Okullar açılıyor, minikler ilk defa okulla tanışacak…
Kimi çocuk neşe içinde heyecanla okula giderken kimi kaygı duyabilir, annesinden ayrıldığı için üzülüp okula gitmek istemeyebilir.
Okula başlamak hem çocuk hem de aile için yeni bir dönemdir. Çocuk ilk defa alıştığı ve kendini güvende hissettiği aile ortamından çıkıp yeni bir ortama girer. Bu süreç tabiî ki onlar için korkutucu olabilir. Çünkü çocuk okulda neler ile karşılaşacağını, okulun ona neler getireceğini bilmez ve bu durum onda kaygı yaratır.
Okula başlangıç aşamasında çocuğun; okula gidiş yolunda tehlikelerle karşılaşabileceğine, okul içerisinde kaybolabileceğine, sınıfın kalabalık olmasından dolayı ürkebileceğine, ailesinin onu bırakabileceğine veya söylenilen saatte almaya gelmeyeceğine, okulda yalnız kalabileceğine ait korkuları olabilir fakat bu korkular çok normaldir.
Çocuk için okula başlamak bir bilinmezlik sürecidir. Çocuğunuzun okula başlaması önemli bir olaydır ancak siz ebeveynler bunu gözünüzde çok büyütürseniz ve evde sürekli stresli olursanız çocuk sizden bu kaygıyı alır ve okul onun için çok daha korkutucu olabilir. Bir diğer önemli nokta ise aile kadar öğretmenin tutumunun da çocuğu etkileyeceğidir. Bu dönemde öğretmenin okula başlama süreci ile ilgili bilgili olması çocukların yeni duruma uyumunu kolaylaştırabilir.
Okula başlama sürecinde çocuk okula başlarken yeni bir kardeşin doğumu, şehir değişikliği, anne-baba ayrılığı gibi çocukta stres yaratacak durumların olmamasına dikkat edilmelidir. Bu sebepler çocuk için zaten zor olan okula başlama ve alışma sürecini daha da zorlaştıracaktır. Çocuğun içinde bulunduğu duygusal problemler uyum sürecini mutlaka etkiler. Okula hazırlık aşamasında kırtasiye alışverişinin çocukla birlikte yapılması ve malzemelerin çocuğun zevkine göre alınması çocuk için heyecanlı olacaktır. Ayrıca ders çalışma saatleri, uyku saati, okuldan sonra dinlenme saati gibi planlamalar da çocuğun fikri alınarak ortak karar ile yapılmalıdır.
Çocuk sürece dahil edildiğinde motivasyonu da iyi yönde etkilenecektir. Ayrıca bu süreçte dikkat edilmesi gereken bir diğer önemli husus kıyastır; çocuk kesinlikle arkadaşlarıyla kıyaslanmamalı ve eleştirilmemelidir. Bu durum çocukta motivasyon kaybına ve değersizlik duygusuna neden olabilir.
Her çocuk özel ve biriciktir, hepsinin içinde keşfedilmeyi bekleyen potansiyeller mevcuttur… Okula alışma süresi ortalama 2 haftadır. Peki çocuk bir sabah uyanıp “ben okula gitmek istemiyorum” dediğinde ne yapmalı? Eğer o gün çocuğa “tamam üzülme bugün okula gitmeyeceksin” derseniz süreç başa sarar ve çocuk bunu bir koz olarak kullanıp her sabah size aynı şeyi söyleyebilir ve bu da okula uyumu çok daha zorlaştırır. Bu yüzden kararlı olmak çok büyük önem taşır. Sizin kararlılığınız üzerine çocuk birkaç gün sonra okul korkusunu yenecektir. Fakat hala okula giderken kaygılanıyor ve sizden ayrılmak istemiyorsa bu konuda önerisi alınacak ilk kişi okuldaki rehber öğretmendir.
Çocuğun heyecan, endişe duyması basit bir kaygı değil de fobi haline gelmişse, çocuk her okul konusu açıldığında tedirginlik yaşıyorsa ve süreç 2 haftayı geçtiyse mutlaka bir psikologdan profesyonel ortamda destek alınmalıdır. Çocuklar, bizim kendi okul hayatımızla ilgili deneyimlerimizi dinlemekten, o günlere ait hissettiklerimizi öğrenmekten çok hoşlanırlar. Bu, onları bize yakınlaştırır ve okula başlamanın normal bir süreç olduğunu düşündürür. Bu nedenle çocuklarınızla kendi okul hayatınızı paylaşmanız, onların kendilerini anladığınızı hissetmeleri açısından önemlidir.
Unutmayalım ki eğitim evde başlar, okulda gelişir. Yeni eğitim öğretim yılında çocuklarımıza sağlık ve başarılar dilerim.

Psikolog Tuğçe ÇETİN