GALİBA BİZ SIYIRDIK


Aylardır devam eden mahalli idareler seçim çalışmalarında son haftaya girdik. Sizleri bilmemde gürültüden, patırtıdan bana gına geldi. Dört gözle bekliyorum seçim çalışmalarının bittiği günü. O gün askerden teskere almış kadar sevineceğim. Bu durumdan sadece ben şikâyetçi değilim. Duyduğum kadarıyla yanından geçen sineğin vızıltısına dahi dayanamayan evinde hasta olarak yatanlarda bu gürültüden şikâyetçiler. Onlarda dört gözle bekliyorlar seçim çalışmalarının bitmesini.
Bu çalışmalar sonucunda kendisini, projelerini, partisini iyi anlatan aday Kırşehir Belediye Başkanı seçilecek. Lider faktörü de çok önemli.
Ancak hem ülke olarak, hem Kırşehir olarak seçim çalışmaları nedeniyle öyle gerildik ki, her şeye, her olaya tepki verir, boş teneke gibi tın tın öter olduk. Sanki yüksek gerilim hatlarının üzerinde cambazlık yapıyoruz.
Bir anlık öfke, anlayışsızlık, hoşgörüsüzlük, saygısızlıktan ve düşüncesizlikten kaynaklanan üzücü bir haber almadığımız gün geçmiyor. Bir de bunlara siyasilerin ve siyasi görüşü plana çıkartanların vatandaşları germeleri eklenince yangının üzerine benzin döküyoruz.
Hayat pahalılığının başını alıp gittiği, geçim sıkıntısının hat safhaya ulaştığı, yıllardır ülkemizde yaşanan terör olayları, şehit olan asker ve polisler, hayatını kaybeden insanlar, ayağında yırtık ayakkabıyla ve kabansız okula giden öğrenciler, aç susuz ve yoksul insanlar bizleri siyasi görüş kadar germiyor.
Senin partinden, benim partimden, inanan inanmayan A başkan adayına oy vereceğim, B başkan adayına oy vereceğim, sen nasıl benim partime bizim adayımıza söz söylersin eleştirirsin ? gibi çoğaltabileceğimiz örnekler çok.
Kırşehir'in Mucur ilçesinde seçim çalışmaları nedeniyle iki parti mensupları birbirleriyle kavga ediyorlar, tartaklıyorlar, hırpalıyorlar, karakolluk oluyorlar. Nedeni de fındık kabuğunu doldurmayacak boş işler. Bu ne iştir anlamış değilim. Er meydanına çıkan iki güreşçiden birinin kazanacağının, birinin kaybedeceğinin bilindiği gibi seçime girenlerde bir adayın kazanacağını diğerlerinin kaybedeceğini bilmektedir, Öyleyse neden aklı selim davranarak olgun bir seçim dönemi geçirmiyor ve sonunda kazananı tebrik edip, kaybedenleri de dünyanın sonunun olmadığını, hayatın devam ettiğini söyleyerek teselli etmiyoruz.
Önceki yazılarımda da belirttim. Kırşehir' de insanlar hiç olmadığı ve alışa gelmişliğin dışında ayrışmış durumdalar. bir aday başka bir adayla görüşen konuşan partilisini, arkadaşını, yakınını görünce yüz ekşitiyor, konuşmasını, selam vermesini istemiyor.
Ne oluyor böyle?
İyiden iyiye neden sıyırdık?
Savaşa mı gidiyoruz, vatan mı kurtarıyoruz?
Hepsi mahalli idareler seçimlerinde Kırşehir'i yönetecek belediye başkanını seçeceğiz. Kim kazanırsa tebrik edip, hayırlı olsun demek varken bir garip hal ve tutum içerisine girerek birbirimize düşman mantığı ve akıllı tarafı var mı?
Kimse kusura bakmasın Kırşehir'de doğmuş, Kırşehir'de okumuş, Kırşehirspor'da futbol oynamış ve Kırşehir' de yaşamaya devam birisi olarak sevdiğim, saydığım, değer verdiğim insanların siyasi görüşüne bakmadan istediğimle konuşur, selamlaşır, davetlerine katılırım. Burası Türk örf ve adetlerinin yaşandığı ender şehirlerden olan Anadolu’nun bağrında herkesin birbirini tanıdığı iyi ve kötü günde yanında olduğu Kırşehir'dir. Bu nedenle ileride yüz yüze bakacağımız hemşehrilerimize, dostlarımıza, arkadaşlarımıza pişman olacağımız utanacak sözler söylememek ve fili davranışlarda bulunmamak güzel ve doğru olanıdır.
Bizler Kırşehir dışından gelmedik. işi bitince bir daha gelmemek üzere Kırşehir'den ayrılanlar gibi değiliz.
O insanlar Kırşehir'i terk ettiklerinde unutacaklardır Kırşehir'de tanıdıkları insanları, ne düğünlerine gelecekler, ne ölülerine.
Benim gibi Kırşehir'den başka gidecek yeri olmayanlar bunu hiç yapmamalıdırlar. Bizler burada doğduk, burada büyüdük, burada yaşamaya devam ettiğimize göre hiç bir siyasi ayrım gözetmeden Kırşehirli dostlarımızla konuşmaya, selamlaşmaya, düğünlerde ve cenazelerde birlikte olmaya devam etmeli ve ileride bakacağımız yüze bu gün utanılacak sözler söylememeli ve davranışlarda bulunmamalıyız.
Aslında bizim ülkemizde seçim sistemini gözden geçirmemiz gerekiyor. Türkiye' de yaşanan seçim sistemi, seçim çalışmaları, nedeniyle harcanan trilyonlarca Türk Lirası paralar, bunu yanında yüksek sesle müzik çalarak gezen otobüsler, gürültüler, parıltılar, verilen yemekler, kahvaltılar, israf edilen başında tüy bitmemiş yetimin hakkı olan devletin paralar.
Yazıktır, günahtır. Dünyanın en gelişmiş ülkelerinde, gelişmiş ekonomilerinde böyle bir seçim çalışması ve sistemi yok. Tek olumlu tarafın Kırşehir'de partiler arasında alınan karar gereği meydanlara, caddelere bayrak ve afişler asılmayıp, görüntü kirliliği yaratılmaması azda olsa israfın önüne geçmiştir.
Peki nasıl bu hale geldik? Neden otobüslerde, duraklarda, spor karşılaşmalarında, cadde ve sokaklarda, ödeme veznelerinde, hastanelerde, bankamatiklerde saygısız, hoşgörüsüz toplum olduk?
Neden mi toplum olarak sıyırdık?
Akıllı deliler miyiz?
Deli akıllılar mıyız?
Öncelik olarak bu soruların cevabını bulmaya çalışmalıyız ama aramızda kalsın galiba biz sıyırdık.