İşi olmadığında karakter değiştirenden, aramadığın sürece aramayandan, işi düşmedikçe tanımayandan, işi bittiğinde yanında durmayan insandan kurtulun. .

İşi olmadığında karakter değiştirenden, aramadığın sürece aramayandan, işi düşmedikçe tanımayandan, işi bittiğinde yanında durmayan insandan kurtulun....."
"Biri sizi üzüyorsa, mutlaka mutlu ettiği başkaları vardır."
"Herkesi "dost" sanıp ta açarsan yüreğini, düşmana gerek kalmaz......... yaparlar gereğini."
"Kimseye göstermem üzüntümü. Gündüzleri gülerim. Geceleri yalnız ağlarım."
Kırşehir’deki sevgili dostlarım..... Can arkadaşlarım.... Gurbetteki yiğit hemşehrilerim.....Gül yüzlü güzel insanlar.....
Sabahınız ve gününüz hayırlara vesile olsun. Bu gününüz ve gelecek günleriniz geçen günlerinizden daha hayırlı ve güzel olsun. Bugün CUMHURİYET BAYRAMI hepimize kutlu olsun.
Bugün Ahi Stadı’nda coşku dolu bir bayramı kutlamanın gurur ve mutluluğunu yaşadık hep birlikte. İşte herkesin arzuladığı bir bayramdı. Emeği geçenleri kutluyorum.
Devletimize ve milletimize hizmet edenlerden, onu bize emanet edenlerden Allah razı olsun.
Yüce Allah yurdumuzda düşman izi göstermesin. Birliğimizi, dirliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi bozmasın. Sağlıklı yaşayın... Huzurlu yaşayın...Hoş yaşayın....Hoşça yaşayın..
Herkese en kalbi saygılarımı sunuyorum efendim.
***
Her canlı yaratık, yavrusunu çok sever. Bunlar erkek olsun veya karşı cinsten olsun hep sevilirler.
Biz insanlar da evlatlarımızı çok severiz. Doğduğu gün kucağımıza alır, onları cinsiyet ayırımı yapmadan bağrımıza basarız. Anne ve baba olarak onlar için yapmayacağımız fedakârlık olamaz. Uğraşırız, didiniriz, çalışırız. Evlatlarımız büyüsün, iş, güç sahibi olsun, yuva kursunlar ve bizler gibi çoluk çocuk sahibi olsun isteriz.
Türlü sıkıntılarla büyüttüğümüz evlatlarımız gelişir, güzelleşir, olgunlaşır ve iş, güç sahibi olduktan sonra talipleri çoğalmaya başlar. "Başlar" dedik. Başlar, ama esas sıkıntı şimdi başlayacak!
Menekşe, zambak, çiğdem, lale ve diğer çiçekler gibi olan bu yavrularımızın kalplerinde en ufak bir kötülük yok, sadece düşündükleri hayırlı bir yuva kurmak. Bu yuva kurmaya erkek evlatlarımızda aynı şekilde dahildir.
Bilirsiniz ki bahar ve yaz aylarında her genç çocuk evlerinden çıkar, gerek iş yerlerine, gerekse evlerimizin ihtiyaçlarını görmeye giderler. Bunlar artık iş, güç sahibi olmuşlar veya talihsizlik diyelim herhangi bir işe girememişler evde bulunmaktadırlar. Evlenme çağına geldikleri için, artık talipleri çoğaldı. Sıcaklar son derece yakıcı... Herkes bir çiçek gibi temiz ve sade giyinmiş, görevine gidiyor. Bunlara artık boş durmak yakışmaz. Çünkü kalpleri sevgi ile dolu düşündükleri sadece çalışmak...
Erkek olsun, kız olsun etraftan sorulması gerekiyor. Soruldu. Ama boş durmayanlar var! Bunların tek bir görevi var. Ateş üzerinde bulunan kazana ellerini sürmüşler, on parmağı da kara! Bunları bir yerlere sürmeleri gerekiyor.
Pırlanta gibi yetişen, patiskadan daha beyaz, hümayn kumaşı olan çocuklarımıza bu kirli ellerin sürülüp, on parmağının izinin de çıkması gerekiyor.
Kıza talip var... Kader bu ya bunlardan birisine soruluyor. Bunların yapacağı tek bir şey var. İnsanlardan utanmaları yok, ama Allah'tan da korkmuyorlar. Taliplinin tarafına yaklaşıp işin içine gammaz sokuyorlar. Akşam sözü verilen kızın, sabah geri işi bozuluyor. Ne oldu da bozuldu? Kim- senin bu duruma söyleyeceği bir tek kelime yok. Nasip değilmiş! Nasibe hepimiz inanıyoruz. Gammaz sokmak niye?
Sevgi dolu kalpler birden kırılıyor, ümitler tükeniyor, anne ve baba elleri kafasının arasında bu işin neden olduğunu düşünüp duruyorlar. Bu insanlar neden Allah'tan korkmazlar? Niçin gençlerin ve ailelerin hayallerini yıkarlar acaba? Bunların yetiştirdiği veya yetişen çocukları yok mu? Yaptıkları düşmanca hareketin bedelini nerede ödeyecekler? Bunu sadece Allah bilir...
Geçmiş yıllarda tesadüf eseri tanık olduğum bir olayı aktarmak istiyorum. İki insan bir kişinin kızını soruyor. İyi talip oldukları her halinden belli adamın. Yalnız karşıda bir insan duruyor, çok yakından şahsen tanıyorum. Bu kişinin ne tiki var, ne de yüzünde bir seğirme... Adamın kaşı oynuyor, dudakları kıpırdıyor, gözünde bir tik oluşmuş. Hareketleri oldukça şaşırtıcı.
Yıllarca omzumun üzerinde taşıdığım kafanın o zaman ne kadar gereksiz olduğunu ve işe yaramadığını, oldukça tembel olduğunu anladım. Adamın hareketlerini bir türlü çözememiştim. Oysaki kendi kendime çok iyi problemler çözerim. Elimden geldiği kadar hiçbir işi de çözümsüz bırakmam. Daima tatlı bir şekilde çözerim. Bu kaş, göz oynatmasını çözememiştim. Sonradan anladım ki sorulan kızın alınmaması için tüyolar veriliyormuş.
Ah! Cahil kafam ah.
Koşun arabozanlar. Neden görevinizi tam yapmıyorsunuz? Bakın yaz mevsimi geçiyor. Birkaç gencin işini bozun ki birkaç gün iyi istirahat edersiniz.
Ellerinde hiçbir işi ve gücü olmayan bazı kimselerin, yapacağı bu işte. İçerisinde kalmış bulunan aşağılık duyguların ve sevimsizliklerini diğer insanların çocuklarından çıkarmak. İnananlar için bu dünyanın öbür dünyası da var. Orada bunun hesabını vermeyecek misiniz? Burada herkese gözdağı verip yahut da neme lazımcılıktan dolayı söylediğiniz ve yaptığınız hareketin sorumluluğundan kurtuldunuz. Ama yerin altını hiç düşünmüyor musunuz?
Seven iki gencin arasının bozulmasında "Arzın titrediğini" hiç mi duymadınız? Netice de her iki genç tarafından ta ki intihara kadar varacak hadiseler, anne ve babaların hayallerinin yıkılması, gençlerin toplum içerisinde boynu bükük kalması, işte karanlık ruhlu eli kara olan insanların eseridir.
Çiçeklerimize dokunmayın. Onları ne hallerle yetiştirdik. Topluma, insanlığa, devletine ve milletine hayırlı insanlar olsun diye yetiştirmeye çalıştık. Onları soldurmayın. Elinizin karasını kendi yüzlerinize vurarak bir aynaya bakın. İşte o zaman belki vicdanen yaptıklarınıza pişman olursunuz...
Anne ve babalarına itaat ederek yetişmiş olan bu çocukların, heveslerini kursaklarında koymayın. Elinizi vicdanınıza koyarak kimsenin çocuğu hakkında başkalarına bilinir ve bilinmez sözler söylemeyin. Yapacağınız kötülüğün karşılığını, güzel söylediğiniz dilleriniz tutularak, gören gözleriniz kör olarak, sizi kötülüğe zorlayan kalbinizin birden durarak ödersiniz.
Haydi, vicdan ve merhamete gelerek bütün ailelerin çocuklarına mutluluk ve saadetler dileyin. O zaman siz de huzura ereceksiniz. Çünkü yaptığınızdan dolayı huzursuz yaşıyorsunuz.
Tüm çiçeklere mutluluklar ve saadetler diliyorum.