Günümüzün hastalığı dost bulamamak dersem birçok insanın bu sözüme katılacağına eminim. 
Dünyanın var oluşundan bugüne benim yazdıklarımı teyit eden onlarca yazı yazılmış, söz söylenmiştir, gel gör ki her zaman bu tür sözlerin geçerliliği vardır ve hayatımızın acı gerçeğidir. 
Düzenin adamı olmak, haksızlıklar karşısında susmak şeytanla eş değer tutulur bilirim. Bu anlayışım ve inanışım içinde, susmamak doğruları konuşmak konusunda elimden gelen gayreti sarf etmeye çalışıyorum.
Tabi kimi zaman nasırına bastıklarımız feryat ederken, susmayı ya da konuşmamayı tercih eden dostlarımızın da takdirini kazandığımızı ve onların toplum içerisinde söylemeye imtina ettikleri doğruları benimle aynı konuşma gayretinde olduklarını ziyaretlerinde belirtmelerine de şahitlik ediyorum.
İşte toplumun hali, bunu ben söylerken yazarken iftira mahiyetinde söyleyip yazmıyorum, insanlar korkuyorlar “İşimden olurum! İftiraya maruz kalırım! İsmi, cismi ne idüğü belli olmayanların yalan beyanlarına maruz kalırım, ocağım dağılır” düşüncesi ile susmayı tercih edenlere toplumumuzun gerçeği yaşanan gerçekleri söylememek  susmak şeytanlıktır desem yanılmam. 
Kırşehirimizin beklentileri ve yapılması gereken yatırımları neden yerel siyasi partilerce gündem olmaz? Neden iktidar vekilimiz şehrimizin eksikleri beklentilerini gündemde tutmak adına girişimde bulunmaya çekinir? 
Şehrin ekonomisini ayakta tutan fabrikalar, küçük işletmeler, esnaflar zanaatkarlar, ziyaret edilerek neden sorunları dinlenmez?
Neden bu şehrin siyasi ve atanmış temsilcileri Üniversitemizin Rektörü birbiri ile kerhen konuşmayı tercih eder?  Muhalefet partilerinin temsilcilerine randevu vermeye çekinir? 
İlimizi ilgilendiren temel sorunları neden saman altından yürütülüp, “Biz yaptık oldu!” mantığı ile yürür?
Neden “Merkez beni bağlamaz, benim partimin belediye başkanlıklarının temsil ettiği ilçeler ve sorunları benim sorunumdur” demek bu ilin temsil makamına laf olur, söz olur söylenir. 
Yanan yıkılan bu şehir ve insanı dünya ölümlü, makamlar emanet işte. 
Bugün ki iktidarın yaptığı yanlışlıklar neticesinde ülkemizin insanımızın çıkmazlar içerisindeki sıkıntıları buna bir de ne olduğu bilinmeyen hastalık ve ardından dip yapan, taban yapan “Ekonomi”.
Ne olur şehrimiz, ülkemiz, milletimiz adına konuşun ve çalışmak yapmak için çaba sarf edin boş laflar, görkemli resim kareleri, bu millete bir şey kazandırmıyor. 
Gerçekleri gören göz, konuşan ağız olalım, Yunus’un “Ben gelmedim dava için / Benim işim sevgi için” deyip yolumuza revan olalım. Olalım ki Kırşehir kazansın.