Eylül bitti Ekim ayının sonlarına gelmeye başladık. Artık sonbahar geldi bir müddet sonra da kışa gireceğiz.

Eylül bitti Ekim ayının sonlarına gelmeye başladık. Artık sonbahar geldi bir müddet sonra da kışa gireceğiz.
Güzeldir baharın son demlerini görmek hele ki Kırşehir’de…
Bu şehir de her mevsim güzel ama en çok ta sonbahar.
Uzun ve çok sıcak geçen bir yazın ardından başlayan son bahar benim için çok özeldir. Hafiften soğumaya başlar hava, ısınmış olan tenimiz yavaştan titretmeye başlar bizleri. Yemyeşil olan yapraklar hafiften sararmıştır bile. Rüzgâr ağır ağır eser, akşamları bu şehir de dışarı çıkmak üşütmeye başlar insanı. Gündüzleri güneşi bulutların ardından ararız artık.
Hoş geldin sonbahar, yine kuru ve sararmış yapraklar dökülecek ağaçlardan.
Yeşil olan ne varsa hepsi rengini sarıya çevirecek, kuruyacak dallar, ağaçlar. Oysa ne güzeldi yaz hepimiz için değil mi?
Aslında her mevsimin başka bir güzelliği vardır. Ben yine de sonbaharı çok severim. Ne çok üşür nede çok ısınırız bu mevsimde insan. Bu mevsimi ben orta yaşlı insanlar olarak değerlendiririm, artık hayatında hızının yavaşladığı 40-50’li yaşların insanlarına.
Varsın olsun yine de sonbaharın havası bambaşkadır bizler için. Daha ağır ve olgun hafif soğuk ve serin tıpkı orta yaş insanları gibi.
Okul çağındaki çocukların okullarının başlaması ile iş yerlerini daha da tatlı bir telaş alır tıpkı anne babalar gibi. Kısa kollular gardolaplara konulur biraz daha kalın ve uzun elbiseler seçilir giymek için.
Bu mevsimde şirin Kırşehir’imizin dar ama güzel cadde ve sokakları kalabalıkla coşar adeta.
Artık sobalı evlerde kış bakımları yapılmaya başlar. Odun kömür alınır o güzelim fırınlı sobaların gözleri kestane, patates ve tabi ki yufka ekmeğin kızartılacağı zamanı bekler.
Bağ ve bahçeler bozulmuştur artık. Bir anlamda kışın en güzel müjdecisidir sonbahar. Yağmurlar suya hasret kalmış toprakları özenle sular bu mevsimde.
Kısacası sonbahar baya çalışkan bir mevsimdir.
Birçok şairin şiirine konu olmuş mevsimdir sonbahar.
Olduğundan daha sarıdır yapraklar, korkulandan daha sert eser bu mevsimde rüzgâr. Gün kısalır, gece uzar bir anlamda kitap okumak, belki insanlara söyleyemediklerini yazmak, eş dost ziyaretlerinde bulunmak için ayrı bir fırsattır sonbahar.
Şehrin pisliklerini örter o sararmış yapraklar, üzerine basarken çıkardığı hışırtılı ses bize huzur verir. Ben en çok da bunu seviyorum. Bir de ağaçları, en çok ağaçları. Ağaçlar kâinatın örtüsü, çirkinliği örten güzelliklerdir.
Uhrevi hayatın insanlara sonsuz bir uyarısıdır sonbahar…