20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. 1989 yılında Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilen Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’nin yıl dönümünde, çocukların yaşama, eğitim, sağlık, barınma, korunma ve katılım gibi temel hakları bir kez daha hatırlatılıyor.
Türkiye genelinde olduğu gibi Kırşehir’de de çocuklar bu özel gün vesilesiyle kendi seslerini duyurmaya çalışıyor. Okullarda düzenlenen etkinliklerde çocuklar, “oyun hakkı”, “eğitim hakkı” ve “şiddetten korunma hakkı” gibi konuları kendi cümleleriyle ifade etti. Ancak bu yıl kutlamaların gölgesinde dikkat çeken bir gerçek var: çocukların karşı karşıya kaldığı sosyal riskler, suça sürüklenme oranlarındaki artış, yaşam hakkına yönelik tehditler ve öldürülen çocukların sayısındaki yükseliş.
Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2025 Dünya Çocuk Hakları Günü’nde açıkladığı verilere göre, 2024 yılı boyunca 202 bin 785 çocuk, suç işlediği iddiasıyla güvenlik birimlerine getirildi. Bu sayı, bir önceki yıla göre %13’lük bir artış anlamına geliyor. En sık karşılaşılan suç türleri arasında yaralama (%40,4), hırsızlık (%16,6) ve uyuşturucu ile ilgili suçlar (%8,2) yer alıyor. Bu tablo, çocukların korunmaya ne kadar çok ihtiyaç duyduğunu gösteriyor. Eğitimden uzaklaşma, yoksulluk, aile içi sorunlar ve sosyal destek eksikliği, çocukları riskli alanlara itiyor. Bazı çocuklar, suça karışmadan önce sadece oyun oynamak istiyordu.
Öte yandan, çocuk ölümleri de hâlâ ciddi bir toplumsal sorun olarak varlığını sürdürüyor. UNICEF’in 2025 raporuna göre, dünya genelinde beş yaş altı çocuk ölümleri 2023 yılında 4,8 milyona geriledi. Türkiye özelinde ise bebek ölüm hızı her 1.000 canlı doğumda yaklaşık 8,5 olarak kaydedildi. Bu oran, Avrupa Birliği ortalamasının yaklaşık iki katı.
En çarpıcı verilerden biri ise çocuk işçi ölümlerine ve cinayetlere dair. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin 2025 verilerine göre, yıl içinde en az 81 çocuk çalıştığı işyerlerinde hayatını kaybetti. Bu ölümler en çok tarım, inşaat ve geri dönüşüm sektörlerinde yaşandı. Denetimsizlik, güvencesizlik ve çocuk işçiliğinin “ucuz iş gücü” olarak görülmesi, bu ölümlerin temel nedenleri arasında yer alıyor.
Bununla birlikte, çeşitli medya raporlarına göre 2025’in ilk 10 ayında Türkiye’de öldürülen çocuk sayısı en az 100’ü geçti. Bu ölümler arasında aile içi şiddet, silahlı çatışmalar, ihmaller ve organize suç bağlantılı cinayetler yer alıyor. Özellikle büyükşehirlerde sokakta yaşayan veya çalıştırılan çocuklar, hem fiziksel şiddet hem de ölüm riskiyle karşı karşıya kalıyor. Bu durum, çocukların yaşam hakkının sistematik biçimde ihlal edildiğini gösteriyor.
Çocuk Vakfı tarafından yayımlanan 2025 Türkiye Bildirisi’nde, çocukların kötü koşullarda çalıştırılması, savaş ve yoksulluk gibi nedenlerle haklarının ihlal edildiği vurgulandı. Bildiride, “Çocuk ile suçu yan yana koyan kuramsal çalışmaların ötesine geçilmeli; çocukluk, korunması gereken bir haktır” denildi. Bu ifade, çocukların yalnızca bireysel değil, toplumsal olarak da korunması gerektiğini hatırlatıyor. Çocukluk, sadece bir dönem değil; korunması gereken bir yaşam hakkıdır. Bu gün, çocuklara değil, onları korumakla yükümlü olanlara sorumluluk yükleyen bir gündür.
Dünya Çocuk Hakları Günü, sadece bir kutlama değil; çocukların sesini duyurma, haklarını savunma ve geleceğe umutla bakmalarını sağlama günüdür. Her çocuk, eşitlik, güvenlik ve gelecek hakkına sahiptir. Bu haklar, yalnızca sözleşmelerde değil, yaşamın her alanında yaşatılmalıdır. Çünkü çocuklar haklarını değil, hayatlarını kaybediyor.





