Geçen yıl 2019 bütçe görüşmelerine ilişkin gazetemiz “Kırşehir Çiğdem”de yazdığım yazıda dikkat çektiğim tarımsal destekleme bütçesi 2020 içinde kanuna aykırı oranda devam ediyor.
“Çiftçinin, tarımla geçinmeye çalışanların görülebilmesi için tarımsal desteklemeye ayrılan 16 milyarlık bütçenin de 44.5 milyar lira olması gerekirdi. Çünkü Tarım Kanunu 21. Madde ’de görüleceği üzere tarımsal desteklemeler GSYH'nin (Milli gelirin) en az yüzde biri kadar olmalıdır.” (18.12.2018)
Strateji ve Bütçe Başkanı Naci Ağbal tarafından açıklanan 2020 bütçe teklifi açıklamasına göre tarıma ayrılan destekleme bütçesi 22 milyar lira olarak teklif edilecek!
Tarım Kanunu'na göre 2020 yılı için tarımsal desteklemeye ayrılması gereken bütçe milli gelirin en az yüzde biri yani 51 milyar lira olması gerekirken 2020 bütçe teklifine göre bunun 22 milyar lira olacağı açıklandı. Yani müjde olmaktan bir hayli uzak.
2006 yılında yürürlüğe giren bu kanundan itibaren bugüne dek çiftçiye ayrılması gerektiği hâlde ayrılmayan toplam para 151 milyar lira.
Peki, çiftçinin kanuni hakkı olan bu milyarlarca lira nereye harcanıyor?
Elbette faiz ödemelerine ve yandaş müteahhitleri kurtarmaya harcanıyor. Önümüzdeki yıl için faiz ödemelerine bütçenin % 12,7’si yani 139 milyar lira ayrılacak. Faiz giderinin toplam bütçe içinde ki oranı 2018 için % 9,3 ve 2019 için % 12,2’ydi. Yani kamunun yüksek faizlerle aldığı dış borçlar için ödediğimiz faiz cebimizi delmeye devam ediyor.
Bunca faiz yüküne sebep olan dış borç tarıma değil geçiş garantili otoyol ve köprülere, yolcu garantisini tutturamayan havaalanlarına gidiyor. 2020 yılı için Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerine garanti ödemelerini karşılamak için 19 milyar lira aktarılacak!
Sonuç, 2020 yılında da yüz binlerce çiftçi girdi maliyetlerinin artışı karşısında ezilerek yoksullaşmaya devam edecek ve tefeci bankalara mecbur bırakılacak.
Çözüm, çiftçi örgütlerinde yatıyor. Ama oradan da gür bir ses çıkmıyor.

Recep Yılmaz