Karsız ve yağmursuz geçirdiğimiz kış mevsimi, Kırşehir’in ve Anadolu’nun bahar yaz mevsimine sıkıntılı gireceğinin işareti gibi. Yeraltı su kaynaklarının bilinçsiz ve ihtiyaç dışı kullanılması, içme suyu sıkıntısı çekme ihtimalide çok yüksek.

Karsız ve yağmursuz geçirdiğimiz kış mevsimi, Kırşehir’in ve Anadolu’nun bahar yaz mevsimine sıkıntılı gireceğinin işareti gibi. Yeraltı su kaynaklarının bilinçsiz ve ihtiyaç dışı kullanılması, içme suyu sıkıntısı çekme ihtimalide çok yüksek.
Kırşehir şehir merkezi ve beldelerinde pek çok su kaynaklarının kuruması, şehrin su kaynakları arazilerine mandıra müsaadesi verilmesi yeraltı su kaynaklarının kirlenmesine sebep olmaktadır. Her bir büyükbaş hayvanın elli litre su ihtiyacı düşünülürse ve sağmal hayvanların barınaklarının temizliği içinde kullanılan sularında tüketime eklenince tabandan çekilen su yetersiz kalıyor.
Yeraltında çekilen temiz suyun kirletilerek tekrar toprağa verilmesi, yeraltı sularının çabuk kirlenmesi ve her sene yağış almayan yerlerde, taban suyunun daha da aşağılara çekilmesi gayet normal. İl sınırları içerisinde irili ufaklı 12 tane su bendi var. Bunların bir kısmı yapılış amacına hizmetten uzak kalıyor.
Çuğun Barajı yeterli su tutamadığı için fazla kullanılamıyor. Sıdıklı Küçükboğaz Sulama Barajı 2016 kısmen verse de 2017´de pek hizmet veremedi. Bir kuş cenneti olan Seyfe Gölü’de, aşırı taban suyu çekimi sonunda kurudu. Mandıraların yer seçimindeki yanlışlık ve işletme sahiplerinin ilaçlamada ayak sürümesi, sağlık sektörü ile ilgili kurumlarında ilgisiz kalması, işletmelere yakın olan beldelerde yaz mevsiminde yaşam, kara ve sivrisineklerden dolayı yaşanmaz hale gelmesi ayrı bir sorun.
Sevdiğin beldesinde yaşayan vatandaşların defalarca şahsi, ferdi ve toplu olarak yetkili mercilere müracaatları ne yazık ki neticesiz kaldı. Mandıraların şerbetleri içme suyu havzalarının bulunduğu arazilere pompalanması, facianın henüz başlamayan ön ihmalleri. İnşallah bu yaz mevsiminde ilaçlama ve tedbirleri alınır da işkencesiz bir sezon geçiririz. Sayın valimiz emekli olmadan bu işi halleder de bizlere bir hatıra hizmeti bırakır, temennimiz ve beklentimiz odur. İnşallah ümidimiz kırılmaz. Kırşehir hakkında şimdiye kadar yazılan yazılardan bana da gına geldi, her seferinde hep aynı konu aynı problem.
OLMAZIN OLURUNU GÖRÜNCE BAZILARI LÂL OLDU
Bireysel kavgada taktik pek işe yaramaz. Bireysel kavga ani başlama riski taşıdığı için bir nevi boks maçı gibidir, burada ayrıcalığı hakemin olmayışı ve atılan yumruğun şeceresinin tutulmayışı. Böyle kavgalarda karakucak kavgası denir ve atılan yumruk sayılmaz. Bireysel kavgalarda silahlar, eğer daha önce hazırlık yapılmamışsa suç aleti olarak kullanılmaz. O zaman bilek kuvvetine kalıyor kavganın galibinin tayin işi.
Yalnız önceden devam edip gelen bir kavga atmosferi varsa, taraftarlar kendisine göre tedbirini alır. Uluslararası çatışmalarda önce psikolojik ve gövde gösterisi hareketlerle, karşı tarafa caydırıcı hareketler sergilenir. Uluslararası psikolojik savaşlarda yalan, şantaj, tehdit gibi değişik uygulamaları her devlet kullanır. Fakat yalan ve şantaj gibi kalleş uygulamaları en iyi yapan ulus İngilizlerdir.
Onları takip eden yaramaz yavrusu Ami’dir. İngiliz’e pek diyeceğimiz yok. Fakat Coni’nin tarihi boyunca kazandığı bir savaş yok, varsa da ben bilmiyorum, bu da benim cahil yanım. Ami Ortadoğu’ya yerleşmeyi kafaya koyduktan sonra, önüne çıkacak engebeleri bertaraf etme işlemlerini, “Arap Baharı” adıyla Libya’da başlayıp, Kuzey Afrika Müslüman ülkelerini devirerek Suudi Arabistan topraklarını çevreleyip, Basra’yı Saddam’dan sonra kontrol altına aldığını düşünürken, Türkiye üzerinde planladığı uygulamayı FETÖ olayıyla hayata geçirmeye teşebbüs edince de karşısında kahraman Türk halkını ve istikrarlı, kararlı ve güçlü bir lider buldu.
Esasında Amerika, Türkiye’yi ne zaman zayıf tarafında yakalayacağını yıllarca gözetledi. Yoğun psikolojik savaş uyguladı, metal fırtına adı altında güya romansı bir kitabı nasıl yazdırdığı hala merak konusu addeden kimseler var.
Geldi gelecek, oldu olacak derken Türk Silahlı Kuvvetleri Afrin’e ayakbastı. Bu harekâtı durdurmaya çok çaba harcadı, oralarda çıkarı olanlar. Fakat güçleri yetmedi ve yetemezdi de.
Amerikan yetkili organları (Ami’nin yetkili adamları albaylardan başlıyor galiba) maksatları başka güya bizimle dalga geçiyorlardı akıllarınca. Öyle değil böyle, böyle değil şöyle, yani nem küm ham hum, birbirini tutmayan açıklamalar, anlaşılmayacak kelime oyunlarıyla oyalama taktiği.
Öyle ciddiyetsizlik örnekleri sergilediler ki, bir günde yaptıkları üç açıklamanın birbirini tutmaması, güvenilir ve ciddi bir ülke olmadığını gösterir.
Bütün tehdit ve muğlak konuşmaları yemedi ve dik duruşuyla, dost görünümlü düşmanlara çok güzel bir ders verdi Sayın Recep Tayyip Erdoğan. Bu harekât TSK´nın geçirdiği badirelerden sonra yıpranmadığı ve kötü günleri çok çabuk atlattığının ispatı sayılır.
Amerika ve bu coğrafyada gözü olan veya sözüm ona istikrarı temin etmek isteyen her kimse, Türkiye’nin içinde olmayan herhangi bir planı uygulama şansı yok. Türkiye, Suriye, Irak ve İran’ın beraber hareket etmesi, Rusya’nın da onayı alındığı müddetçe, ancak o zaman Ortadoğu’da istikrar sağlanır ve barış içerisinde yaşamlarını devam ettirirler. Yoksa başka türlü yaşam hakkı tanımazlar egemen güçler.
Türkiye’nin tek başına bu harekâtı yapamayacağını düşünen Batılıların rahatsızlığı, Fransa’nın olmayan bir müttefikler birliğini acilen toplantıya çağırması da bir mana ifade etmez. Tabi bu coğrafyada herkesin bir planı var.