Anadolu topraklarında yaşanan kuraklık Kırşehir’i de vurdu maalesef. Özellikle tarımla uğraşan kesim bundan büyük zarar gördü. Çiftçimizin tarlasını ekip bir yıl beklediği hasat kaldırma zamanı geldi, ama sulu tarımın olmaması, yağışın zamanında yağmaması, kurak iklimin hüküm sürmesi toprakta verimin düşük olmasına sebebiyet verdi.
Çiftçinin tohum, gübre, ilaç borcu var. Tabi ki borçları hasat sonunda ödenecek, yeterli hasat da çıkmadı kara kara düşünmeye başladı. Tarladan çıkan ürün (arpa, buğday) maliyetini karşılamıyor bir de biçer parası, nakliye ve diğer giderler olacak. Ayrıca çiftçimiz geçen yıl ekim yapabilmek için tohum, gübre, mazot, ilaç alıp borçlandı. Ana borcun yanında bir de vade farkı olacak. Ana borcu ödeyemeyen artı giderleri nasıl karşılasın.
Şimdi çiftçimiz ne yapsın borcunu gününde ödeyememesi durumunda traktörüne, evine haciz gelmesinden endişe duyacak. Yine toprağına ekim yapabilmesi için masraf etmesi gerekecek, bu durumda ekimi yapamaması hali de söz konusu.
Öyleyse devlet bir an evvel yardım elini uzatmalı. Önce yeniden ekim yapabilmesi için mazot, gübre, ilaç ve tohum desteğini esirgememeli. Hükümetten beklenen kuraklık nedeniyle borçlarını gününde ödeyemeyecek olan çiftçinin borçlarını en az bir yıl ertelenmesi ve ayrıca herhangi bir şekilde vade farkı vesaire de tahakkuk ettirilmemesidir.
Çiftçimizin zor gününde devlet yanında olmalı,
Kuraklıktan etkilenen çiftçiye gerekli destek verilmeli,
Çiftçinin tarlasına ekim yapabilmesi sağlanmalıdır.
El emeği alın teri ile üretime doğrudan katkı yapan çiftçimizin BAĞ-KUR borcu yine devlet tarafından en az bir yıl süreyle de olsa karşılanmalıdır. Çiftçimizin alın teri dökerek ürettiği yerli ve milli servet kaderine terk edilmemelidir.