Geçen yazımda size Nedim Şener’in yazdığı “ “Kahraman”Hainler Türk Silahlı Kuvvetleri’nde FETÖ’nun kriptoları” adlı kitaptan söz etmiştim. Darbeden bir buçuk yıl geçtikten sonra Deniz Kuvvetleri Komutanı ve Kara Kuvvetleri Komutanının en yakın korumalarından ikisinin kripto FETÖ’cü olduğunun anlaşılması ve bunların itirafları ile şu ana kadar kendilerini gizlemeyi başarmış kripto FETÖ’cülerin bulunması ve tutuklanması bu konunun ciddiyetini bir kere daha gözler önüne sermiş oldu.

Geçen yazımda size Nedim Şener’in yazdığı “ “Kahraman”Hainler Türk Silahlı Kuvvetleri’nde FETÖ’nun kriptoları” adlı kitaptan söz etmiştim.
Darbeden bir buçuk yıl geçtikten sonra Deniz Kuvvetleri Komutanı ve Kara Kuvvetleri Komutanının en yakın korumalarından ikisinin kripto FETÖ’cü olduğunun anlaşılması ve bunların itirafları ile şu ana kadar kendilerini gizlemeyi başarmış kripto FETÖ’cülerin bulunması ve tutuklanması bu konunun ciddiyetini bir kere daha gözler önüne sermiş oldu.
İşin hafife alınır yanı yok yani. 15 Temmuz’dan günümüze kadar FETÖ’den işlem görmüş 15.878 TSK personeline bakıp ta “bu işlem bitti” diyemezsiniz. Bunlar hakkında ilk soruşturmayı başlatan Albay Ahmet Zeki Üçok’a göre 2006-2015 yılları arasında sınavlarda soruların tamamı çalındı ve FETÖ ile ilişkili kişiler yüzde 80 oranında askeri okullara sızdı. Toplandığında bu rakam 60.000-70.000 kişilik bir büyüklüğe ulaşıyor. Yani Üçok’a göre ordu içinde hala 40 -50 bin FETÖ’cu var. (aynı kitap s.30-32) Korkunç bir rakam.
Sıkılmazsanız şimdi bu örgütün Türkçe’ye kazandırdığı yeni kavramlara şöyle bir bakalım:
“Dünya imamı, ülke imamı, bölge imamı, şehir imamı, esnaf imamı, semt imamı, ev imamı, birey imamları...”
Örgütlenme boyutlarını gördünüz mü? Bitmedi şu kavramlara da bir bakın bakalım:
“Dershane rehberi, himmet, altın nesil, altın vuruş, altın kural, tedbir, abiler, ablalar, şakirt, gaybubet evleri, hoca efendi, iman namazı, hizmet hareketi, kumpas, göz namazı, badana teyemmümü, parAlel devlet, ışık evi, öğrenci evi, dinler arası diyalog, mahrem imam, mahrem hizmet, hususiler, katalog evlilik, Kapadokya sakinleri (TSK personeli) serkarlar (TSK’daki komutan, amir, müdürler) Şevkat tokadı, cem etme, murakıp sistemi (askeri personeli takip eden cemaat içi yapı) murakıp (harp okulu öğrencilerini takip eden esnaf öğretmen vs.) özel murakıp (bir öğrenciyi başka bir imama devreden imam) irşad ekipleri( FG’nin güncel mesajlarını ülkelere taşırlar) özel hizmet birimi (FETÖ’nün mahrem işlerini takip eden birim) ümitçi (FETÖ’dan kopmak üzere olanları yeniden örgüte bağlamaya çalışan kişi)
Evet devasa örgütlenme, milyarlarca dolar para, bir sürü ülkeye hatta ABD’ye yayılmış okullar. Bunlar kendiliğinden ya da böyle bir ekibin gayreti ile mi olur? Arkalarında devasa bir ülkenin/ülkelerin elbette gizli istihbarat örgütlerinin bilgisi ve katkısı ile böyle bir örgütlenme gerçekleştirilebilir.
Nitekim 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ilticaların ve bunlara sahip çıkan ülkelerin durumuna baktığımızda bu durum tüm somut açıklığıyla gözler önündedir.
29.05.2018 saat 03.40’da Haber Türk’te izlediğim Didem Arslan Yılmaz programında anlatılanlarla bir kere daha dehşete düştüm. Genelkurmay Eski İstihbarat Daire Başkanı İsmail Hakkı Pekin bile açıklamak zorunda kaldı, “Biz zamanında bunların bu kadar örgütlü ve hain bir yapı olduğunu tahmin etmedik başka işlerle uğraştık” diye öz eleştiri yaptı.
TSK’nın önemini vurgulayan katılımcılar bunların kriptolarının bile TSK’yı etkileyebileceğinde hem fikir kaldılar.
Gene katılımcılardan Mete Yarar “FETÖ’cuların örgütle bağlantıları ankesörlü telefonlarla devam ediyor” tespitinde bulundu. Sadece İstanbul’da 470 sabit hatla bu konuşmalar tespit edilmiş. Tüm Türkiye’de 2 Nisan 2018’de FETÖ örgütünün kullandığı 3 bin 418 ankesörlü telefon saptanmış ve kriptolar tespit edilmeye başlanmış. Bunlara ardışık arama sistemleri ve itiraflarla desteklenerek operasyonlar yapılmakta.
Bu programda FETÖ’den atılanların da örgütle bağının devam ettiği vurgulandı.
FETÖ’nun halen devam etmekte olan büyük tehlikesini Nedim Şener’in şu cümleleri ile bitirmek isterim:
“…15 Temmuz darbe girişiminden bir buçuk yıl sonra, 2018 yılı başından beri Türkiye genelinde FETÖ’nün ‘askeri mahrem yapılanmasında’ yer aldıkları belirlenen 2 bin 500 muvazzaf askerin gözaltına alınmış olması ve bunların 550’sinin tutuklanması tehlikenin büyüklüğünü göstermiyor mu?...Tehlikenin gerçekten farkında mısınız?”
Son olarak Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bu kitabın sonunda yer alan sözleri:
“Uyuyan milletler ya ölür, ya da köle olarak uyanır”