Duygusal zeka (EQ), mantıksal zekadan (IQ) farklı bir kavramdır. Hepimiz yıllardır zekanın tek bir çeşit olduğunu sanıyorduk. Fakat son yıllarda bizlerin bildiği IQ dışında ortaya bir de EQ yani duygusal zeka diye tanımladığımız bir kavram çıktı. Bu hafta biraz duygusal zekadan bahsetmek istiyorum.
İş yerlerinde başarılı olan, bulunduğu kuruma olumlu yönde katkısı olan insanların genellikle IQ’sunun yüksek olduğunu düşünürüz, oysa tek başına IQ bir yere kadar geçerlidir. Başarılı insanlar genelde ortalama bir zekaya (IQ) sahip fakat duygusal zekası(EQ) yüksek kişilerdir. Genel başarımız veya mesleki başarımız diğer insanların göndermiş olduğu duygusal sinyalleri okuma becerisine ve buna uygun tepki verme yeteneğimize bağlıdır. Yani IQ tek başına başarı getirmez. Bir birey zeki ama başarısız olabilir, bunun sebebi yüksek IQ seviyesine sahip olmasına rağmen EQ (duygusal zeka) seviyesinin düşük olmasıdır çünkü bu birey yeterli donanıma sahip olmasına rağmen çevresiyle etkili bir iletişim kuramaz. Bunun tersi de mümkündür, bir birey zeki olmayıp başarılı olabilir, bunun sebebi de EQ seviyesinin yüksek olmasıdır. Eğer birey her iki skoru da yüksek olmasına rağmen başarısız ise, o bireyin ruhsal dengesinde bazı sorunların olduğu söylenebilir.
Peki nedir bu duygusal zeka?
Duygusal zeka duygularımızı tanıma ve onlarla başa çıkma yeteneğidir ve IQ gibi ölçülebilen bir kavram değildir. Ayrıca kendi duygularımızın yanı sıra iletişim halinde olduğumuz diğer insanların da duygularını anlama ve empati kurabilme yeteneğidir. Psikologların sürekli bahsettiği empati yeteneği duygusal zekanın gelişimi ile ilgilidir. Duygusal zekası gelişmiş olan insanlar kendi duygularını çözümlemek konusunda oldukça başarılı olan insanlardır. Örneğin bir gün iş yerinde hiçbir işiniz istediğiniz gibi gitmedi, dolayısıyla birçok duyguyla baş etmeye başladınız. Öfkelendiniz, belki çalıştığınız insanları suçladınız, kendinize kızdınız ve üzüldünüz. Siz, oluşan bu duygularınızı yönetemediğiniz takdirde tüm gün karşılaştığınız olaylara olumsuz bir pencereden bakacaksınız. Dolayısıyla sadece işiniz değil bütün gününüz o olumsuz duygulardan etkilenecek. Üstelik bu olumsuzluklardan sadece siz değil etrafınızdaki diğer insanlarda etkilenecek. Bu noktada duygularımızı iyi anlamaya ve yönetmeye ihtiyaç duyacağız. Duygularımızı, davranışlarımızı, iletişimlerimizi yönetmenin ve başarılı bir hayata sahip olabilmenin anahtarı duygusal zekadır.
Duygusal zekanın 5 temel ilkesi;
1- Özbilinç, dediğimiz kişinin kendisini tanıması, duygularını tanımlaması ve duygularının farkında olmasıdır.
2- Kişinin duygularını yönetebilme yani o duyguları ile başa çıkabilme yetisidir. Endişe, kaygı ve olumsuz düşünceler ile baş edebilmesidir.
3- Kişisel motivasyon, duyguları hedefe yönlendirme becerisidir.
4- Empati, kişinin kendini başkasının yerine koyabilme becerisi olarak tanımlanmaktadır.
5- Sosyal beceriler, çevrenizdeki kişilerin duygularını yönetebilme becerisidir.
Duygusal zekanın önemini özetlersek; kişinin kendi duygularını tanıması, farkına varması ve bu duygularını yönetebilme becerisini yapabilmesidir. Psikolog Tuğçe ÇETİN. Bilgi için; psktugcecetin@gmail.com
Muhabir: TE Bilişim