Ülkemizin gündemi çok hızlı değişiyor, ekonominin kötü gidişatı, baş edilemeyen korona salgını, TBMM’de bitip tükenmek bilmeyen tartışmalar derken vatandaşın sorunlarına çözüm üretilemiyor.
2021 yılının henüz beşinci ayındayız, ancak bu yılın geçmiş yıllara göre çok daha zor bir yıl olduğu anlaşılmaktadır. Zira ülke genelinde olduğu gibi Kırşehir’de de ticaret durma noktasına gelmiş durumda. Gıda, ulaşım, elektrik, su, doğalgaz gibi temel tüketim ürünlerinde meydana gelen yüksek fiyat artışı, dar gelirli vatandaşı kara kara düşündürmektedir.
Küçük esnafın zorda olduğu ve çarkını artık döndüremediği, ücretli çalışan işçi ve memurun alım gücünün iyice düştüğü, işsiz vatandaşın iş bulma umutlarının tükendiği ve çaresiz kaldığı, ev kadınlarının mutfakta tenceresini kaynatamadığı günleri yaşıyoruz artık. 
Zor durumda olan esnafa açıklanan 3-5 bin liralık destek can suyu olacak ama yetersiz sanki. Zira pazarcı esnafı zorda, lokantacı, kahveci, kafeteryacı, berber, kuaför, giyimci esnafı zorda. 
Bu işletmelerin sahipleri bırakın yanında çalışanın parasını ödemeyi, iş yerinin kirasını, vergisini ödemede bile zorlanıyor. 
Ekonomik sıkıntılar iyiden iyiye kendini hissettirmekte ve cepleri yakmaya devam etmektedir. Hal böyle iken vatandaş sıkıntılarını anlatabileceği ve çare arayacağı yer bulamıyor.
Meclis’te millet adına görev yapan vekillerin yetkisiz oldukları, atanmış bakanlara ne millet ne de vekiller ulaşıp halkın sorunlarını anlatamadığı anlaşılıyor. İyi de bu milletin sorunlarına kim çare olacak? İşte o belli değil maalesef.
İğneden ipliğe gelen yüksek zam tüm kesimden insanları olumsuz etkilemektedir. Ülkemizin dört bir köşesinde olduğu gibi, Kırşehir’de de yaşamını zor şartlarda sürdüren ve gelir düzeyi çok yüksek olmayan insanlar artık umutsuz. 
Halkın alım gücünün çok düştüğünü artık her alanda görüyoruz. Üretim düşüyor, fiyatlar yükseliyor, halk cebinde olmadığı için alamıyor, sadece seyrediyor.
Bazen Kırşehir’deki marketlerin bıraktığı çöpleri toplayan, vatandaşları görüyor ve bundan son derece üzüntü duyuyoruz. 
Geçen yıla oranla her şeyin fiyatının yüzde 100’e varan oranlarda artış göstermesine rağmen, çalışanlara ve emeklilere verilen zam oranlarının çok düşük kalması da halkın alım gücünün giderek düşmesine neden olduğu ortada.
Devletin TÜİK rakamlarıyla açıkladığı enflasyon rakamları ile piyasada bulunan ürünlerdeki artışta görülen rakamlarının hiç de aynı olmadığını, hatta iki-üç katı olduğunu herkes gözlemliyor. 
Evet, yaşamsal giderler her geçen gün artarken gelirlerin düşmesi vatandaşın yaşamını iyice zorlaştırmaktadır.
2021 yılının ilk ayında çalışan asgari ücretliye, işçi ve memura, emekliye verilen ücret artışı kat kat fazlasıyla geri alındı. Tüm bu olumsuzluklar hükümet politikasının yetersizliğinden kaynaklanmakta ve ekonomik istikrarı da temelden bozmaktadır. Ülkeyi yöneten yetkililer vatandaşın sorunlarına kalıcı çözümler bulmalı ve bunun için yarın çok geç olmadan gerekli tedbirleri bir an evvel uygulamaya koymalıdır.