BUNA KADER DENMEZ

Sosyal medyada daha önce gördüğüm bir haritayı bir paylaşımda tekrar gördüm. Bir Kırşehir’li hemşerim paylaşmış. Çok önemli gördüğüm için, konu ile ilgili birkaç sözcük de ben söylemek istedim. Aslında konuya daha önceleri bir Facebook paylaşımımda değinmiştim. Ama konunun Kırşehir için çok önemli olduğunu düşündüğümden tekrar gündeme taşımak istedim. Konu Türkiye’de gelişim gösteren tren yolları ile ilgilidir. İlimiz Ankara, Aksaray, Yozgat, Kırıkkale, Nevşehir illeri ile sınır komşularıdır. Kayseri ile de daha yakın olmasından dolayı ticari ve sosyal ilişkisi vardır. Bütün bu saydığım illerimizde tren yolu vardır da, bu illerin tam ortasında kalan ve ulaşımda büyük kolaylıklar sağlayacak olan Kırşehir’de niye yoktur? Bu soru belki yüzlerce kez, yüzlerce kişi tarafından sorulmuştur. Yanıtı da mutlaka eğilip bükülerek, doğru ya da yanlış verilmiştir. Çoğumuzda bu iş Kırşehir’in kaderi demişizdir. Ben ise olaya arka pencereden bakmak istiyorum.

Has bir Kırşehir çocuğuyum. Köyünde doğdum, merkezinde büyüdüm, okullarında okudum, çalıştım. Nerdeyse her sokağında ayak izlerim, yüzlerce öğrencilerimde emeklerim vardır. Baba ocağıma da büyük bir sevgim ve de özlemim vardır. Çeşitli nedenlerle yurtiçi gezmelerimizde birçok şehrin gelişmişliğini görüp ah ederim. Tarihi M.Ö 3000 yıllarına dayanan şehrimiz, tarihi boyunca hep ötelenen, itelenen, unutulan, tabir caiz ise dayak yiyen bir şehir olmuştur. Gelişme potansiyeli var iken yerinde saydırılmıştır.

Özellikle 1950 ve sonrasında nerdeyse tüm hükûmetler Kırşehir’e üvey evlat muamelesi yapmıştır. Bunun mutlaka siyasi boyutu vardır. “Siz oy vermezseniz, hizmette yoktur.” Düşüncesi hep süregelmiştir. Ama ilimizin muhalif tavrı olsa da, her seçimde iktidarlara da milletvekili vermiştir. Benim arka pencereden bakmak istiyorum sözlerimin anlamı da burada işte. Bu vekiller bu güne kadar ne hizmet verdiler, nereye nasıl bir çivi çaktılar, bir bilen gören varsa söylesin. Şeker fabrikamız satıldı, sesleri duyulmadı. Kırşehir maden arama ile delik deşik edilecek, onların sesleri duyulmuyor. Belediye ve demokratik kitle örgütlerinin ve bir vekilin çabası nereye kadar gidecek.

Bu kader değildir, beceriksizliktir. Zaman içinde gördük ki; bir vekil çıkıp tek başına bir parti gibi muhalefet yapıyordu. Bunun az da olsa Bölükbaşı gibi, Kamer Genç gibi örneklerini gördük. Biz Kırşehir olarak yıllardan beri her hükümete milletvekili verdik ama hiç yararlarını göremedik.

Günümüzde Ankara-İstanbul, Ankara-Konya, Ankara-Sivas, Ankara- İzmir hızlı tren yolları yapıldı, yapılıyor, yapılacakta. Ancak yukarda anlattığım haritayı gözünüzün önüne getirin ve bir düşünün bakalım. Tren hattı yapılmasının en uygun olduğu yerlerden biri olduğunu göreceksiniz. İşte burada devlet bize ceza verircesine hatları kenarlardan geçirip; ”Oy yoksa yol da yok diyor.” Uyan Kırşehir uyan, maden arama olayında gösterdiğiniz yasal, vicdani ve bilinçli tepkilerimizi tren konusunda da göstermemiz gerekir.

Bu şehir bizim, bu topraklarda dedelerimiz, babalarımız yatmaktadır. Mezarlıklarımızda onların mis kokularını duyuyoruz. Onlar bize yemyeşil bir köy şehir bırakmışlardı. Bıraktıklarına sahip çıkıp yaşanılası bir şehir olması için hep birlikte çaba gösterelim.

Kırşehir’imizin tren yolu, havaalanı, çevre yolu, fabrikalar gibi önemli hizmetlerden yoksun bırakılması bir kader değil, beceriksizlik, ilgisizlik, biatçılık ve nemelazımcılıktır. Esen kalın hemşerilerim.