesinde ayni yerden Sivas tarafına geçerken bazı yol kontrollerini görmüştüm, fakat bu kontroller rutin kontrollerdi. 
Lafa ben girerek, “yakalamışlar galiba” dedim. 
Yaşlı nene eliyle işaret ederek, “Aha şu söğütlerin olduğu yerde yakaladılar komünistleri” diyerek, sanki bir beladan kurtulmanın sevincini yaşar gibiydiler.
Devamla, “Vatanımızı satacaklarmış eğer biraz geç kalınsaymış. Ama askerler yakaladı Allah onlardan razı olsun” dedi.
Aynı adam devamla, “Asacaklarmış” dedi. 
İnsan hayatinin sonlandırılması hangi suçları işleyen ve işlenen suçların cezaları yasalarla belirlenmesi gerekir. Demokratik ve hukuk devletlerinde böyle olduğu düşünülür. “Hayır öyle değil daha önce karar verilmiş bunlar aşılacak. Daha bir gün olmadan yayılmış haber asılacaklar” dedi.
Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının idamının 48’nci yılı. Geçen günler çok çabuk unutuluyor, fakat haksız ve hukuksuz olarak birileri memnun olacak diye üç tane vatan evladı, hatta birinin yaşı küçük olduğu için büyütülmüş olarak dar ağacına gönderiliyor. Rahmetle anıyoruz.
Bir insanın dini, mezhebi, siyasi görüşü ve düşüncesi için ipe götürülmesi, dinen ve hukuken ne kadar doğru halk bilemez. Halkın vergileriyle okutulan ilim ve bilim adamları yorumlasın. 
          Aradan yıllar geçti, bu gençlerin neden idam edildiklerini bilen ve suçlarının ne olduğunu da bilen pek yok. Amerika böyle olmasını istedi diye o pırıl pırıl gençler ipe gitti. Zannedersem aynı gurupta olanlardan bir tanesi yaşamına siyasi kulvarda devam ettiriyor Ertuğrul Kürkçü. 
Bu gençler ne adam öldürdü, ne de banka soydu, ne de her hangi bir devlete karşı bir suç işledi. Tek suçları bağımsız bir Türkiye için mücadele etmeleri. Türkiye’nin kapitalist ve faşist ülkelerin rotasında çıkması. 
Peki bu gençler durumu değiştirebilirler miydi? 
Hayır yapamazlardı çünkü aynen şimdiki gibi yabancı musluklarda beslenenler vardı. Amerika karşıtı görünerek, varlıklarını coninin kontrolüne teslim ederken, çok kıymetli evlatlarını da coninin şemsiyesi altına gizleyerek geleceğini garanti altına aldığını düşünenlerin varlığı hiçte eksik olmayarak devam ediyor. 
Türkiye’nin güçlü olmasından rahatsız olan dış güçler bizi içeride birbirimize düşürmeye, ülkemizi her alanda zayıflatmaya çalıştığı artık gün gibi ortadadır.
Lütfen artık dış güçlerin oyunlarına kapılıp, içeride birbirimizle uğraşmaktan vazgeçip, ülkemizi her alanda güçlü bir ülke haline getirmenin çabası içinde olalım. Yoksa bu durum hepimize büyük sarar verecektir.