Türkiye badirelerin birini atlatırken hemen akabinde diğeriyle karşılaşıyor. Muhalefet her ne kadar iktidarın beceriksizliğinden dem vursa da, aynı çatı altında her şeye parmak kaldırırken beraberlikleri kıskançlık derecesinde yaşamaya devam ederken, hiç mi aklınıza gelmedi mevsimlerin azizliği?
Muhalefetin görevi kendilerinin de yararlanacağı her hangi yasaya veya kanuna parmak kaldırmak mı olmalı? Sel felaketi olunca, deprem olunca, yangın olunca ölenlere başsağlığı dilemek mi, hükümetin ve muhalefetin görevi?
Yedi gündür Türkiye yanıyor yüreğimiz ve ciğerlerimiz ayni zamanda milli servetimiz kül olurken, güya iş yapıyor gibi görünen ilgili kurumların bir birilerini tutmayan açıklamaları ve beyanatları, güldürü skeçlerinden farksız!
RÜTÜK denen kurulun “yangın yerinde canlı yayın yapılması yasak!” demesi ayrı bir trajedi. 
THK’nun elinde bulunan ve orman yangınları için alınan uçakların kullanılmadan hurdaya ayrılması ve yangın söndürme işini özel firmalara ihale edilmesi, aklın ve mantığın kabullenemeyeceği bir uygulama. 
Bu ihaleyi yapan, aracı olan, ihaleyi alan her kimse yangının bitiminden sonra ciddi olarak soruşturulmalı. Memleketini ve halkını seven kimselerin bildiklerini açıklaması, her hangi bir şekilde sağlanmalı. Çünkü halk arasında bazı itirafçılar ödüllenilirken, bazıları da akıl almayacak şekilde cezalandırılıyor. 
Yıllardır alışık olduğumuz ve her felaket sonrası askerlerin yardıma koşmasına alışık olan halk, şimdi acaba askerler neden bu yangında görev almadı veya alamıyor?
Yangın söndürmede başarısız olan ve sınıfta kalan, Orman Genel Müdürlüğü ve bağlı olduğu bakanlık. Acaba uçaklarla müdahale etme yerine dua ile yangın söndürmeyi mi düşünüyor? Çünkü yağmayan yağmura yağmur duasına çıkan, depreme “dur” deyince durdurduğunu söyleyen o çok ünlü ulemalar nerde, yangını da söndürmesi mümkün değil mi?
Yardım istemek eğer gurur ve itibar meselesi ise, peki bazı yetkililer pandemi süresinde dünyanın her yerine maske gönderirken (bunların bir kısmi uygun değil diye geri iade edildi) maske gönderilen ülkelerin hiç mi itibari yoktu? Çok önemli başka bir konuda, ilgili bakan kendi hatasını örtmek için bazı ülkelerin yangında kullanılan uçak sayısını veriyor, ne işe yararsa.
Daha önemli bir konuda, dışarıdan yardım için gelen uçaklar, bizim hurdaya terk ettiğimiz uçakların aynisi ve hatta ayni yaşta olanları varmış. İkinci bir vahim olayda bizim kiraladığımız uçaklara ödediğimiz parayla yeni uçak alınıyormuş, bu hususta fazla bilgim yok fakat uzmanlar söylüyorlar. Daha vahim bir olayda bahsediliyor.
THK’nun ortadan kaldırılması için bazı girişimler olduğunun iddiaları var ki bu bir ihanet derecisinde hatadır. Elde mevcut uçakların bakımı için lazım paranın bir kaç misli, ihaleyi alan kurumlara verildiği söyleniyor. Bu hususta hiç bir yetkili çıkıp da doğru dürüst bilgi vermiyor. Vermiyor çünkü kurumları bir biriyle iletişimi yok.
Şimdi olan oldu, insanlar evlerinden, hayvanlarından ve kalan hayvanların otlayacağı ot ve meralardan oldu. Zarar ve ihtiyacı nasıl telafi edileceği. Eğer yine IBAN numarası verilerek halka avuç açmakla telafisine gidilirse, ayıbın daha büyüğü değil mi. Ama devletin bazı şahıslara bir kaç yerde aylık bağlaması ve hüzünlü ve lükse harcanan paralarda kışıntı yapmaması acaba hangi yollarla acık kapanacak. Milyarlık ihalelerle devleti söğüşleyenlerden her hangi bir ses yok. Ama adamlar daha önce açıkça ekranlarda söylediler!  
Acaba ne söylediler unutan var mı?