Geçtiğimiz hafta "Kırşehir Çiğdem" gazetemizde yayınlanan "ÇARE TÜRK KİMLİĞİMİZDİR" başlıklı yazımda bazı muhteremlerden ırkçılık yönünden tepkiler aldım. Tabi ben bu söylenenleri ciddiye dahi almadım, güldüm geçtim.
Eğer doğup, büyüdüğüm vatanıma, Türk kimliğine sahip çıkmak ırkçılıksa ben ırkçıyım.
Nasıl ki bir Alman vatandaşı “ben Alman'ım” diyorsa, İngiltere vatandaşı “ben İngiliz’im” diyorsa ben de “Türk vatandaşıyım ve Türk’üm arkadaş ve bundan dolayı ne mutlu Türk'üm diyene” diyorum.
Kırşehir'in gündeme getirilecek, yazılacak o kadar problemleri var ki bu hafta yazarız, öbür hafta yazarız derken, ülkemizin içerisinde bulunduğu şartlar nedeniyle bir türlü yazamıyoruz. Bunları yazmak gündeme getirmek gücümüzün yettiğince vatandaşlarımızı bilgilendirmek gazetecilik görevimizdir.
Millet olarak aklımız, fikrimiz, gözümüz ve dualarımız Suriye'de teröristlerle operasyon yapan Mehmetçiklerimiz. Allah Mehmetçiklerimizin ayağına taş değdirmesin.
Ülkemizi bölüp, parçalamak, küçük bir sömürge ülkesi yapmak amacıyla başta ABD olmak üzere, Almanya, İngiltere, Fransa, Hollanda, İtalya, İspanya ver diğer Hristiyan devletleri kurdukları terör örgütleriyle Doğu ve Güney Doğu Anadolu bölgelerimizi kan gölüne çevirdiler binlerce askerimizin, polisimizin, öğretmenimizin, memurumuzun ve insanlarımızın şehit olmalarına, ölümüne sebep oldular.
Bundan sonuç alamayan Hristiyan devletleri Türkiye'yi işgal etmek adına strateji değiştirerek Irak'ı, Suriye'yi işgal ederek milyonlarca Müslüman'ın öldürülmesine, bir o kadarında vatanlarını terk etmelerine vesile oldular, kurdukları PKK, PYD, YPG, İŞİD gibi terör örgütlerini beslemeye, binlerce tır ağır silahlar vererek Türkiye' ye karşı saldırma emrini vermeye devam ettiler.
Buraya kadar her şey normal ve bildiğimiz konulardır. Hristiyan Devletleri dünya coğrafyasında güçlü bir Müslüman Türk Devletinden korkmaktadırlar. Hem de önceki akşam 1-1'lik sonuçla berabere kaldığımız Fransa maçında attığımız golden ve maç bitiminde futbolcularımızın verdikleri asker selamını ekrandan gösteremeyecek kadar korkmaktadırlar.
T.C. Devleti doğal olarak ülke sınırlarını korumak, vatandaşlarının can güvenliğini sağlamak için Suriye'de bulunan terör örgütlerine karşı operasyon gerçekleştiriyor.
Fakat bu operasyon son iki yüz elli yılın tarihini kanla, soykırımla yazan ABD ve Avrupa Devletleri sivillerin öldürüldüğünden endişe duyduklarını belirterek Türkiye'yi kınamakta, silah ambargoları koymakta, kendi aralarında toplantı üzerine toplantı yapmakta ve Türkiye'yi tehdit ederek bir an önce Türkiye'nin Suriye'den çekilmesini söylemektedirler.
Neden söylüyorlar? Çünkü T.C. Devleti planlarını bozuyor.
Operasyonda sivillerin öldürüldüğünden endişe duyan ülkeler; kendi amaçları ve menfaatleri uğruna insanları fırınlarda yakan, yemeklerle zehirleyen, kurşuna dizerek toplu katliam yapan, yerlerinden yurtlarından eden, kısırlaştıran, köle haline getiren Almanya, İngiltere, İtalya, İspanya, Fransa, Hollanda ve diğer haçlı devletleriyle 1830 yılında çıkarılan “Kızılderili Tehcir Yasası” ile bölgede yaşayan tüm Kızılderelileri topraklarından atan, en az 70 milyon Kızılderili’yi öldüren ABD’dir.
Aynı ülkeler öncelikle Türkiye'yi bölmek, işgal etmek ve yeraltı zenginliklerine sahip olmak için Ortadoğu ülkelerini işgal etmediler mi?
Kadınlara kızlara tecavüz edip, milyonlarca Müslüman'ın öldürülmesine sebep olmadılar mı?
İşte Türkiye'nin ülkesinin güvenliği için terör örgütlerine karşı Suriye'de yaptığı operasyonlarda sivil insanları öldürdüğünü söyleyen sözde medeniyetin beşiği devletlerin yaptığı soykırımlara, katliamlara bakmadan bize insanlık dersi vermeye kalkıyorlar.
Hadi diyelim ki Haçlı Devletlerinin tamamı birlikte hareket ederek Türk ve Müslüman T.C Devletini yok etmek istiyorlar peki din kardeşlerimiz dediğimiz, ümmet dediğimiz, prensleri ölünce ülkemizde yas ilan ettiğimiz Suudi Arabistan’a yakın zamana kadar ilimiz Kırşehir dahil ülkemiz genelinde toplanan binlerce tır dolu erzakı gönderdiğimiz Filistin'e ne demeli. Onlara girip, çıkan nedir?
Biz Kırşehir'de topladığımız yardımları Kırşehir Valiliğinin önünden hareket ederek gövde gösterisiyle, polis eskortlarıyla, kornalarla, büyük bir sevinçle, alkışlarla göndermedik mi onlarca tır dolusu yardımları besle kargayı oysun gözünü hesabı, hallerine ağladığımız, üzüldüğümüz İsrail esaretinde inim inim inleyen Filistin'e bizi kınamaları için mi gönderdik yardımları.
Diğer Arap Devletlerinin Hrıstiyan Devletleriyle beraber hareket ederek Türkiye'yi kınamalarına “Sende mi Brütüs?” demekten başka bir şey demeli. Zira bunlar nasıl Müslüman, nasıl din kardeşi, nasıl ümmet demeyeceğim.
Şahsım olarak Arap devletlerinin ne olduklarını, şekilcilikten başka Müslümanlıkla uzaktan yakından alakalarının olmadıklarını ve tarihleri boyunca Türklere ihanet eden Türk Düşmanı devletler olduklarını biliyorum.
Bugün Ortadoğu kan gölüne çevrildiyse bunun sebebi geçmişte Türklere ihanet eden Arap devletleridir.
Arap Devletlerinin Türklere ilk ihaneti ticari ortak oldukları Göktürkler’e ait bilgileri Türklerin doğal düşmanları olan Çinlilerle paylaşmalarıyla başlamış, İpek Yolu ticaretinde imtiyazlı bir konuma sahip olan Araplar Göktürkler’e ikinci ihanetlerini Sasani-Göktürk Savaşı‘nda Sasani ordusunda yer almaları ile pekiştirmiş ve o günlerden, Kurtuluş Savaşlarına ve bu günlere devam etmiştir Arapların Türklere ihanetleri. Çünkü Türkler’in İslamiyete katkıları Araplar’ı endişelendirmiştir.
Bu vesileyle Türkler’i sürekli elemine etme derdine düşmüşler, buldukları her fırsatta Türkler’i arkadan vurmuşlardır. Türkler’in ve İslamiyet’in Bizans’ı tehdit edişi ve Anadolu’da ilerlemesi üzerine başlayan haçlı seferleri de tarihte en bariz ve en hain Arap ihanetlerine sahne olmuştur. Haçlılara karşı İslam dünyasını her ne pahasına olursa olsun savunan Türkler’e karşı, haçlı ordularına savaşmadan teslim olan ve onlara iaşe ve lojistik destek sağlayan Arap ülkelerini din kardeşimiz olarak görmek nasıl mümkün olabilir?
Onun için de geçtiğimiz hafta "ÇARE TÜRK KİMLİĞİMİZDİR" başlıklı yazımı yazdım.
Türk'ün Türk'ten başka dostu yoktur. Bizler millet olarak Müslüman'ız ama Arap değiliz. Bizler Türk gibi yaşar, Türk gibi yer, Türk gibi giyinir ve Türk gibi savaşırız.
Gerek Kırşehir'de, gerek diğer illerimizde Arap hayranı olan insanlarımız akıllarını başlarına almalı Türk İslam ve Arap tarihini iyi öğrenmeli akıllarını başlarına almalıdırlar Müslümanlık Arap olmak, Araplık, Müslüman olmak değildir.
Haaa! Arap hayranı mısınız, Arap mı olmak istiyorsunuz? Birilerinin Amerikan vatandaşı olup, oraya yerleştiği gibi sizlerde Arap vatandaşı olarak Arap ülkelerine yerleşir doyasıya istediğiniz gibi yaşarsınız. Ne kendiniz sıkıntıya girersiniz, ne de ülkemizi sıkıntıya sokarsınız. Aman giderken mensubu bulunduğunuz tarikatları, şeyhleri, şıhları, cübbelileri götürmeyi de ihmal etmeyiniz.
Dediğim gibi Arap ülkelerinin bizleri kınamasına şaşırmayın onlar geçmişte yaptıklarını yine yapıyorlar.
Sadece biz sizlerin ne olduğunu biliyoruz brütüsler demeliyiz.