Eşek insanlar tarafından evcilleştirilen ilk hayvanlardan, çok uysal ve hiç itirazı olmayan bir hayvan. Bilim adamları on bin yıldır insanlara hizmet ettiğini ve elliden fazla çeşidi olduğunu söylüyorlar.
Bu sevimli ve çalışkan hayvanların zamanımızda hala yabani olarak nesillerini sürdürdükleri, zor şartlar altında olsa da devam ediyor.
Doğada onların ve diğer hayvanların yaşam alanları gün geçtikçe insanlar tarafında işgal edilince, pek çok hayvan gibi eşeklerin de nesli tükenmekle karşı karşıya.
Melezleştirilen cinsleri arasında katır, annesi at, babası eşek olan çok kuvvetli ve hastalıklara dayanıklı bir hayvan fakat üremesi, insanlar tarafından iki ayrı cins hayvanın çiftleştirilmesi gerekiyor.
Afrika’da yabani olarak yaşayan ve zamanımızda nesilleri tükenme tehlikesi ile karşı karşıya kalan zebra cinsinden başka, Endülüs eşeği, Kıbrıs eşeği, Katalan eşeği, Amerikan eşeği, İran eşeği, Asya eşeği gibi cinslerinin bulunduğu ülkelerin iklim şartlarına uyum sağlayarak nesilleri şimdilik devam ediyor.
Son zamanlarda bütün dünyada, bilhassa kırsal kesimlerde ve hatta tarım alanlarında ulaşım aracı olarak kullanılırken, onların yerini arabalar aldı.
Türkiye’de bazı illerimizde yakın zamana kadar çöp toplamak içinde kullanılıyordu. Teknoloji çağında hala kullanılıyor mu bilmiyorum.
Eski çağlarda fazla değil yüz sene önceye kadar kervanların önünde yüzlerce develere yol gösterir ve rehberlik yaparlardı. Bu hayvanların adına hakaret dolu sözlere bakmayın, çok akıllıdırlar. Bir sefer gittikleri yolu ve yeri unutmazlar.
Turistik beldelerinde yabancıları gezdiren eşekler, turizmde de katkı payına da hizmet etmeye başladı. Anadolu’nun hemen her beldesinde ve her evde olmazsa olmaz olan bu sevimli hayvanın yerini arabalar aldı. Belki şimdilik çocukların çok sevimli hayvanları görmek ve eşek seyahati için gittiği köylerde, üzerine binip gezecek hayvan kalmadı.
Bazı açıkgöz ahlaksızlar, bu sevimli hayvanları vahşice kesip sucuk ve pastırma yapımında kullanılan etlere katıp halka yediriliyorlar.
Geçmiş yaşamımızda ve bazı illerimizde bizlere hizmet veren bu sevimli hayvanlar üzerinde, aşağılayıcı ve hatta hakaret boyutuna kadar varan sözler sarf ederken, bazen da övücü sözlere vesile olmuş ve olmaktadır. “Eşşoğlu eşek, benim eşek oğlum, eşeklik yapma, bu sıpada eşek inadı var. (evet bu hayvanların inatçılığı da yaygın olarak söylenir, fakat çok temkinli olan bu sevimli hayvan, tehlikenin olduğu yeri sezerse oradan uzak durur)”
Benim bir edebiyat hocam vardı, kendisi Ermeni veya Yahudi idi, her başarımdan sonra “benim eşek oğlum!” derdi. Artık ne için söylerdi bilmiyordum. Çünkü iyi not alsam da söylerdi, kötü not alsam da söylerdi.
Memleketimizde eşeklerin nesli tükenme aşamasına gelince, bu hayvanlara bazı aksesuar yapan saraçlık mesleği de tarihe karıştı. Kırşehir’de de çok güzel semerler ve semerlerde göze hoş gelen süslemeler yapılırdı. Yani eşeklerin hizmet sektöründe ömrünü doldurunca, saraçlık sektörü de tarihe karıştı.
Bu sevimli hayvanların neslinin devamı için ne yapmak gerekiyorsa, geç kalmadan tedbiri alınırsa belki doğada bunların yaşayacağı bir yer bulunurda, insanlık görevinin bir parçasını bunlar için kullanmış oluruz. Ne dersiniz bu fikirde benim eşekliğimden mi kaynaklanıyor.