Bir yıldan fazla bir süredir Covid-19 denen bir virüs dünyayı ve ülkemizi sarstı. Her ne kadar bu virüse karşı aşı bulunsa da hala her gün dünyada binlerce kişi yaşamını kaybediyor.
İşte ülkemiz genelinde olduğu gibi Kırşehir ve ilçelerinde koronavirüs vaka sayısının giderek artığını herkes görüyor, ama bildiğinden de geri adım atmıyor ne yazık ki!
Kırşehir’de Valimiz Sayın İbrahim Akın, Belediye Başkanımız Sayın Selahattin Ekicioğlu ve Sağlık Müdürümüz Dr. Ali Bulut başta olmak üzere bazı daire müdürleri ve sivil toplum kuruluşlarının başkan ve yöneticileri halkı koronavirüse karşı uyarıyor, denetim üstüne denetim yapıyor. Ama ne var ki “Bana bir şey olmaz!” diyenler de caddede, sokakta cirit atmaya devam ediyor.
Valimiz Sayın İbrahim Akın’ın yoğun çabaları, Sağlık Müdürümüzün, Hastanede görev yapan doktorlarımızın, hemşirelerimizin ve tüm sağlık çalışanlarımızın büyük özverileri sonucu Türkiye’nin 58 ili çok yüksek olan kırmızı haritada yer alırken, Kırşehirimizin önce sarı yani orta riskli, sonra yüksek riskli iller arasında yer aldı.
Kırşehir’de doktorlarımız, sağlık memurlarımız, hemşirelerimiz çevresini, yakınlarını, eş ve dostlarını uyarıyor ve “Bugün şu kadar pozitif vaka tespit edildi. Mecbur olmadıkça bir yere gitmeyin, kalabalık ortamlardan kaçının, koronavirüs sayısı arttı…” diyorlar. Ama kimin umurunda ki!
Otobüslere bakıyorsunuz tıka basa, pazara gidiyorsun tıklım tıklım!
Markete gidiyorsunuz, pazardan hiç farkı yok. Oralar da yoğunluk var.
Kırşehir’in cadde ve sokakları, meydanları ana-baba günü!
Oysa birkaç ay önce vaka sayısı belli bir sayıya kadar inmiş, normalleşme adımları atılmaya başlanmıştı.
Ama demek oluyor ki bizler yasakların kaldırılmasını, denetimlerin gevşetilmesini sanki hastalık ortadan kalkmış gibi algılamış olacağız ki yeniden kısmi kapanma dönemine geçildi.
Kırşehir’de artık Cumartesi ve Pazar günleri tam gün hafta içi 19.00-05.00 saatleri arası da sokağa çıkma yasağı uygulanacak.
İnşallah hep birlikte alınan kararlara uyar ve bu salgından hep birlikte kurtuluruz.
Bugünlerde koronavirüs salgınında ikinci dalga endişesi yaşanırken, virüsle mücadele kapsamında alınan tedbirler ve yapılan uyarılar kâr etmiyor ne yazık ki!..
Böyle olunca Türkiye olarak bu salgından kurtulamadık, pik boyutlara çıktı.  
Kırşehir’de vaka sayılarındaki artış gösteriyor ki bu sadece bir avuç duyarlı vatandaşın uyarılara riayet etmesi ile önüne geçilecek bir hastalık değil. Topyekûn herkesin çabası ile önüne geçilecek bir salgın.
Bugün Kırşehir Devlet Hastanesi’nde Covid-19 virüsünden dolayı yatanların sayısının her geçen gün arttığını, hayatını kaybedenlerin sayısının çoğaldığını hala görmezden, duymazdan gelenler var.
Bu kabul edilebilecek bir durum olsa gerek.
Şimdi iki haftalık kısmi kapanma dönemine girdik ülke olarak. Umarız Ramazanın da etkisiyle mecbur olmadıkça kalabalık ortamlara girmeden, alınan tedbirlere riayet edersek, tabi bu arada aşı çalışmaları da hızlanırsa, birkaç aya kadar normal hayatımıza döneriz diye düşünüyorum. 
Bu nedenle herkes tedbirli olmalı ki, vakaların artmasının önüne geçilmeli.
Kontrollü normalleşmeyi yanlış anlayıp anormalleşenlerin yüzünden bugün yine kapanmak zorunda kaldık. 
Lütfen artık alınan tedbirlere ve kurallara riayet edelim. Maske, mesafe ve temizlik kurallarını bir kenara bırakıp, sanki koronavirüs salgını ortadan kalkmış gibi bir düşünce ve davranış içinde girilmemesi gerektiğini de aklımızdan çıkarmamalıyız.
O zaman lütfen diyoruz biraz daha duyarlılık, biraz daha sabır…

* * *

SEVDİĞİM BİR SÖZ

“Çok fazla güven, insanı vurdumduymaz, çok fazla güvensizlik ise çekilmez, hoşgörüsüz hale getirir.” Niccolo Machiavelli

* * *

BİRAZ DA GÜLELİM

Fıkra değil gerçek

Erzurum'da şehirlerarası sefer yapan bir yolcu otobüsünde muavin horlayan yolcuyu insanları rahatsız ettiği gerekçesiyle uyandırır. Ancak adam tekrar uyur ve horlamaya devam eder.
Bunun üzerine muavin sinirlenir ve adamla tartışmaya başlar, tartışma büyüyünce muavin adamı otobüsten indirmeye karar verir.
Sinirlenen adam muavini bir güzel döver, otobüs şoförü müdahale edince şoför de dayaktan payını alır.
Yedek şoför de gelir, adam onu da dövdükten sonra otobüsten iner, inerken de boksör olduğunu söyler.
Aynı muavin, başka bir gün yine bir yolculuk esnasında yolculardan birinin horladığını duyar ve yolcuyu kibar bir şekilde uyandırdıktan sonra sorar:
-Gardaş boksör misen?
-Hayır...
-Karateci misen?
-Hayır...
-Tekvandocu misen?
-Hayır...
-Kungfucu misen?
Adam şaşırır ve yine hayır der.
Bunun üzerine muavin şaşkınlıkla sorar:
"Peki gardaş, neyine güvenip horlirsen?"