Kırşehir’de cılkını çıkarmak terimi, atasözü niteliğinde bir deyimdir. Cılk olmak yahut cılk çıkmak, bozulan yumurta için söylenir.

Kırşehir’de cılkını çıkarmak terimi, atasözü niteliğinde bir deyimdir.
Cılk olmak yahut cılk çıkmak, bozulan yumurta için söylenir. Gurk yatırılan tavuğun altına konan ve civciv vermeyen yumurtalar için cılk çıktı gibi. Bunun suçlusu tavuğa yüklense de, horozun tembelliği ve uykuya yatarak tavuğu ihmal etmesinden kaynaklanır.
Öyle veya böyle kokuşmuşluğun bir argo tarifidir. Türkiye’de son olaylar tam da bu tarife uyan gelişmeler sergiliyor. Devlet mekanizmalarına sızan, militanizm yapılı şahısları temizlemeye çalışırken bu işin cılkını çıkardık.
Düne kadar önünde diz çökülüp eli öpülen ve ne olduğu belli olmayan tahsilsiz ve yetişip geldiği kültürün ne olduğu bilinen şahsın, Türkiye’nin başına ördüğü çorabın yumak ucunu dahi bulamadık ve de bulunamaz. Bulunmaz, çünkü bu işi çöz ve bul dediğimiz hakim de aynı örgütün üyesi, peki nasıl çözülecek mümkün değil.
Evet, bu FETÖ denen şahıs dünyanın en zeki insanlardan biridir. Fakat nasıl bir zekaya sahip olursa olsun bir destekçisi olmadan tek başına bu geniş ağ örgütünü kuramaz. Dini duyguları öne çıkarıp dünyada 150´den fazla ülkede faaliyet göstererek eğitim tesisleri kur, bunları finansa et, tek merkezden idare et ve faaliyet gösterdiği ülkelerde yetişen talebeleri kilit noktalara ve hatta en üst düzey yönetime yerleştir, bunlar tek başına bir kişinin yapabileceği bir iş değildir.
Geri planda, bu ve buna benzer örgütlerin kimlerin beslediği, Türkiye üzerine kimlerin kışkırttığı belli.
Kimler hangi örgütü beslerse beslesin, eğer içeride destek almaz ise yaşama şansı olamaz. Türkiye aleyhine çalışan örgütlere bakın, hepsinin dış bağlantısı Avrupa ülkeleri, sağı solu hiç fark etmez, yeter ki Türkiye’ye küfür et yardımı gör.
Bu ülkelerin hemen hemen hepsinin de Türkiye ile herhangi bir şekilde anlaşmaları var, bir de beraber hareket etmek koşuluyla NATO birliğinde beraberiz. (Bu anlaşmanın da artık geçerliliği ve önemi kalmadı ya). Dünya haritasını alın önünüze bir bakın, Avrupa ülkelerinin mandası ve sömürgesi olmayan yer yok.
Çöküyorlar fakir ve zayıf ülkelerin dimağına, ekonomik güçlerini de kullanarak daha olmaz ise kuruyorlar bir örgüt, adına da özgürlük mücadelesi veren gurup olarak bilmeyene lanse ediyorlar ve başlıyor biyolojik mücadele, yani katliam.
Kendi komşusunu, kendi kardeşini diğerine öldürtülüyor. Tabi bahane belli, din ve mezhep. Şu anda en geçerli bahane bu. Güya yönetici veya bir lider yaratıyor koyuyorlar cebine bir Avrupa pasaportu haydi başlayın bakalım. En ağır silahları veriyorlar ve başlıyorlar boğazlama oyunu. Kan gövdeyi götürüyor.
Son yüzyılda hedef Müslüman ülkeler, tabi birinci hedef Türkiye. Eğitiyorlar veriyorlar ellerine silahı, hadi bakalım aslanım git şunu öldür gel. Sapancının katilini verdiler mi. Adamlar devşirme bir ülke olan Belçika’da istediği gibi yaşıyor. Türkiye’de yapılan ve kandilin uzantısı olan, olan değil resmen mecliste temsilcisi olan güya vekil operasyonunda hemen sonra, Avrupa’da eli boş bir kaç tane destekçinin, Meclise gelmeyen veya gelemeyen HDP vekillerinin yerlerine oturmasına müsaade edilmesi, bağımsız bir ülkenin iç işlerine karışmaktan başka bir şey değildir. Bunun herhangi bir şekilde önlenmesi gerekirdi.
Papazın fikri ne ise zikri de odur. Adamlar yasa tanımıyor, toplantıyı başkentin Ankara olmasına rağmen gidip Diyarbakır’da yapıyor. Türkiye Cumhuriyeti de buna göz yumacak, o… hadi oradan.
FETO olayı da buna benzer sürece girdi. Benim kuşkularım var, ABD FETO’yu vermek istemiyor ve de vermeyecek. İşin garip tarafı da Türkiye de almak istemiyor. Her iki tarafta ipe un seriyor. Bu yazının yazıldığı sıralarda ABD´de başkanlık seçimi vardı ve Trump kazandı, Sayın Cumhurbaşkanının yapısına yakın bir kimse olarak görünüyor.
Cumhurbaşkanı Trump’ı ikna edip FETO’yu alabilir. ABD 52 eyalette oluşan karmaşık bir idare sistemiyle yöneltilen çete memleket. Bu eyaletlerin bir kısmında idam cezası yok. Eğer başka ülkelerde idam cezası istenilen kimse o eyaletlerde bulunuyorsa iade etme veya alınma şansı yok demektir.
Alınan bilgilere göre FETOCUK bu eyaletlerden birine nakledilmiş. Eh bizim hükümetimiz de zaten FETÖCÜĞÜN Türkiye´ye gelmesini istemiyor, al bir karar koy idam cezasını sonra da “biz alacaktık ya onlar idam cezası var!” diye vermiyorlar, ne şiş yansın nede kebap!
ABD yapılan yeni seçimden sonra siyasetinin değişeceğini hiç zannetmiyorum. Savaşlar yine devam edecek, FETO iade edilmeyecek, Türkiye yine hedef tahtasında olacak ve de hiç bir zaman inmeyecek.