Kırşehir Belediyesi tarafından düzenlenen Kitap Fuarı bitti. Benim için çok güzel ve verimli bir fuar oldu. Bulunduğum stantta kitap almaya gelen çocuklarla bol bol söyleşi yapma imkânı buldum. Bir önceki fuarda kitabımı alıp okuyan çocuklar bu fuarda “Ben sizi tanıyorum, kitabınızı okumuştum.” diyerek yanıma yaklaştı. Yeni çıkan kitaplarımdan aldı.

Anne ve babalar çocuklarına beni “Bak bu ablan yazar. Bu kitapları Zeynep teyzen yazmış.” diye tanıttı. Çocuklar bir kitaplara bir de bana bakarak “Gerçekten mi siz yazdınız? Hepsini mi siz yazdınız?” gibi sorular sordu. Meraklı gözlerle bana baktı. Gülümseyen, mutlu yüzler kitaplarımı inceledi. Çocukların candan, samimi davranışları beni çok mutlu etti. Yazar-okur kaynaştı. Sevgi ve muhabbet ortamı oluştu.

Öğretmenler “Okulumuza söyleşiye gelin hocam. Mutlaka bekliyoruz.” diyerek beni okullarına davet ettiler.

Eş, dost ve arkadaşlarım, kalabalık fuar alanında yana döne beni aradılar. Gönlümü almak, bana destek olmak için kitaplarımdan aldılar.

Çocuklarla görüşme kaynaşma bağlamında güzel bir fuar geçti. Ama bazı gözlemlerim ne yazık ki beni çok üzdü.

Kitap okuma oranındaki düşüş kitap satışını da olumsuz yönde etkiledi. Saatlerce telefonla, tabletle oynayan minik eller, kitap karıştırmaya gelince korkakça davrandı. Çocuklar, kitaplara, müzedeki, camlar ardındaki objelere bakar gibi baktı. Kitap seçimini her zamanki gibi anneler yaptı. Çocuklarının giyeceği çoraptan, saçına takacağı tokaya kadar karışan, onlara seçme hakkı tanımayan ebeveynler “Bak bu daha güzel bunu alalım. O kitabı ne yapacaksın, bu kitabı al.” diyerek, hiç okumadığı kitaplar hakkında yorum yaptı. Çocuklarının istemediği kitabı alarak ayrıldı.

Günden güne daha da zorlaşan ekonomik koşullar ne yazık ki hem yayınevlerini hem de kitapseverleri üzdü. Yayıncılar, artan kâğıt, mürekkep, baskı maliyetlerinden dert yandı. Dükkân kiraları, vergiler, işçilik ve nakliye giderlerinin bellerini büktüğünden bahsetti. Artan giderlerden, düşük satışlardan sızlandı. Şehir dışından gelen, on gün şehrimizde konaklayan ticaret insanları umduğunu bulamadı. Satamadıkları yüzlerce kitabı üzülerek kolilere doldurdu. Şehrimizden moralleri bozuk ayrıldı.   

         Veliler, ucuz kitap alabilmek için stantlar arasında dolandı durdu. Stantlarda en çok test kitapları soruldu. Çoktan seçmeli sorularla boğuşan çocuklar, deneme yaprakları arasından kafasını kaldırıp, bin bir emekle yazılan romanlara bakamadı bile. Sınav koşturmacasından bıkmış yavrular, hikâye ve roman alıp okuyamadı, farklı dünyaları keşfedemedi. Hayatının baharındaki taze fidanlar, gelecek kaygısı ile mutsuz mutsuz baktı kitap kapaklarına.

         Kitap ayraçları, incik-boncuk, poster ve oyuncaklar ise ne yazık ki kitaplardan daha çok satıldı.

         Bol bol gülücük dağıtan yazarlar ise yazar olmanın onuruyla kaldı. Feri sönmüş, uykusuz, yorgun gözler, kamburlaşmış bedenler ise çocuklardan aldıkları enerji ile moral buldu.

         Bir kitap fuarını daha sonlandırdık. Yeni fuarlarda, yeni kitaplarla, yeni umutlarla buluşmak dileğiyle…

         Ya toprak ol

         Ya da su

         Sakın ateş olma