Şehrimizin altyapı çalışmalarından dolayı, ana caddelerde dolaşamayan emekli vatandaşların adeta buluşma yeri olan şehir meydanı ve Beğendik marketinin önü dünya siyasetinin tartışıldığı sanki bir halk arenası gibi. Her konuda her şeyi bilen sevgili hemşerilerimiz, belki de deşarj olabilecek tek toplantı yeri olarak burayı seçiyorlar.

Şehrimizin altyapı çalışmalarından dolayı, ana caddelerde dolaşamayan emekli vatandaşların adeta buluşma yeri olan şehir meydanı ve Beğendik marketinin önü dünya siyasetinin tartışıldığı sanki bir halk arenası gibi.
Her konuda her şeyi bilen sevgili hemşerilerimiz, belki de deşarj olabilecek tek toplantı yeri olarak burayı seçiyorlar. Her konuda fikir sahibi olanların yüksek sesle tartışmaları ve çözüm üretebilecek sözleri gerçekten dinlenebilir sohbetlerdir.
Genellikle emeklilerin oluşturduğu gurupların önemli konularından en başta gelen, bizzat hükümet tarafından yürütülen ve uzun zamandan beri emeklileri bir dipsiz beklenti içerisine sokan bankaların promosyon hikayesi. Ha geldi ha oldu derken dağ fare doğurdu ve bakanın açıklaması gırgır konusu oldu. Anlatılan hikâyeler, Nasrettin hocanınkinden hayli komik ve güldürücü.
İnsanlarda birbirilerine anlatacak başka konular olmadığı için, devlet yetkililerinin açıklamaları tam bir mizah konusu oluyor. Kırşehirli hemşerilerimiz kendi aralarında günlük sohbetler ederken elbette Türkiye’nin dış politika ve Ortadoğu olaylarına duyarsız davranmaları mümkün değil. Son zamanlarda arka arkaya gelen şehit haberleri, sohbet aralarında üzüntüyle anılmıyor değil. Fakat ülkenin varlığı ve devletin devamı için herhalde ölmekte gerekiyor. Belki önümüzdeki zamanlarda daha da fazla şehit haberleri duymaya hazırlıklı olalım. Ölmeyince var olunmuyor, öyle herkes kolay kolay vatan bağışlamıyor kendiliğinden.
Ha oldu ha olacak derken Türk askeri Musul kapılarına dayandı. Dayandı da bundan hayli rahatsız olan malum dostlar yine akrepsizleşmeye başladı ve hatta işi tehdide kadar dayandırdığı gibi birde kiralık katil tuttuğunu utanmadan yüzümüze söylemeye de hiçbir çekince de duymuyor. Bu adamlarda utanma, hayâ denen söylemin bir anlamı ve manası yok, olmamışta olmayacakta olamazda. Böyle bir anlayış ve davranış beklemek saftiriklik olur.
Adamlar, Haçlı Seferlerinin başlamasından zamanımıza kadar gelen sürede niyetlerini değiştirmemiş ve de değiştirmeyecek. İslâm’ın doğusundan şimdiye kadar, bir İslam düşmanlığı Vatikan’ın öncülüğü ile ve kışkırtmasıyla İslam dünyasını yok etme savaşı, İslam ülkelerini kan gölüne çevirerek devam ediyor.
Haritayı önünüze alın bir bakın, kuzey Afrika kıyılarında Asya’nın doğusuna kadar olan İslâm ülkelerinde kan gövdeyi götürüyor. Ölen de Müslüman, öldüren de Müslüman. Kullanılan silahlara bakın hep aynı menşeili yani Hıristiyan ülkelerinde üretilen silahlar. Adamlar bir taşla iki değil pek çok kuş vuruyorlar. Ama onların istediği değişiklikte olmayacak kusura bakmasınlar. Türk askeri, nerde Türk ve Müslüman varsa orada olacak ve de orada kalmaya devam edecektir.
Kadim dostlar söyleyemediklerini, bazı ökçesiz, güya kendini devlet adamı zannedenlere söyletiyor. Güya Irak’ın başkanıymış bir şeyler mırıldanıyor ağasının soba dibindeki sıcak minderinde, hadi oradan pis pisi. Sen daha pisiliği bile öğrenememişsin fare yakalayamayan tekire et vermezler. Sen sadece kukla olarak oralarda gezinirsin boğazında ağanın ipiyle. Sen önce kendi bağımsızlığını korumayı öğren, onun bunun küçüklüğünü yapma.
Musul’u kurtarma operasyonuna koalisyon güçleri olarak 60 ülkenin katılacağı söyleniyor. Birkaç gün içerisinde bu hareketin başlaması bekleniyor. Bu biraz abartılı geliyor bana. O bölgede yaşayan ve Ortadoğu’yu çok iyi bilen gazeteci arkadaşların anlattıklarına göre öyle abartıldığı gibi geniş bölgeye hâkim bir terör örgütü yok. Yalnız bazı Avrupa devletlerinin ve Coni’nin kendi kurduğu ve herkese her zaman yaslanabilecek birçok terör örgütünün olduğunu söylüyorlar.
Değişik inanç ve kültürlere sahip birçok gurupların olduğu ve otorite boşluğunda istifade eden ve yabancı güçlerin çıkarları doğrultusunda faaliyet gösteren ve hatta her aşiretin desteklediği terör guruplarından bahsediliyor. Bunların pek çoğunun aynı kaynaklardan beslendiği bilinen bir gerçek.
Türkiye’de Fetö kaynaklı ayaklanması da, istenilen projenin Türkiye ayağının bir kolu. Musul harekâtında önce Türkiye’nin aktif rol almaması için uzun zamandır yapılan planların boşa gitmesi, sözde müttefikimiz olan ülkeleri şaşkına çevirdi ve hatta şoke oldular. Bütün hazırlıkların tamam olduğunu düşünenler, halkın istikrarlı iradesi karşısında başka başka yöntemler kullanmaya hazırlandıkları elbette bilinip takip ediliyordur.
Musul’u kurtarma harekâtına elbette Türk askeri katılacaktır, kaybımız olmasın isteriz ama olursa da ne yapalım yaşam için ne yapılması lazımsa yapılacak. Şimdiden cephede bizler için savaşan ve canını feda etmeye hazır olan askerlerimize şimdiden başarılar dilerim, yolunuz açık gazanız mübarek olsun.