BİZİM SEVDAMIZ KIRŞEHİR'DİR

Kırşehir’de doğdum, Kırşehir’de büyüdüm, Kırşehir’de okudum, Kırşehirspor’da futbol oynadım, Kırşehir’de siyaset yaptım. Kırşehir’i, ilçelerini, kasabalarını, köylerini karış, karış gezdim.


Kırşehir sevdalısı olarak Kırşehir’in sorunlarını yazılarımızda gündeme getirerek yetkilileri iş başına çözüm bulmaya davet ediyoruz. Bazen yazılarımızı okuyarak sesimizi duyan yöneticilerimizin gündeme getirdiğimiz konularda çalışma başlatarak sorunları giderdiklerine, bazen de yazılarımızın dikkate alınmadığına şahit oluyoruz. Ama bizim yazılarımızla hareket ederek Kırşehir’in sorunlarının halledildiğini görünce de Kırşehir’e az da olsa hizmet ettiğimizi, çorbada tuzumuz olduğunu düşünerek seviniyor ve mutlu oluyoruz.
Ancak zaman, zaman cadde ve sokaklarda karşılaştığım kişilerin bana “Osman bey Kırşehir’in Valisi var, Belediye Başkanı var, Milletvekilleri var, siyasileri, sivil toplum örgütleri var, onlarda görüyordur, biliyordur sizin yazdıklarınızı, otur evinde bak keyfine, etin budun ne senin, başına iş alırsın. Sana mı kaldı Kırşehir’in sorunları, başka işin gücün yok mu senin?” gibi sorumsuz, duyarsız, suya sabuna dokunmaktan korkan insanlara şahit oluyorum.
Şaşkınlık içerisinde duyduğum bu sözler karşısında ağlayım mı, güleyim mi bilemiyorum. Ancak şu hususu özellikle belirtmek istiyorum.
Bizim işimiz, gücümüz sevdalısı olduğumuz, laf söyletmediğimiz Kırşehir’e hizmet etmektir.
Etimiz sahip olduğumuz şerefimiz, budumuz da onurumuzdur.
Yalan haber ve yazı yazmak, kişilerin şerefine dokunmak, hakaret etmek anlayışından uzak ve Hz Ali’ nin “İnsanlara faydası olmayanı ölülerden say gitsin” Sözüyle hareket ederek Kırşehir’e hizmet etmeyi prensip edindiğimiz için başımıza iş alacak, korkacak bir şeyimiz de yok. Çünkü Alnımızda kara leke yok.
Kendimiz için bir şey istemediğimiz gibi Kırşehir’e Kırşehir insanına hizmet etmenin Hakk’a hizmet olduğu anlayışıyla kalemi elimize alıyoruz.
Bize ters gelen suya sabuna dokunma anlayışı yerine, suya, sabuna dokunarak kirleri akıtmayı, ortamı temizlemeyi tercih ettik. Suya, sabuna dokunmanın imandan olduğuna inandık.
Suya dokunma, sabuna dokunma, sana ne, sen kimsin, onu yazma, bunu yazma! Bu anlayışla hareket edersek doğup büyüdüğümüz, ekmek yediğimiz Kırşehir’e nasıl hizmet edeceğiz? Bizler emme basma tulumba değiliz, zabıt katibi hiç değiliz. İşimiz, gücümüz, sevdamız Kırşehir’dir. Başka amacımız yok bizim.
Bizler her zaman Kırşehir’deyiz. Ne yaz aylarında tatillerde deniz kenarlarındayız, ne de başka yerlerde. Kırşehir’den başka gidecek yerimiz yok bizim.
Kırşehir bizim edamız, Kırşehir bizim devamız, Kırşehir bizim duamızdır. Kırşehir’de başımız dik, alnımız ak, gönlümüz pak. Kırşehir sevdamızdır bizim.
Ne yazık ki Kırşehir’in en büyük ihtiyacı olan "birlik-beraberlik ruhunu" bir türlü canlandıramadık. Kırşehirlilik bilincini oluşturmak, için çaba sarf etmedik.
Kırşehir’den, Kırşehir insanından bir şey olmaz gibi yanlış ve kötü propagandadan vazgeçmedik.
Kırşehir’e değer veren bir düşünceyle, hizmet anlayışına sahip olamadık.
Hep kendimizi düşündük. Kendimiz için Kırşehir’in kaderiyle oynadık.
Kırşehir’in sorunlarını, problemlerini ilgililere, yetkililere tam anlatamadık.
Ne herkese yağ çektik, yalakalık yaptık, el öptük, el üfeledik, gelene ağam gidene paşam dedik.
Kırşehir’i iş alanlarının ve sanayisinin olduğu, turistlerin akın ettiği, gelişen, büyüyen sorunsuz bir şehir olarak anlattık.
“Oğlum işe girsin, kızım tayin olsun, arsam, tarlam, dairem değerlensin ama Kırşehir tufan olsun! anlayışından kurulamadık.
Rabbena, hep bana, hep benim cebime, benim tarlama dedik.
Çok küçük hesaplar yüzünden kocaman Kırşehir’in kaderiyle oynayacak kadar vurdum duymaz, sorumsuz davranmayı bırakamadık.
Ara sıra bizler bir şekilde Kırşehir’in sorunlarını gündeme getirince de “sana mı kaldı Kırşehir’in sorunları? Valisi var, Başkanı var, Milletvekilleri var” gibi anlamsız sözlerle karşılaştık.
Ancak suya sabuna dokunmaktan korkan, bizlere siz kimsiniz, “size mi kaldı Kırşehir’in sorunları” diyen bu kişilere “sizler kendinize yakıştığı gibi bizlerde kendimize yakıştığı gibi davranalım” diyerek Kırşehir’in sorunlarını “Kırşehir Çiğdem” Gazetesinde ve köşemizde aktardığımızda eleştiri de aldık, yazılarımızın dikkate alınarak çözüme kavuşturulduğunu da gördük.
Bu nedenle herkes aklını kendine saklasın bizim işimiz hizmet sevdamız Kırşehir’dir.
Kırşehir’e hizmet etmenin onuru ve şerefi bizi yeter…