CEMAL Altunsaray’ın geçmişini anlatmadan önce sizlere bu yaptığım röportajın ayrıntılarını anlatacağım.
Şuanda sosyal medya hesaplarının en yaygını olan Facebook’ta dolanırken, eski Kırşehirspor resimlerine bakmayı ve tarihini çok seviyorum.
Bizler “Kırşehir Çiğdem” olarak hiçbir gazetecinin aklına gelmeyecek olan eski futbolcuları günümüze bizler getiriyoruz. Hal böyle olunca Facebook’ta eski Kırşehir resimlerini gezerken Kırşehirsporresimlerine denk geldim ve orada Cemal Altunsaray’ın oğlu Ali Altunsaray’ın paylaştığı resimleri gördüm.
Gördüğüm ilk dakika Ali abiyi ekledim ve kendimi tanıttıktan sonra “Kırşehir Çiğdem” gazetesi olarak böyle bir haber yapalım diye kendisine temenni de bulundum. Sağolsun Ali Abi de “Tabiki yap ama, yaparken şu ayrıntıya dikkat et, uzun yıllar bu memlekete hizmet eden biri kaderine terk edilmiş durumda” deyince inanın kaynar sular kafamdan aşağı döküldü ve çok üzüldüm.
Ali Abinin vesilesiyle Cemal hocamızın evini buldum ve kapısını çaldım. Kalbim küt küt atıyor. Bu kadar senedir hiç kapısı çalınmamış bir adamın evinde gittiğimde beni nasıl karşılayacaklar diye kendi kendime soruyorum. Ama benim geleceklerimden haberleri varmış ve kapıyı açtıklarında “hoş geldin Salih!” diye kapıyı kızı açtı.
Eve girdim ve Cemal hocamızın elini öptüm. Kendisi biraz rahatsız olduğundan fazla sohbet edemedik ama bu işe yeni girmiş biri gibi çok heyecanlıyım.
Resmen dilimin bağı çözüldü. Nereden başlayacağımı, ne soracağımı bir an unuttum ve Cemal hocam bana, bende Cemal hocaya bakıyorum. Ama kızlarının ve eşinin de bana baktığından haberim yok.
İlk olarak heyecanımı yatıştırmak amacıyla “eski resimleriniz nerede?” diye sordum ve resimler önüme geldi.
Her fotoğraf tarih kokuyor ve bugünlerdeki gibi son model makineler ile çekilmemiş siyah-beyaz resimler…
Fotoğraflara baktım sonra tek tek sorularımı sordum, hasta durumda bile olsa hatırlandığının farkına vardı ve bana sorduğum sorularının cevaplarını tek tek verdi.
Gerçekten Kırşehirspor hariç hiçbir kulüpte hizmet etmemiş birine en azından ahde vefa örneği sergileyerek bir geçmiş olsun bir kapısını çalıp acı kahvesini içerler.
Şahsım adına böyle bir olay karşısında Cemal hocamıza yapılan bu yanlış karşısında çok üzüldüm. İki kuruşluk menfaat için her türlü ayak oyunlarını sergileyen, kırk takla atan insanları görünce Cemal hoca gibiler adına üzüldüm doğrusu…
Düşünün yıllarca Kırşehirspor’a hizmet etmiş, her türlü ezayı ve vefayı çekmiş, çocuklarıyla birlikte bu takımdan beş kuruş bile almadan futbol oynayan ve hocalık yapan bir adam bugün hatırlanmıyor ne yazık ki…
Gel de bu adama teşekkür etme.
Ama insanlarımız çok vefasız. Bunu bir kez daha anladım. Herkes iyi gün dostu. İyi gününde yanında, zor gününde uzak. Ahde vefa hiç yok. İnsanlarımız bencilleşmiş, hepsi günü kurtarma peşinde.
Seneler sonra Kırşehirspor ile ilgilenen birinin kapısını çalması kendisini çok mutlu etmiş olması gerek ve hasta yatağında beni görünce dimdik duran “Pilli Cemal” ağabeyimizin duygu düşüncelerini alırken Kırşehir adtına üzülmedim desem yanlış olmasa gerek.
Demek ki böyle oluyormuş hayat…
Benim de böyle vefasızlıklardan ders çıkartmam lazım dedim kendi kendime...
Yaptığım işi bilen bilir. Kırşehirspor’un ve Kırşehir’deki tüm spor faaliyetlerini duyurmak adına yıllardır gece gündüz, soğuk, sıcak, yaz kış demeden sahalarda ve salonlardayım. Binlerce, onbinlerce fotoğraf çekiyorum. Nice futbolcuları, teknik direktörleri ve futbolcuları haber yaptım. Onların boy boy resimlerini gazetemizde ve sosyal medyada haber yapıp paylaştım. Amacım Kırşehir’de spora bir nebze olsun katkıda bulunmak.
Ama bütün bunları yaparken, çok vefasızları da gördüm, yaşadım.
Zaman zaman gazetemizin koordinatörü ağabeyim Salih Güner’in beni bu konuda çok eleştirdiğini ve kızdığını hatırlıyorum. Ne diyordu Salih Ağabeyim “Oğlum sen bunları bu kadar göklere çıkartma. Onlar bugün iyi yazdığın için senin yanındalar. Yarın bir ufacık bir eleştiride senin karşında olurlar, seni görmezden, tanımazdan gelirler. Yapma bu kadar… İnsanları bu kadar değer verme. Onlar bugün seni işinden dolayı yanındalar, yarın hepsi karşında olurlar. Onlar senin sırtında geçiniyorlar, makam ve mevkii sahibi oluyorlar…”
İnsanların gözünü para ve makam hırsı almış. Kırşehirspor’u kişisel ve maddi çıkar aracı olarak kullanıyor, buna kimse bir ses çıkartmıyor. Çünkü gün menfaat ve yalakaların günü olmuş. Onlar Kırşehir’i çiftlik olarak görüyor ve atını oynatıyor.
Zaman Salih Ağbiyi hep haklı çıkartı ne yazık ki…
Şurasını hatırlatayım ki bugün Kırşehirspor’da görev yapanlar da yarın unutulanlar arasına katılacak ve onlar da ahde vefadan bahsedecekler.
O zaman onlara da birileri çıkıp kendilerinin ahde vefa gösterip göstermediklerini soracaklar ve o zaman onlar da sanırım verecek cevap bulamayacaklardır.
İşte bugün tıpkı benim gibi vefasızlıklar karşısında üzüntülerini beyan eden Cemal Altunsaray, nam-ı diğer “Pilli Cemal” ağabeyimiz gibi…
Evet Cemal Ağbi hasta yatağında beni evinde kabul ederek, hasta yatağından kalkarak benimle resim bile çekindi.
Artık sözlerimi fazla uzatmak istemiyorum. Çünkü ne desek boş.
Vefasızlıktan bahsediyoruz, kim duyar, ilgisizlikten bahsediyoruz kim işitir ki.. Ama böyle adamlar Kırşehir’e bir daha zor gelir.
Şuan bile para için bir çok kişiler takımlarını ve memleketlerini bile terk edip giderken, bu adam senelerini ve ömrünü Kırşehirspor’a vermiş…
Allah senden razı olsun Cemal hocam. Ömrün uzun olsun.
(Salih HANÇER)