Kırşehirli yazar Ömer Tutsun, Kırşehir Ulupınar köyünde doğup, büyüdü. Türkçe öğretmenliğinden emekli olan yazar Ömer Tutsun emekli olmadan önce yazdığı ve dosyada tuttuğu eserleri, romanlarını pandemi döneminde Kadran yayınevine sundu. Kitapları pandemi döneminde basılmaya başlayan yazar Tutsun şu anda on bir tane romanı olduğunu belirtti.
“Eserlerimi yazarken altı ay yalnız kalıyorum”
Yazar Tutsun genellikle yılın altı ayını yazdığı bir esere ayırdığını belirterek: “ Bu altı ay süresince genellikle dünyadan bağımı koparıyorum. Bağ evim var. Orada kapanırım. Kitap bitene kadar, eşim dışında kimseyle, telefonla da konuşmam. Çünkü iletişim kanallarım açık olduğu zaman, kitaba olan konsantrasyonum azalıyor ve bu haliyle kitabın başarısını düşürüyor. “ dedi.
Her romanında Kırşehir’i anlatıyor…
Roman nerede geçerse geçsin, illa ki Kırşehir’le bir bağlantı kurmaya çalışıyorum diyen Tutsun: “Mesela ilk eserim Almila. Bin dokuz yüz onlu yıllarda Kırgızistan'da geçiyor. Düşündüm acaba Kırşehir'i nasıl bu işe bağlayabilirim diye. Ana kahramanıma gece rüya gösterdim. Yunus Emre'ye ve Ahi Evran'a, Cacabeye getirerek burada onu o şekilde gezdirip, Kırşehir'in bu şekilde reklamını yapmaya çalışıyorum.” şeklinde konuştu. Ayrıca kitaplarının türünde polisiye, hikaye, bilim kurgu, tasavvuf, aşk ... olarak tanımladı.
Kırşehirli yazarlar Kırşehir’e sahip çıkmıyor!
Yazar Tutsun edebiyat dünyasında Kırşehirli yazarların çıktığını ama hiçbirinin genellikle Kırşehir'in tanıtmana yeterli derecede önem vermediklerini düşündüğünü söyledi. Tutsun kendini motive ederek, her romanında Kırşehir’in milli manevi değerlerini, kültürünü, insanlarını, çekilen sıkıntıları, geçmişteki Anadolu medeniyetinin oluşmasında Kırşehir’in etkisi nelerdi? gibi sorulara yer vermeye çalıştığını açıkladı. Tutsun sözlerine şu şekilde devam etti: “ Sizlere kitaplarımdan bahsedeyim. Ben Yunus Emre'yi yeniden, daha önce yayınlanmış eserler bir kenara bırakarak yeniden ele aldım. Yunus Emre'nin yanında Ahi Evran, Aşık Paşa, Ahmedi Gülşehir, Cacabey, Şeyh Edebali'nin künyesinde der ki, Kırşehir İnanç Köyü doğumlu der. Bu pek kaynaklarda geçmiyor. O da Kırşehirlidir. Hacı Bektaş da bizim Kırşehirlidir. Yunus Emre'nin hocası olan yine Taptuk Emre'de Kırşehir'e çok yakındır. Ben bunlara yeri verirken romanlaştırdım ve ilgi çeksin diye işte şiirler serpiştirdim içine. Bu şekilde ağırlık edebi olsa da, milli manevi değerlerimiz, Kırşehir’imizin değerleri, bir de öğretmen olmamın verdiği heyecanla şuna yer vermeye çalışıyorum. Mesela ben on bir eserimde de baştan sona tüm kelimelerimi ve cümlelerimi ben cımbızlayarak oluşturuyorum. Çünkü öğretmenim ve bir babayım. Bir öğrencim ya da benim çocuklarım bu kitabı okuduğunda, Ömer Tutsun bunu nasıl düşünebilmiş diye akıllarından geçirmesinler diye bile kelime kelime cümle cümle hiçbir şekilde bizim değerlerimize ters düşecek hiçbir şeye yer vermemeye çalışıyorum.”
Yazmaya küçük yaşlarda başladı…
Ömer Tutsun aslında yazarlığa çok küçük yaşlarda başladı. Ortaokul ikinci sınıfta yıllık ödev için yazdığı kompozisyon ile yazarlığa ilk adımı attı. “Ali Dayı” isimli hikâye kitabı ile başlayan yolculuğu okuldaki Özgül öğretmeninin desteği ile büyüdü. Ve bir de küçük yaşına rağmen hala sakladığı şiir kitabını yazmış oldu. Öğrencilik ve öğretmenlik döneminde çocuklarına yazdığı hikayeleri okuduğunu ve hazır hikaye okumadığını, sözün unutulacağını ve yazının kalıcı olduğunu, yazma yeteneğinindi olması gerektiğini ifade etti.
Kırşehirliler, Kırşehirli yazarlara sahip çıkıyor mu?
Tutsun Kırşehir hakkında kötü bir söz söylemediğini ve il dışı fuarlara her zaman gittiğini, ancak Kırşehirliler kadar kitaplara ve fuara ilgi duyulmadığını açıkladı. Kırşehir de kurulmuş olan fuar içinde Kırşehirlilerin şanslı olduğunu söyleyen Tutsun: “ Hemen hemen yılda iki kez fuar düzenleniyor. Geniş kapsamlı yayınevlerinin katılım sağladığı bu fuarlar büyük bir avantaj. Çünkü kitap satışları internet sitelerinde çok daha yüksek ve kargo fiyatları nerdeyse kitap fiyatları kadar. Hatta daha fazla. Kırşehir’de bu şekilde bir fırsat varken yazar ve yayınevleri gelmişken bunun kesinlikle değerlendirilmesi lazım. Kırşehirli öğrencilerin de kitaplara ilgisi oldukça fazla. ” diyerek sözlerine son verdi.
