Kırşehir’de yıllar önce eşek eti skandalı yaşanmış ve o zaman polis okulu mutfaklarına yemek firmalarına verildiği gibi sanayi bölgesinde kebap ve döner yaparak, sanayide çalışanlara sattığı tespit edilmişti. O zaman şahıslar hakkında nasıl bir muamele yapıldı veya ne türlü bir ceza verildi bilmiyorum.

Kırşehir’de yıllar önce eşek eti skandalı yaşanmış ve o zaman polis okulu mutfaklarına yemek firmalarına verildiği gibi sanayi bölgesinde kebap ve döner yaparak, sanayide çalışanlara sattığı tespit edilmişti. O zaman şahıslar hakkında nasıl bir muamele yapıldı veya ne türlü bir ceza verildi bilmiyorum.
2012 yılında pazarda bir pazarcının anlattığını, o zaman Kırşehir Emniyet Müdürlüğü yetkilileriyle paylaşmıştım. Karpuz satan genç Taka ve Bucak mevkilerinde yaban domuzu vurulduğunu ve etlerinin satıldığını söylemişti. Döner ve köftecilere verildiğini anlatmıştı.
Kırşehir içine mi yoksa başka bir yere mi satıldığını bilmiyordu. İki et arasında tat farkından çok farklılıklar var ama yiyenlerin domuz etinin daha lezzetli olduğunu söylüyorlar.
Edirne yolu üzerinde lüks bir tesiste ben de yedim ve hatta iki porsiyon yemiştim. Bir kaç gün sonra Jandarmalar takip sonunda yakalamışlar. Öğrenince uzun zaman hiç bir yerde et yemedim ve halen de tanımadığım yerde et yemeği yemem. Tabi tercih ve değerlendirme yiyenlerin.
Sağlık açısından hangisinin daha sağlıklı olduğu, gıda ve sağlıkla ilgili ve görevli kurumların işi. At etinin yenebileceğini söylüyor din adamları, Orta Asya’da bazı ülkeler yiyorlar. Tabi onlar Adana’daki atlar gibi değildir.
Bir insanı beş sefer zehirleyip ve bunu da noter huzurunda karşılıklı kabul ettiğinizi imzalayıp gönül rahatlığı ile yastığa başınızı koyup uyuyabiliyorsunuz. Bu haberi duymayanlar “yuh!” diyebilirler, diyenleri de duyar gibiyim.
Evet, bu uygulama Türkiye Cumhuriyeti’nde gerçekleşiyor. Biraz daha itelersen, bu noter mukavelesi Türk Silahlı Kuvvetlerine, yani gözbebeğimiz olan, bizler rahat yataklarımızda, sıcak yuvalarımızda otururken zor şartlar altında, gece ve gündüz sınırlarımızı bekleyen askerlerimize verilen yemeklerin kalitesini kimlere teslim ettiğimizin örneği.
Yuh ki iki kere yuh.
Bunu imzalayana, imzalatana yuh bile çok çok hafif gelir. Bazı olaylar vardır insan şahit olunca kanı donuyor denilir. Peki bu anlaşmayı onaylayanların neyi donar? Kanı olsa zaten böyle bir anlaşma imzalanmaz. Neden kanı olsa diyorum, okuyucular kendileri değerlendirsin neyin kanı olmaz. Bu yemek yapan firma askeriyenin bazı erzak alım ihalelerine yıllarca girmiş ve pek çok ihaleyi nasıl olduysa kazanmış ve halende askeri birliklere levazım temininde aktif rol oynuyormuş, buna ne denir?
İki sene önce aldığım duyumlardan yola çıkarak “Kırşehir Çiğdem” gazetesinde(ne yediğimi bilmek benim hakkım değil mi?)diye bir yazı yayınlanmıştı. Adanalı bir arkadaşım “Adana’da çok at ve eşek kesiliyor ve bunlar muhtemelen yatılı okullara ve Askeriyeye veriliyor” demişti. O zaman elimde bir delil olmadığı için açık olarak yazamamıştım.
Kesilen at ve eşek sayısı bir iki falan değil, yüzlercesinden bahsediliyordu ve kesilen hayvanların kemikleri de herkesin görebileceği bir göletin yanına dökülüyor ki, Adana gibi sıcak bir ilde bir kaç gün içerisinde bozulup kokacağı için görülmemesi mümkün değil. Ama ne hikmetse belediye veya her hangi bir resmi kuruluşun haberi olmuyor. Eğer tedbir alınmaz ise ki, alınacağı falan yok ve de olamaz, et ihtiyacını karşılamaya çok tedarikçi çıkacak.
Kırlarda çoğalan köpek avına çıkan et tedarikçileri iş başında ellerinde beşli ile kırlarda köpek avlarken görürsek hiç şaşmayalım. Çünkü kırlarda köpekten başka avlanacak hiç bir av hayvanı kalmadı. İnşallah köpeklerinde sonunu getiririz. Çünkü şehir dışında başıboş pek çok köpek gurupları dolaşıyor ve çokta tehlikeli olmaya başladı.