Halk oylamasında Kırşehir’de anayasa değişikliğine “Evet” diyerek iktidar partisinin istediği değişikliğe destek verdi. Herkesin bu değişikliğe demokratik çerçevesinde saygı göstermesi gerekir.

Halk oylamasında Kırşehir’de anayasa değişikliğine “Evet” diyerek iktidar partisinin istediği değişikliğe destek verdi.
Herkesin bu değişikliğe demokratik çerçevesinde saygı göstermesi gerekir. Herhangi bir olay olmadan ve hiç bir müdahale olmadan Kırşehirliler tercihini yaptı. Bundan sonra daha istikrarlı ve sorunsuz kararlar alınır ve Türkiye’de uluslararası ortamda daha saygın bir yere gelir.
Temennimiz odur. Kırşehir’de başarının mimarı, il teşkilatı ve özel idarenin halka götürdüğü hizmetin büyük rolü olduğu unutulmamalı. Hepsini tebrik etmek gerekir.
Türkiye halkı büyük bir sınav verdi. Değiştirilmek istenen anayasa referandumunun içeriğini bilmese de, kendisine yapılan küfürlü hakaretlerin cevabını gayet medeni bir şekilde küfür edenin suratına, küfürden daha ağır bir şekilde yargı yolu ile verilmesini istiyor ve bu gereklidir.
Referandumun “Evet” veya “Hayır” propagandasını, bir kaç cılız ve ne söylediği anlaşılmayan kişiler tarafında halka anlatılmaya çalışılmasından ziyade medeni bir şekilde halkın sandığa gitmesi sevindirici bir davranış oldu.
“Evet”çi hükümet yetkililerinden sadece Cumhurbaşkanının bütün imkânlarını seferber ederek adeta tek başına zafer kazandı.
“Evet”çi cenahın ikinci konuşmacısı Başbakanın ne dediğini zaten kimse anlamadı. Dünyada emsali görülmeyen ve görülmesi mümkün olmayan bir başbakan tanıdı, makamının iptal edilmesini sanki çocuklar gibi sevinerek istemesi, hak edemeyeceği ve zoraki orada tutulduğu imajı verdi, gerçekten çok enteresan.
Başarının tek temsilcisi olarak Reisicumhur var gücüyle meydanlarda ter döktü. Meydanlarda ve özel toplantılarda, halkın namusuna aynı kendini bilmezler küfür eden hayâsızların cezasını anında vermiş olsaydı sayın cumhurbaşkanı, açık farkla istediğini alırdı. Yapmadı, yapamadı. Yalnız şunu da bir köşeye not etsin. Ağa maraba yöntemiyle halkı yönlendirmenin artık mümkün olmadığını ve olamayacağını öğrenmiş oldu zannedersem.
Halka ana, avrat küfür eden ve halkın arasına nifak sokan o hayâsız kimsenin cezasının ne ve nasıl olacağını (onun tabiri ile) cevabını halk bekliyor en kısa zamanda. Memleketi babasının çiftliği gibi görmenin ve Türkiye’yi dağ başı zannedenlerin cezasız kalmaması gerekir. Sayın Reisicumhurun müdahalesi ile beraber, bu işe de mangal yürekli ve vatansever savcı ve hâkimlerin var olduğunu düşünerek bekliyor toplum.
“Hayır”cı tarafa gelince, kerameti kendilerinde zannederek halka tepeden bakan siyasetçilerin artık kabul görmediği ve de görmeyeceğini öğrenmiş oldular.
“Hayır”cı cenahta canla başla çalışan birkaç kişi vardı. Deniz Baykal bir demokrasi savaşçısı gibi mücadele etti. Kılıçdaroğlu CHP’nin kemikleşmiş seçmenine anlatabildiği kadar çalıştı, fakat başarılı olamadı.
Yalnız Meral Akşener ve diğer “hayır”cıların başarısızlığı, siyasi hayatlarının da sonunun geldiğini gösterir gibi.
Devletin dış politikası ve bilhassa Suriye batağına bulaşması gibi hitabeler, “hayır”cıların kantarını aşağıya çekmeye yetmedi.
Dünyanın sonu değil, bundan sonra bozulan ekonomi ve dış politikadaki yanlışlıklar en kısa zamanda telafi edilir ve TL dünya borsasında atağa geçer. Hayat pahalılığı bir müddet daha devam eder, emekliler yine sürünmesini sürdürürken, kontrolsüz piyasa vurguncuları renk değiştirerek yollarına engel çıkarttırmazlar.
Ağustostan sonra hayatın biraz daha zor olacağını herkesin düşünmesi ve bilmesi gerekir. Bundan sonra iyi bir kadro ile başkanın vereceği kararlar daha sağlıklı olur.
Temennimiz odur, Türk halkı belki hiç tanımadığı bir sisteme devam kararı verirken, beklentilerinin yüksek olmasından dolayı inşallah hayal kırıklığı yaşamaz.