Bükülemeyen bilek öpülmeli değil, yalanabildiği kadar yalanmalı

1 KASIM seçimleri geride kaldı. Türkiye’de Ak Parti yeniden tek başına hükümet kuracak çoğunluğu yakaladı.


Türkiye, yeni devre ayakbastı eski ekipleriyle. Üç seçim devresiyle üstün bir başarı grafiği çizerek dördüncü defa yine göreve devam kararını halk toleranssız aynı kararlılıkla AKP´yi yönetime davet etti. Bundan sonra iktidar partisi ne yapması gerektiğini her halde daha iyi bilenlerdendir. Çıraklık, kalfalık devresi hikâyeleri artık kabul görmez. Yandaş ve adam kayırmayı bırakıp bütün Türkiye’nin iktidarı olduğunu icraatlarıyla ispatlaması lazım.
Seçim propagandası sırasında verilen vaatler tutulmaz ise başka bir seçimde kandıracak topluluk bulamaz. AKP´nin işi kolay değil fakat 13 senedir tek parti olarak iktidarda kalmanın avantajlarını kullanarak Türkiye’nin darbe alan ekonomisini rayına oturtacağına inanmak istiyor halk, inşallah başarırlar. Beklentimizde odur. İşlerinin pek te kolay olmadığını kendileri de biliyor olmalılar.
AKP´yi gerek Kırşehir’de, gerekse Türkiye’de iktidara taşıyan oyların yükselişinde, kadın kollarının başarılı çalışmaları göz ardı edilemez. İyi organize edilen yaşın günleri ve kadınların ev toplantılarındaki ikna etme ve sempatizan toplama görevlerini aralıksız yürüten gurupların başarısını görmemek, bakar körlükten başka bir şey değildir. Arı gibi çalışan bu kadınları tebrik etmek lazım. Muhtarlarında katkısını unutmamak gerek.
Yalnız çok önemli olan ve AKP´yi iktidara taşıyan dört ittifak gurubunu, Recep Tayyip Erdoğan ve Davutoğlu, çiçeklerle CHP, HDP, MHP ve PKK mezarlığını ziyaret etsinler. İktidara taşınmalarının en büyük destekçileri bu dörtlü koalisyon. Bilhassa kendilerini büyük olarak gören iki partinin Fatiha’sını AKP okuyacak, bunda da bir hayır vardır. Hani Bahçeli sık sık söylüyordu ya. Bir şey çıkacağından ümidimiz yok ya onlarından avuntu oyuncağı gizemli laflar galiba.
Dış politikaya gelince. Türkiye için hayati bir önem taşıyan komşu ilişkileri çok önemli. Davranışlarıyla pek güven vermeyen İran’la arayı sıcak tutmak gerekir, kışın ortasında doğal gazın kesilme riski olmaması için. Dışa bağımlı enerji kaynakları ile açığı kapatmanın cezası inşallah halka fatura edilmez.
1. Suriye konusu en kısa zamanda olmasa bile, barışma yollarının ilk adımının Türkiye tarafından atılması memlekete çok faydalı ve can suyu yerine geçer. Özür dilenecekse dilenmeli bir şey kaybedilmez. Artık halk alıştı, nasıl olsa sizi herkes kandırıyor Suriye olayında da bizi kandırdılar dersiniz, (ben hükümetimin kandırılması ifadesine katılmıyorum, yanlış yönlendirildik daha yakışır bir ifade herhalde)hatta emekliliği yaklaşmış bir kaç görevliyi, hükümeti yanlış yönlendirdiniz diye öne atarak emekliye sevk edersiniz, olay yarımda olsa atlatılmış olur ve tatlıya bağlanır ümidindeyim, en azından şimdilik.
2. Devlet mekanizması içerisinde bazı sülükleri ve halka küfür ederek devleti soymaya devam edenlerin önlerini kesmeli. (Bu da biraz zor çünkü sermayenin desteklemediği hiç bir siyasi parti iktidara gelemez)
3. Yanlış yapan ve yalakalık yapan idarecileri, en üst düzeyden en alt mevkilere kadar kim olursa olsun görevden uzaklaştırmak. (Sen bizden değilsin diye bazı beldelere ve şehirlere hizmetin eksik veya hiç götürülmediği biliniyor)
4. Biz ve onlar politikasını kesinlikle bırakmalı. Belki 13 yıldır yapılmayanı yapmaya çalışmalı, bilhassa eğitim ve tarım sektörüne hassasiyetle eğilmeli, taşımalı sistemi kaldırarak köylünün tekrar yerlerine dönmesini desteklemeli. Tüketicilikten üreticiliğe özendirilmeli ve sınırsız desteklenmeli. (Zaten köye dönen herkes tüketici durumdan üretici duruma geçer, hiç olmazsa kendi ihtiyacını karşılayacak kadar tarımla uğraşır)
5. Eleştirilere tahammül ve sabırlı olmayı elden bırakmamalı, eleştiri her zaman otokontrol sistemini geliştirir ve hatalara daha çabuk ulaştırır.
Muhalefet partilerine gelince, elbette onlarında memleketin kalkınması ve refahı için çalışacaklarına şüphe yok, fakat kendilerini ve meramlarını anlatamadılar, anlatamadılar ama halk onlara çok güzel bir şeyler anlattı. Anlatıda onlar bir türlü anlamadılar, hele CHP zaten anlama sorununu bir türlü atlatamayan saplantılılar topluluğu. Kendilerini halkın hamisi olarak gören, halka tepeden bakarak aşağılayıcı bir tavırla halktan yana olduğunu söylüyor fakat halk onların hamilini yıllardır kabul etmemesine rağmen ısrarcılıklarını da tebrik etmek lazım. Bu gidişle 3000 yıllarına doğru belki iktidar olurlarda muratlarına ererler. Yalnız akademisyen ve çalışkan kimseleri partiden uzaklaştırmakla bu işler yürümez. Genç ve dinamik ve aynı zamanda sempatik kadrolara ihtiyacı var. Sayın Bahçeli de Osmaniye’de kendisine bir malikâne ayarlasın ve dinlenmeye geçsin, hem partisi hem de kendisi için iyi olur. Hele ülke için daha başka iyi ve hayırlı olur.
Diğer siyasi partilere gelince, yine meclise önemli bir kayıpla giren HDP´de Türkiye partisi olduğunu açık açık söylemeli ve de bir terör örgütüyle arasına mesafe koymalı. Ne kadar başarılı olurlar zaman gösterir beklemek gerekir (ya sabır).Buda olanaksız ve zor görünüyor.
MHP´ye gelince MHP’yi yönetenler oturulduğu yerden ve her şeyden hayır var diyerek her oluşuma hayır demenin ne kadar yanlış olduğunu öğrenmiş olmalılar. Yanlış bir, iki, üç yapılır yanlışlarla politika yapılmaz.
Şimdi ne yapmalı siyasetle uğraşanlar?
Öncelikle hemen randevu alıp AKP´nin teknik kadrolarını tebrik yetmez, “bükülemeyen bilek öpülür” demiş atalar. Bence diğer partililer bilek öpmeden ziyade omuzlarına kadar yalamalı. Artık omuzlarına kadar yalanacak kimseleri herkes kendisi seçsin. Başarının sırlarını kitap yapan AKP´li varsa, meclis dışı kalan ve zar zor Meclise giren muhalif milletvekillerine bu kitabı uzaktan göstersin. Sakın satmasın şimdilik. Çünkü tılsım bozulur, yani bu beceriksiz adamlar bozar tılsımınızı. Hepsine tebrikler ve başarılar dileriz.