Saadet Partisi Kırşehir Kadın Kolları Başkanı Fatma Ekim Terzioğlu, İnsan Hakları Haftası'nda yaptığı açıklamada, insan haklarının korunmasının toplumsal barışın temeli olduğunu vurguladı.
"İnsan Onuru, Herkes İçin Dokunulmazdır"
Saadet Partisi Kırşehir Kadın Kolları Başkanı Fatma Ekim Terzioğlu, 10-17 Aralık İnsan Hakları Haftası kapsamında yazılı bir basın açıklaması yayımladı. Terzioğlu, açıklamasında insan haklarının evrensel bir değer olduğuna dikkat çekerek, devletin bu hakları koruma yükümlülüğü olduğunu, toplumun ise vicdani bir sorumluluk taşıdığını ifade etti:
“İnsan hakları, insan olmanın en temel değeridir. Her bireyin onuru, inancı, düşüncesi, kimliği ve yaşam hakkı dokunulmazdır. Bu dokunulmazlık; devletin hukuki sorumluluğu, toplumun ise vicdani yükümlülüğüdür.”
“Hakların Korunmadığı Yerde Adalet Zayıflar”
Fatma Ekim Terzioğlu, açıklamasında günümüz dünyasında artan insan hakları ihlallerine de dikkat çekti. Yoksulluk, ayrımcılık, ifade özgürlüğü kısıtlamaları ve hukuki güvencesizlik gibi sorunların yalnızca bireyleri değil, toplumun huzurunu da tehdit ettiğini vurguladı.
“Bugün hem dünyada hem de ülkemizde insan hakları ihlalleri derinleşiyor. Bu durum, sadece bireysel yaşam kalitesini değil, aynı zamanda adaletin sürdürülebilirliğini ve toplumsal barışı da tehdit ediyor.”
“Adalet Herkese Eşit Ulaşmalı”
Saadet Partisi olarak adil ve kapsayıcı bir Türkiye hayal ettiklerini belirten Terzioğlu, insan haklarının belirli bir grubun değil, tüm toplumun ortak meselesi olduğunu vurguladı:
“Hakların görünür olduğu, özgürlüklerin güvence altına alındığı, kimsenin dışlanmadığı bir Türkiye ideali için çalışıyoruz. Haklarını kaybeden bir toplum; sesini, iradesini ve yarınlarını kaybeder.”
“İnsan Haklarını Savunmak, Geleceği Savunmaktır”
Fatma Ekim Terzioğlu, açıklamasını Saadet Partisi’nin insan hakları konusundaki temel duruşunu yeniden vurgulayarak sonlandırdı. Hukukun üstünlüğü, sosyal adalet, ayrımcılıkla mücadele ve ifade özgürlüğü gibi temel başlıklarda kararlı olduklarını belirtti.
“İnsan haklarını korumak, siyasi bir tercih değil, insani bir zorunluluktur. Bu nedenle biz, adaleti yaşatmak için söz verdik. 10 Aralık İnsan Hakları Günü bizim için sadece bir hatırlatma değil, insan onurunu merkeze alan adil bir düzen kurma sorumluluğudur.”