Doğumundan ölümüne kadar sosyal demokrat yaşamış, herkese iyilik yapmış, herkesin yardımına koşmuş, Anavatan Partisi’nden Kırşehir milletvekili seçilmiş, genç yaşında, hayatının en verimli çağında üniversitede üzerine dersler verdiği kansere yenik düşerek aramızdan ayrılan Prof. Dr. Mehmet Ali Altın hâfızalarımıza adını taşıyan caddeyle yansıyor.
Bilebildiğim kadarıyla Belediye'den stadyuma giden caddenin ilk adı Hükûmet Caddesi'ydi. Hakkı Göçen'in Belediye Başkanlığı döneminde Kırşehir Valisi Mithat Saylam'ın adı Refik Saydam adıyla karıştırılarak Refik Saydam Caddesi oldu. Daha sonra yapılan düzenlemede bu yanlışlık düzeltildi, adı Vali Mithat Saylam Caddesi olarak değiştirildi. Bugün eski canlılığından kaybeden caddenin adı en sonunda Prof. Dr. Mehmet Ali Altın Caddesi yapıldı.
Bugün Polis Evi olan bina ilk yıllarda Hususî Muhasebe Müdürlüğü, günümüzdeki adıyla Özel İdare Müdürlüğü’ne aitti. Bu binada Kırşehir'den pek çok tarihî izleri vardır. Polis Evi'nin altında restoran olarak hizmet verilen yerde daha önce "Kırşehir" gazetesinin basıldığı Vilâyet Matbaası vardı. Tarihçi-yazar Cevat Hakkı Tarım "Kırşehir" gazetesinin başyazarı idi. Gazetenin sahibi Özel İdare Müdürlüğü, yazı işleri müdürü de Cevat Hakkı Bey'in kızı Vildan Tarım idi. Askerden geldikten sonra çıkarmaya başladığı "Kırşehir Postası" gazetesini bir ara bu matbaada bastıran gazeteci Dursun Yastıman'ın "Kırşehir Valisi'ne Açık Mektup" başlıklı yazısına çok öfkelenen 27 Mayıs 1960 darbecilerinin atadığı vali Hakkı Nevzat Baykal matbaayı o günlerde Millî Piyango’dan büyük bir ikramiye kazanmış olan emekli öğretmen Mazhar Saçak'a satınca burası uzun yıllar Halk Kütüphanesi olarak hizmet verdi. Kütüphanenin müdürlüğüne de Kale Ortaokulu öğretmeni Hilmi Erbaş getirildi. Bıyıklı Galip (Şener)'in üvey kızı Seval Turan da bu kütüphanede görev yapmıştı.
Üst katta görev yapan Özel İdare Müdürlüğü'nde bir ara "Kambur Şakir" adıyla tanınmış aslen Sivaslı olan Şakir Yönlü'nün görev yaptığını hatırlıyorum. Özel İdare Müdürlüğü’nün deposunda Kırşehir'in tarih ve kültürüne ait belgeler muhafaza edildiği arşiv vardı. Kırşehir 1954 yılında Demokrat Parti iktidarı tarafından ilçe yapılıp Nevşehir'e bağlanınca buradaki evrak ve belgeler YSE (Yol, Su ve Elektrik) Müdürlüğü kamyonlarına doldurularak Nevşehir'e götürülmüştü. Ne yazık ki o belgelerin hepsi yok olup gitti. Kırşehir ilinin tarihi ve kültürü de böylece heba edildi.
1980 ihtilâlinden sonra dönemin valisi Aydın Özakın'ın emekli general olan İçişleri Bakanı'na kıyak olsun diye Emniyet Genel Müdürlüğü'ne verdiği Özel İdare Müdürlüğü binası dönemin Emniyet Müdürü Hüseyin Gözübüyük tarafından Polis Evi'ne dönüştürüldü. Polis Evi hâlen polisimize, ailelerine ve konuklara hizmet veriyor.
Polis Evi'nin yanındaki bugün Öğretmen Evi'nin bulunduğu yerde 1930'lu yıllarda inşa edilen Halkevi binası vardı. Çeşitli alanlarda yaptığı çalışmalarla Kırşehir'in kültür yaşamında derin izler bırakan Halkevi Demokrat Parti iktidarı kapatıldıktan sonra Neşet Uz ve Ali Gökbulut tiyatro salonunu kiralayarak burada ilk sinemayı açtılar. 1957 yılında Kırşehir tekrar il olduktan sonra da Halkevi binası Erkek Sanat Okulu'na tahsis edildi. Erkek Sanat Okulu uzun yıllar burada Kırşehir'e gerçekten her alanda mühendis düzeyinde teknik elemanlar yetiştirdi. Okulun öğretmen ve atölye şefleri Nimet Bozkır'ı, Haşmet Uzbilek'i, Abdullah Arcan'ı, Fikret Ertem’i, okul müdürü Halil Ergün'ü hâlâ hatırlarım. Hepsi de çalışkan ve disiplinli insanlardı. Ruhları şâd olsun.
Erkek Sanat Okulu'nun 1965 yılında Memduh Erdemir'in Adalet Partisi'nden milletvekili olduğu yıllarda Terme Caddesi'ne yaptırılan modern binasına taşınmasıyla boşalan Halkevi binası bir süre Yetiştirme Yurdu olarak hizmet verdi. Bu sırada bir yangın tehlikesi de geçirdi. Yetiştirme Yurdu Kervansaray Mahallesi'ne taşındıktan sonra bina harabeye dönmüş, neredeyse sarhoşların mekânı haline gelmişti. Millî Eğitim Müdürlüğü'ne verilmesi düşünülen Halkevi binası bir ara sokakta kalan, yatacak yeri olmayan Kırşehirspor futbolcularına tahsis edildi, teknik direktör Ergün Kantarcı'nın çalıştırdığı Kırşehirspor oyuncularına da bir süre ev sahipliği yaptı.
12 Eylûl 1980 darbesinden sonra Anavatan Partisi iktidarının atadığı Fikret Güven vali iken tarihî Halkevi binası Millî Eğitim Müdürü Sefer Sinmez tarafından yıktırılarak yerinde Öğretmen Evi inşa ettirildi. Öğretmen Evi bugün değerli öğretmenlerimize kendi yuvaları olarak hizmet veriyor.
Öğretmen Evi'nin yanındaki bugün Askerî Gazino'nun olduğu yer Kırşehir İl Jandarma Komutanlığı'nın hizmet binasıydı. 40 yıl önce burada tanıdığım pek çok komutan, subay, astsubaylar vardı. 12 Eylûl 1980 darbesinden sonra pek çok girip çıktığım burada görevli subay ve astsubayların makamları bugün yıkılmış olan eski hükûmet binasının ikinci katındaydı o zaman.
12 Eylül darbesi olduğunda Suat Albay'dan sonra yerine gelen komutanların yanında Binbaşı Turgut Debreli'nin, Binbaşı İsmail Şavlı'nın o günlerdeki icraatlarını o yılları yaşamış insanlar hâlâ unutmamış olmalıdır.
Önünden Ahievran Camii'ne giden yolun geçtiği binadaki İl Jandarma Komutanlığı 1984 yılında ANAP'lı Belediye Başkanı Hakkı Göçen'in Ankara-Kayseri karayolu üzerinde tahsis ettiği arsada inşa edilen modern binaya taşındıktan sonra eski bina jandarmanın sosyal faaliyetlerinde kullanılmaya başlandı.
Askerî Gazino, ya da Jandarma Gazinosu’nun bitişiğindeki Kız Meslek Lisesi'nin olduğu bina da ayrı bir öneme sahipti. Çünkü burada önceden Kırşehir'in ilk hükûmet binası olan tarihî bina bulunuyordu. Hükûmet binası önünden geçen caddeye çok büyük canlılık veriyordu. Devrin başbakanları ve bakanları bu binanın balkonunda hitap ediyorlardı Kırşehirliler'e. 1954 yılında il iken ilçeliğe düşürdüğü Kırşehir’i 1957 yılında yeniden il haline getiren devrin başbakanı Adnan Menderes bu binanın balkonundan Kırşehirliler'e hitap etmişti. Ankara Caddesi'nde yeni hükûmet binası yapılınca tarihî bina boşaltılmış, uzun süre boş kaldıktan sonra sonra yeni açılan Kız Sanat Okulu'na verilmişti.
Kız Sanat Okulu burada Kırşehir'e çok güzel hizmetler verdi. Oda ve sınıflar kuzine sobalarla ısıtılırdı. Eski hükûmet binasının bahçesi yetişmiş büyük çam ağaçları ile doluydu. Zamanın Belediye Başkanı Kemal Hotomaroğlu önünden geçen caddeyi çift yol haline getirince bu çamları kendisinin açtığı Âşıkpaşa Bulvarı'ndaki çift yolun orta refüjlerine naklettirdi. Bahçeyi de okulun önüne çekerek Belediye'den Aşağı Pazar Yeri'ne kadar olan yolun çift yol olmasını sağladı. Daha sonra 1990 yılında bu tarihî bina yıkılarak yerine Kız Meslek Lisesi yapıldı ve okula Fatma-Muzaffer Mermer adı verildi. Kız Meslek Lisesi burada yıllarca hizmet verdikten sonra Bağbaşı Mahallesi, Güvercinlik mevkiinde yaptırılan yeni binaya taşındı. Eski bina ise Belediye’nin kentsel dönüşüm projesi çerçevesinde yıkılarak Ahi Evran Külliyesi’ne devredildi.
Eski Hükûmet Caddesi'nin karşısındaki dükkân ve iş yerleri iki katlı tarihî Sülükçüler binasından başlar, hükûmet binasının tam karşısında Kırşehir'in ilk eczanesi olan Kilisli Vahap Araz'ın eczanesinde sona ererdi. Yıllar önce yıkılmış olan Sülükçüoğlu Kahvesi caddeye bakan geniş cephesiyle dikkati çekerdi. Sülükçüler'in mağazası ile Sülükçüoğlu Kahvesi arasından kimler geldi, kimler geçti? Önce bunları sıra gözetmeden anlatmak istiyorum. Bu arada belirteyim ki Hükûmet Caddesi'ndeki tarihî hükûmet binasının üst katında hükûmet daireleri hizmet verirken alt katında adliye görev yapıyordu. Bu nedenle Hükûmet Caddesi'nde hükûmet ve adliyeye işi düşen vatandaşlara yönelik hizmet erbabı kümelenmişti.
Sülükçüler binasından sonraki iş yerlerinden Ahmet Bilgin’in eczanesi en önemlilerinden biriydi. Hataylı olan Ahmet Bilgin’in kalfasının adı İbiş'ti. Herkes ona "Eczacı İbiş" derdi. Millet Partili olan eczacı Ahmet Bey 1961 seçiminde Osman Bölükbaşı'nın Millet Partisi'nden Kırşehir milletvekili seçilmişti. O günlerde birlikte politika yaptığı arkadaşlarının çok milliyetçi ve vatansever birisi olarak tanımladıkları Ahmet Bey milletvekili seçildikten sonra Millet Partisi'ni temsilen Millet Meclisi başkanlık divanında başkan vekili olarak görev yapmıştı. Ahmet Bey milletvekili seçilince eczaneyi devretmek zorunda kalmıştı.
Buradaki önemli dükkânlardan biri de tanınmış berberlerimizden Mahir Usta'ya aitti. Mahir Özdemir'in şimdi Polis Evi'nin tam karşısına rastlayan berber dükkânında Müfit Hoca, Cevat Hakkı Tarım gibi ünlüler traş olurlarken siyasî kulisler yaparlardı. Mahir Usta'nın berber dükkânının üstünde ise uzun yıllar Sağlık ve Sosyal Yardım Müdürlüğü de yapan Doktor Tevfik Özenbaş'ın muayenehanesi vardı. Yıllar sonra aynı yerde Mahir Usta'nın oğlu Zekâi Özdemir mobilyacılığı bırakarak kuru yemiş dükkânı açmıştı. Bu dükkanda şimdi fırın hizmet veriyor.
Alt taraftaki büyük dükkânda Kâmil Yükselen'in güzel bir bakkal dükkânı vardı. Kâmil Yükselen daha sonra bu dükkânı kapatarak Cacabey Camii yakınında toptancılığa başlamıştı. Hemen yanda Foto Aile faaliyet göstermişti. Kırşehir'in tarihî fotoğraf stüdyosu yarım asırdır ilimizin kültürel etkinliklerine ışık tutmaktadır. Stüdyo Aile Kırşehir'de dünya evine girecek çiftlerin önceden uğrayıp fotoğraf çektirerek mutlu günlerini ebedîleştirdikleri stüdyo olarak hizmet veriyor. Hâlen Ankara Caddesi'nde Dr. Sami Eralp Apartmanı altındaki kendilerine ait mekânda aynı işi büyük bir titizlikle sürdüren Arif ve oğlu Müjdat Çoban’ın fotoğraf stüdyosunu pek çok ünlü politikacı, bakan, vali, bürokrat, sanatçı, iş adamı ziyaret etti. Çeşitli vesilelerle fotoğraf çektiren pek çok Kırşehirli'nin 50 yıl öncesine ait tarihî fotoğraflarını Stüdyo Aile'nin arşivlerinde bulmak mümkündür.
Eski Hükûmet Caddesi’nin bu ilk yarısında Ali Ağa'nın Tekel maddeleri sattığı dükkânını, Mahmut Kemiksiz’in ve Köksal Gökçebel'in bakkal dükkânlarını sayabiliriz. Buradaki bir diğer fotoğrafçı da Kındamlı Niyazi Bektaş ile oğulları Ali ve Necdet Bektaş'a aitti. Az aşağıda şimdiki postane binası yapılıncaya kadar PTT’nin hizmet verdiği iki katlı binanın altında Ertuğrul Ersan ile şoför Feridun Ünal’ın kurdukları “Azim Matbaası” vardı. Ben bu matbaada bir süre çalışmış, Ertuğrul Ersan'ın çıkardığı “Yeşilyurt” gazetesini basmıştım. Matbaa daha sonra İlyas Sürmeli'ye satıldı. Bu vesileyle belirtmeliyim ki Ertuğrul Ersan o yıllarda Adalet Partisi'nin il başkanlığını ve İl Genel Meclisi üyeliği yaptı. Uzun yıllar "Kırşehir Çiğdem" gazetesinde makaleler yazdı. 2014 yılında aramızdan ayrılan Ertuğrul Ersan'a rahmet diliyorum.
Çok iyi hatırlıyorum, memurluktan ayrılan Ertuğrul Ersan "Azim Matbaası"nda göçmen Veli Yılmaz ve bir kalfayla dizilip pedallı baskı makinesinde basılan teksir kâğıdı boyutunda kalitesiz bir gazete yayınlamaya başlamıştı. Ertuğrul Ersan sürekli okuduğu ulusal gazetelerden Adalet ve Son Havadis'teki haberleri makaslayıp kendi gazetesinde yayınlardı.
Matbaanın yanındaki küçük dükkânda Valilikten emekli hizmetli Alişan Tekay'ın babası Tekel bayii Osman Ağa oturuyordu. Aşağısında Ticaret ve Sanayi Odası vardı. Ticaret ve Sanayi Odası Başkanlığı'nı İhsan Yeşilli, Genel Sekreterliği'ni de Muharrem Erdaş yapıyordu. İhsan Yeşilli ve Muharrem Erdaş daha sonra bugün Kapıcı Camii karşısındaki binayı satın alarak Ticaret Odası'nı buraya taşıdılar. O yıllarda Ticaret Odası'nın başkan ve yöneticileri odanın parasını resmî giderler dışında harcamazlar, özel sayılacak harcamaları kendi ceplerinden karşılarlardı. Gelen misafirleri bile hep kendi paralarıyla ağırlarlardı.
Ziya Keleş ve Hakkı Sülükçü'nün bakkal dükkânları da burada idi. Bu dükkânın yanından çıkılan üst katta Şoförler ve Otomobilciler Derneği faaliyet gösteriyordu. Sonradan adı oda olarak değiştirilen derneğin başkanlığını "Mucurlu Deli Ali" adıyla ünlenmiş Ali Erol yapıyordu. Ali Erol sonradan bu görevi Cimşit'in oğlu Necmettin Karaca'ya devretmişti. Caddenin ilk bölümünün son binası Kırşehirlilerin dilinden düşürmediği, yıllar önce yıkılmış olan Sülükçüoğlu Kahvesi idi. Rasim Ağa'nın işlettiği çok geniş olan bu mekânda ve Kırşehir'in ağır başlı seçkin insanları oturur, çayını, kahvesini içer, briç, domino taşı başta olmak üzere çeşitli oyunlar oynarlardı.
Sülükçüoğlu Kahvesi'nden sonra burada yoğunlaşan avukat ve arzuhalcileri bir tarafa bırakıyorum. fötr şapkalı Münir Sağbili'nin "Foto Ünal" adlı fotoğrafçı dükkânı vardı. Yanındaki dükkânda Boztepeli arzuhalci Ahmet Şimşek vardı. Her gün sabah-akşam Hızırağa Mahallesi'ndeki evine tek atlı faytonla gelip giden Ahmet Şimşek bir gün av tüfeğiyle intihar ederek yaşamına son verdi.
Daha sonraki dükkânda Kırşehir'in ilk bayan kuaförü "Kuaför Portofino" vardı. Bu binanın üstünde bir ara Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığı oturmuştu. Bugün ayakkabıcıların olduğu dükkânda da Nevzat Kaygusuz'un "Foto Marmara" adlı fotoğrafçı dükkânı vardı. Alt taraftaki iki katlı binada kolonyacı Ahmet Artuk oturur, binanın altında kolonya imalâtı yapardı. Bu büyük dükkânda daha sonra Türk Hava Kurumu, Çocuk Esirgeme Kurumu, Kızılay hizmet verdi. Türk Hava Kurumu ile Kızılay'ın başkanlıklarını Ertuğrul Ersan, Çocuk Esirgeme Kurumu'nun başkanlığını da "Çerkez" Hacı İbrahim Uğur yapıyorlardı. Yönetim kurullarında da İhsan Yeşilli, Cuma Torun, Ali Rıza Mutlu, Etem’in Süleyman Mutlu gibi isimler görev almışlardı.
Bu dükkânın yanında ise "Foto Gençlik" vardı. Şimdi simit fırının olduğu dükkânda Metin Barlas'ın terzi dükkânı bulunuyordu. Kırşehirspor'un genel kaptanlığını da yapan Metin Barlas'ın dükkânında Kırşehirspor'un hocaları ve yöneticileri toplanıp otururlardı. Şimdi Spastik Özürlüler Derneği Başkanı olan Kayhan Baycan'ın oturduğu dükkânda da Tufan Eyüboğlu'nun "Foto Karadeniz" adını taşıyan fotoğrafhanesi vardı. Bu dükkânın Kale'ye yakın gerisinde su kuyusunun olduğu, yazın kovanın içerisine soğuması için karpuz, su, meşrubat gibi şeylerin sallandığı anlatılır.