Cumhuriyetimizin 100. yaşında Kırşehir Valiliği’nce tertip edilen "Fener Alayı" yürüyüşü ilimiz protokolü, gençlerimiz ve vatandaşlarımızın yoğun katılımı ile coşkuyla gerçekleştirildi.
Valilik önünden başlayıp Kalede sona eren Fener Alayına binlerce vatandaşımız marşlarla eşlik etti. Kalede İstiklal Marşımızın okunması ile sona eren etkinlikte ise bayrağımız göndere çekildi ve Zeybek oynandı.
Fener Alayının ardından Vali H. Mete Buhara ve eşi tarafından kabul töreni düzenlendi.
Kabul Töreninde bir konuşma yapan Vali H. Mete Buhara, şunları ifade etti:
“Konuşmama, Devletimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, Kurtuluş Savaşı’mızın eşsiz kahramanlarını ve bu vatan için toprağa düşmüş aziz şehitlerimizi rahmetle ve minnetle yad ederek başlamak istiyorum.Ruhları şad olsun.
“Değerli konuklar,Türk Milletinin Ötüken’den, Orta Asya’ya, Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan tarih sahnesindeki şanlı yolculuğu devam ediyor. Türklerin Anadolu’ya girişleri üzerinden bin yıllık bir zaman geçti. Malazgirt ile kapılarını bizlere açan Anadolu’da, Anadolu Selçuklu Devleti, Beylikler dönemi ve nihayetinde kurulan Osmanlı Devleti ile hüküm sürdük. Osmanlı Beyliği önce devlete, devamında da bu topraklardan aldığı kuvvetle koca bir imparatorluğa dönüştü. 3 kıtada at koşturduk. Bugün Osmanlı’dan ayrılarak devlet olmuş Asya’da, Avrupa’da ve Afrika’da toplam 40’dan fazla devlet var. Ünlü tarihçi İlber Ortaylı’nın tabiriyle imparatorluğun en uzun yüzyılı olarak ifade edilen 1800’lü yıllardan 1. Dünya savaşına doğru gelinirken Osmanlı’nın önlenemez gerilemesi durdurulamamıştır. Daha 1853 yılında Rus Çarı 1. Nikolay, art arda gelen savaşlarda sürekli toprak kaybeden ve ekonomik olarak zor durumda olan Osmanlı Devleti’ni "Kollarımız arasında hasta, ağır hasta bir adam var." diye tarif ediyordu. 1. Dünya Savaşı sonrasında savaş kaybedilmiş bu hasta adamı parça parça etmek için bütün sırtlanlar bir bir başımıza üşüşmüştü. İngiliz’i, Fransız’ı Ermenisi, Yunan’ı her biri hasta bildikleri bu adamın bedeninden bir parça koparmanın hesaplarıyla harekete geçmişlerdi. Bu durum kimileri için beklenen sonun ilanı olurken bir gurup vatanperver için ise yeniden doğuşun başlangıcı idi. Atalarımızın tabiriyle yiğit düştüğü yerden kalkacaktı.Ard arda gelen savaşlar ve imkansızlıklar sebebiyle Vatan topraklarında bedenler de, gönüller de yorgundu. Yoksulluk Anadolu’nun dört bir yanını bir örtü gibi sarmıştı. Böyle bir ortamda Samsun’a bir gemi yanaştı ve bu gemi Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Paşa’yı taşıyordu.Bütün bir Anadolu’yu ayağa kaldırmak, halkı milli mücadele etrafında birleştirmek için Anadolu’da geçen 223 gün, yani 7 ay 8 gün. Bu yolculukta Atatürk 21-26 Aralık tarihleri arasında Mucur, Hacıbektaş, Kırşehir Merkez ve Kamandan geçecek Kaman ve Beynam' üzerinden 27 Aralık'ta Dikmen sırtlarında Ankara’ya ulaştı.
“Milli Mücadele ve sonunda elde edilen bu eşsiz zaferin ardından 29 Ekim 1923 tarihinde “Cumhuriyet” ilan edildi. Bugün tarihi bir güne, asırlık bir yıl dönümüne daha tanıklık ediyoruz. Bugün Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde Türk Milletinin büyük bir vatanseverlik ve kahramanlıkla kazandığı İstiklal Mücadelesi sonrasında kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. kuruluş yıl dönümünü kutlamanın gurur ve coşkusunu yaşıyoruz. Geçen bir asırlık demokrasi yolculuğumuzda elbette zorluklar ve güçlükler ile de karşılaştık, ancak her şeye rağmen Türkiye Cumhuriyeti tarihi yolculuğuna devam etti. Cumhuriyetimiz bugün her zamankinden daha güçlü, daha kudretlidir. Bilim yuvaları üniversiteleriyle, her alanda üretim yapan fabrikalarıyla, ticaret ve fuar merkezleri ile, hava deniz ve kara ulaşım ağlarıyla, turizm tesisleri ile Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde savunma sanayimizde elde ettiğimiz büyük ve önemli başarılar ile her geçen gün biraz daha güçleniyor. Oyun kuran lider ülke olma özelliğimizi pekiştiriyoruz.
“Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, Türkiye Yüzyılında…
“Atatürk’ün hedef gösterdiği Muasır medeniyetler seviyesinin üzerine çıkabilmek için,
Bütün dünyanın parmakla gösterdiği, her alanda örnek bir refah ülkesi olabilmek için,
Prof. Dr. Tufan gündüz hocamızın Beklenen Türkler söyleminde ifade ettiği üzere kardeş ve dost coğrafyalarda, nerde kaldınız diye yolunuzu bekleyen mazlum ve mahsun gönüllere geldik yetiştik diyebilmek için,
“Dünya beşten büyüktür diyerek vicdan ve adaletten yoksun çarpık dünya düzenine karşı dik durabilmek için,
“Nazım Hikmetin deyimiyle…. Dörtnala gelip Uzak Asya'dan
“Akdeniz'e bir kısrak başı gibi uzanan bu memlekette… Anadolu’da sonsuza dek var olabilmek için…
“Arif Nihat Asya’nın Bayrak şiirinde.Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün Kızıllığında ısındığımız; Dağlardan çöllere düştüğümüz gün Gölgesine sığındığımız. Barışın güvercini, savaşın kartalı…
“Al bayrağımız altında hür ve bağımsız kalabilmek için,
“Cumhuriyet senden benden hepimizden gayret bekliyor.
“Kar kış demeden, el ele vererek, kol kola, gönül gönüle birlik ve dirlik içerisinde Cumhuriyetimizi daha da ileriye taşımak bizim sorumluluğumuzdadır. Sorumluluğunuzun farkındayız, başarmak için gereken güç ve kudret Atatürk’ün ifadesiyle damarlarımızdaki asil kanda mevcuttur. Nice yüzyıllar boyunca Cumhuriyetimizin kuruluş yıl dönümlerinin coşkuyla kutlanması dileklerimle. Yaşasın Ülkemiz, yaşasın Cumhuriyetimiz.”
“Cumhuriyetimizin 100. Yılı kutlamaları kapsamında ValiH. Mete Buhara ve eşi tarafından verilen Kabul Törenine şehit ailelerimiz, gaziler, ilimiz protokolü, değerli büyüklerimiz, engelli kardeşlerimiz, muhtarlarımız, meslek grupları, STK temsilcileri, hayırseverler ve sporcu gençlerimiz katıldı. (HABER MERKEZİ)